Haliç Kongre Merkezi’nde İlim Yayma Cemiyeti’nin 65. kuruluş yıldönümü programına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılara seslendi.
“Bölgeyi kendi çıkarları için dizayn etmek isteyenler o dönemde basın yayın kuruluşlarını nasıl bir silah gibi kullanmışlarsa 100 yıl sonra aynısını bugün de yapıyorlar. Suriye ve Irak konusunda, Güneydoğu Anadolu’daki olaylar hususunda aynı yaklaşımın ürünü haberlere, manşetlere, sosyal medya kampanyalarına her gün şahit oluyoruz. Üç yıl önce Gezi olayları sırasında yaşanan hadiseleri sanki ülkede bir iç savaş yaşanıyormuş gibi gösteren, bu yönde yayın yapan Batılı medya kuruluşları ülkemizde kamp kurmuşlardır. Sonra manşetlerini ‘Türkiye teröre destek veriyor’ kara propagandasını yaptılar.
Bu arada basın yayın özgürlüğü üzerinden ülkemizi karalamak için her türlü çabayı gösterdiler. Şu anda paralel devlet yapılanması bunu yapmıyor mu? Türkiye’de başarılı olamayınca şu anda Batı’nın değişik ülkelerinde paralel devlet yapılanmasının medya unsurları oralarda ülkemiz aleyhinde kampanyalar sürdürüyor. Yalanın envai çeşidi şu anda onlarda var. Çünkü onlar da takiyyeci. Bunu da başarıyla yürütüyorlar. Şu anda çok ciddi bir kısmı cezaevlerinde, bir kısmı kaçtı gitti. Dedik ya ‘inlerine gireceğiz’ Girdik ve giriyoruz. Bu ten bu canda oldukça bu ümmete ihanet eden kim olursa olsun bunların üzerine sonuna kadar gideceğiz.
Amerika’da bir enstitüde konferans vereceğim. Enstitünün önüne geldik, baktık karşıda PKK bayrakları. Bir tarafta Asala. Bir de baktık ki başka bir tarafta paralel devlet yapılanması. Bunlar ne zamandan beri dost oldular? Ne zamandan beri bunlar bu kadar ahbaptılar? O çok iyi bir fotoğraf karesiydi. Hala gaflet içerisinde olan o samimi kardeşlerimiz –hani tabanı ibadet- diyoruz ya o tabanı ibadette kalan kardeşlerimiz temenni ederim ki bu işten kurtulurlar. Çünkü tabanı ibadet, ortası ticaret, tavan ihanet…
Adi suçlardan, terör suçlarından hüküm giymiş, tutuklanmış kişileri ‘gazeteciler hapse atılıyor’ diye dünya kamuoyuna bunlar yutturmaya çalışıyor. Hala devam ediyorlar. Peki siz Suriye rejiminin katlettiği onlarca gazetecinin hiç haber olduğunu duydunuz mu? Gazze’de öldürülen gazeteciler için herhangi bir kampanya yürütüldüğünü gördünüz mü? Kendi ülkelerinde gizli bilgileri ifşa ettikleri için ofislere basıldığına dair raporlar yayınlandığını, dünyanın ayağa kaldırıldığını hiç işittiniz mi? Terör konusunda da aynı çifte standarda, aynı ikircikli tavra şahit oluyoruz.
Biz ‘PYD, YPG terör örgütüdür’ diyoruz, Amerika’da savunma bakanı ayrı şey söylüyor, öbür tarafta sözcü ayrı şey söylüyor. YPG’yi PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmediklerini söylüyor. Bu nasıl bir şey? Kendileriyle konuştuğumuz da bize artık farklı konuşuyorlar, ama sırtımızı dönüyoruz bunlar farklı şeyleri söylüyorlar. Öyleyse bu millet kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok. Hani şair diyor ya ‘bir zamanlar biz de millet, hem nasıl bir milletmişiz? Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz’ İşte bunu yapacağız.
“Bölgeyi kendi çıkarları için dizayn etmek isteyenler o dönemde basın yayın kuruluşlarını nasıl bir silah gibi kullanmışlarsa 100 yıl sonra aynısını bugün de yapıyorlar. Suriye ve Irak konusunda, Güneydoğu Anadolu’daki olaylar hususunda aynı yaklaşımın ürünü haberlere, manşetlere, sosyal medya kampanyalarına her gün şahit oluyoruz. Üç yıl önce Gezi olayları sırasında yaşanan hadiseleri sanki ülkede bir iç savaş yaşanıyormuş gibi gösteren, bu yönde yayın yapan Batılı medya kuruluşları ülkemizde kamp kurmuşlardır. Sonra manşetlerini ‘Türkiye teröre destek veriyor’ kara propagandasını yaptılar.
Bu arada basın yayın özgürlüğü üzerinden ülkemizi karalamak için her türlü çabayı gösterdiler. Şu anda paralel devlet yapılanması bunu yapmıyor mu? Türkiye’de başarılı olamayınca şu anda Batı’nın değişik ülkelerinde paralel devlet yapılanmasının medya unsurları oralarda ülkemiz aleyhinde kampanyalar sürdürüyor. Yalanın envai çeşidi şu anda onlarda var. Çünkü onlar da takiyyeci. Bunu da başarıyla yürütüyorlar. Şu anda çok ciddi bir kısmı cezaevlerinde, bir kısmı kaçtı gitti. Dedik ya ‘inlerine gireceğiz’ Girdik ve giriyoruz. Bu ten bu canda oldukça bu ümmete ihanet eden kim olursa olsun bunların üzerine sonuna kadar gideceğiz.
Amerika’da bir enstitüde konferans vereceğim. Enstitünün önüne geldik, baktık karşıda PKK bayrakları. Bir tarafta Asala. Bir de baktık ki başka bir tarafta paralel devlet yapılanması. Bunlar ne zamandan beri dost oldular? Ne zamandan beri bunlar bu kadar ahbaptılar? O çok iyi bir fotoğraf karesiydi. Hala gaflet içerisinde olan o samimi kardeşlerimiz –hani tabanı ibadet- diyoruz ya o tabanı ibadette kalan kardeşlerimiz temenni ederim ki bu işten kurtulurlar. Çünkü tabanı ibadet, ortası ticaret, tavan ihanet…
Adi suçlardan, terör suçlarından hüküm giymiş, tutuklanmış kişileri ‘gazeteciler hapse atılıyor’ diye dünya kamuoyuna bunlar yutturmaya çalışıyor. Hala devam ediyorlar. Peki siz Suriye rejiminin katlettiği onlarca gazetecinin hiç haber olduğunu duydunuz mu? Gazze’de öldürülen gazeteciler için herhangi bir kampanya yürütüldüğünü gördünüz mü? Kendi ülkelerinde gizli bilgileri ifşa ettikleri için ofislere basıldığına dair raporlar yayınlandığını, dünyanın ayağa kaldırıldığını hiç işittiniz mi? Terör konusunda da aynı çifte standarda, aynı ikircikli tavra şahit oluyoruz.
Biz ‘PYD, YPG terör örgütüdür’ diyoruz, Amerika’da savunma bakanı ayrı şey söylüyor, öbür tarafta sözcü ayrı şey söylüyor. YPG’yi PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmediklerini söylüyor. Bu nasıl bir şey? Kendileriyle konuştuğumuz da bize artık farklı konuşuyorlar, ama sırtımızı dönüyoruz bunlar farklı şeyleri söylüyorlar. Öyleyse bu millet kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok. Hani şair diyor ya ‘bir zamanlar biz de millet, hem nasıl bir milletmişiz? Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz’ İşte bunu yapacağız.