İstanbul’da medyaya yönelik yapılan operasyonlara Burdurlu gazeteciler, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları tepki gösterdi.
Burdur Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Adnan Taraşlı, "Anadolu gazetecileri sansüre ve operasyonlara isyan eder. Bizler yapılan bu yanlışları tasvip edemeyiz. Basının hür olması gerektiğini yıllardır her platformda dile getirdik. Bundan sonra da dile getireceğiz. Bu hukuksuz operasyonları doğru bulmuyoruz." diye konuştu.
Burdur’un duayen gazetecilerinden yerel gazete köşe yazarlarından Tacettin Akbaş da "Bu algı operasyonunu tasvip edemeyiz. Saygın gazetecilere operasyon yapılıyor. Tek üzüldüğüm nokta, kamuoyunda bu güzel insanların yıpratılıyor olması. Bu güzel insanların bir iki gün sonra suçsuzluğu ispatlanıp dışarı çıkacaklarına inanıyorum." şeklinde konuştu. Basının birçok konuda haber ve yorumlar yaptığını, bu haber ve yorumlardan yanlış olanlar varsa tekzip yolunun açık olduğunu vurgulayan duayen gazeteci Akbaş, "Gazetecilerin bazı haber ve yorumlar yaptığı için algı operasyonuna tabi tutulması son derece yanlış." dedi.
Şu andaki hükümetin içindeki bir çok siyasinin geçmişteki 163 gibi bazı maddelerden mağdur olduğunu, şimdi ise kendilerinin Makul Şüphe Yasası ile başkalarını mağdur ettiklerini kaydeden gazeteci Akbaş, şunları ekledi: "Anadolu gazetecileri olarak yapılan yanlışın hep karşısında olduk. Samanyolu ve Zaman yayın gruplarının şu ana kadar yaptığı yayınlarda ülkenin aleyhine bir yayın görmedik. Şu anda gözaltına alınan arkadaşlarımıza yapılan haksızlığın en yakın zamanda anlaşılması ve mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyoruz."
Burdur’un CHP’li Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz de "Türkiye bir hukuk devleti. Mazlumun adresi sorulmaz. Kim olursa olsun onun yanındayız. Basın özgürlüğü demokrasinin bir gerekçesidir. Hukuku üstün kılmak istiyorsak, basını ve muhalefeti susturmak yerine görüşlerine değer verip önem vermek gerekiyor. Haksız yere tutuklanan birçok insan var. Müslümansak, kul hakkına inanıyorsak, -kul hakkı sadece para ile pulla alınılıp gasp edilmek değildir- özgürlüğü kısıtlamak, insanları haksız yere suçlamak da kul hakkıdır. Bu anlamda çok dikkatli olunmalı. Toplu yapılan gözaltılar demokrasiye yakışmıyor. Normalleşmek istiyorsak intikam duygusu ile değil, siyasi linç anlayışı ile değil, haklıyı haksızı ayırt ederek yapmalıyız. Bugün bana yapılan yarın size, bir başka gün bunları yapanları yapanlara olabilir. Gücü eline geçirenlerin değil, hukukun üstünlüğünü istiyoruz. İnşallah kötü şeyler olmaz." sözlerini kaydetti.
Makul Şüphe Yasası’nın göreceli bir kavram olduğunu, bu yasaya göre herkese suç isnat edilebileceğini, bu yasanın uzun soluklu olamayacağını anlatan Başkan Ercengiz, "Bu yasa demokrasiye aykırı. Kuvvetli şüphenin de ötesinde, kanıtlanmış suç ve delil olmadan insanların özgürlüğünü elinden almanız çok ağır ve yıpratıcı bir süreç. Bunlar demokrasiye yakışmayan durum. Makul Şüphe kavramını yeniden gözden geçirmek gerekiyor." sözlerine yer verdi.
Basın mensuplarının kendilerini de eleştirdiğini, kendisinin bundan memnuniyet duyduğunu dile getiren Başkan Ercengiz, özgürlüklerden yana olduğunu, kimden gelirse gelsin, gücü elinde bulunduranların basını susturmaya çalışmasının yanlış olduğunu, gelişmiş toplumlarda birçok devlet adamının korumasız gezdiklerini, kendi vatandaşları ve basınları tarafından rahatça eleştirildiklerini, doğrunun da ancak muhalif seslerle ortaya çıkabileceğini sözlerine ekledi.
Alperen Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Ziya Sadık Ercan, "Başta rahmetli şehit Muhsin Başkan’ın ölümü olmak üzere birçok konu aydınlatılamadı. Şimdi de özgür basın susturulmak isteniyor. 28 Şubat'ta susturamadıkları basını şimdi susturmak istiyorlar. Allah doğrunun yanındadır. Bu algı operasyonları tutmaz." diye konuştu.
Burdur Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Adnan Taraşlı, "Anadolu gazetecileri sansüre ve operasyonlara isyan eder. Bizler yapılan bu yanlışları tasvip edemeyiz. Basının hür olması gerektiğini yıllardır her platformda dile getirdik. Bundan sonra da dile getireceğiz. Bu hukuksuz operasyonları doğru bulmuyoruz." diye konuştu.
Burdur’un duayen gazetecilerinden yerel gazete köşe yazarlarından Tacettin Akbaş da "Bu algı operasyonunu tasvip edemeyiz. Saygın gazetecilere operasyon yapılıyor. Tek üzüldüğüm nokta, kamuoyunda bu güzel insanların yıpratılıyor olması. Bu güzel insanların bir iki gün sonra suçsuzluğu ispatlanıp dışarı çıkacaklarına inanıyorum." şeklinde konuştu. Basının birçok konuda haber ve yorumlar yaptığını, bu haber ve yorumlardan yanlış olanlar varsa tekzip yolunun açık olduğunu vurgulayan duayen gazeteci Akbaş, "Gazetecilerin bazı haber ve yorumlar yaptığı için algı operasyonuna tabi tutulması son derece yanlış." dedi.
Şu andaki hükümetin içindeki bir çok siyasinin geçmişteki 163 gibi bazı maddelerden mağdur olduğunu, şimdi ise kendilerinin Makul Şüphe Yasası ile başkalarını mağdur ettiklerini kaydeden gazeteci Akbaş, şunları ekledi: "Anadolu gazetecileri olarak yapılan yanlışın hep karşısında olduk. Samanyolu ve Zaman yayın gruplarının şu ana kadar yaptığı yayınlarda ülkenin aleyhine bir yayın görmedik. Şu anda gözaltına alınan arkadaşlarımıza yapılan haksızlığın en yakın zamanda anlaşılması ve mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyoruz."
Burdur’un CHP’li Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz de "Türkiye bir hukuk devleti. Mazlumun adresi sorulmaz. Kim olursa olsun onun yanındayız. Basın özgürlüğü demokrasinin bir gerekçesidir. Hukuku üstün kılmak istiyorsak, basını ve muhalefeti susturmak yerine görüşlerine değer verip önem vermek gerekiyor. Haksız yere tutuklanan birçok insan var. Müslümansak, kul hakkına inanıyorsak, -kul hakkı sadece para ile pulla alınılıp gasp edilmek değildir- özgürlüğü kısıtlamak, insanları haksız yere suçlamak da kul hakkıdır. Bu anlamda çok dikkatli olunmalı. Toplu yapılan gözaltılar demokrasiye yakışmıyor. Normalleşmek istiyorsak intikam duygusu ile değil, siyasi linç anlayışı ile değil, haklıyı haksızı ayırt ederek yapmalıyız. Bugün bana yapılan yarın size, bir başka gün bunları yapanları yapanlara olabilir. Gücü eline geçirenlerin değil, hukukun üstünlüğünü istiyoruz. İnşallah kötü şeyler olmaz." sözlerini kaydetti.
Makul Şüphe Yasası’nın göreceli bir kavram olduğunu, bu yasaya göre herkese suç isnat edilebileceğini, bu yasanın uzun soluklu olamayacağını anlatan Başkan Ercengiz, "Bu yasa demokrasiye aykırı. Kuvvetli şüphenin de ötesinde, kanıtlanmış suç ve delil olmadan insanların özgürlüğünü elinden almanız çok ağır ve yıpratıcı bir süreç. Bunlar demokrasiye yakışmayan durum. Makul Şüphe kavramını yeniden gözden geçirmek gerekiyor." sözlerine yer verdi.
Basın mensuplarının kendilerini de eleştirdiğini, kendisinin bundan memnuniyet duyduğunu dile getiren Başkan Ercengiz, özgürlüklerden yana olduğunu, kimden gelirse gelsin, gücü elinde bulunduranların basını susturmaya çalışmasının yanlış olduğunu, gelişmiş toplumlarda birçok devlet adamının korumasız gezdiklerini, kendi vatandaşları ve basınları tarafından rahatça eleştirildiklerini, doğrunun da ancak muhalif seslerle ortaya çıkabileceğini sözlerine ekledi.
Alperen Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Ziya Sadık Ercan, "Başta rahmetli şehit Muhsin Başkan’ın ölümü olmak üzere birçok konu aydınlatılamadı. Şimdi de özgür basın susturulmak isteniyor. 28 Şubat'ta susturamadıkları basını şimdi susturmak istiyorlar. Allah doğrunun yanındadır. Bu algı operasyonları tutmaz." diye konuştu.