Çankaya'da devir-teslim
12. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü'ndeki törenle görevi 11. Cumhurbaşkanı Gül'den devraldı.
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül tarafından resmi törenle karşılandı.
Erdoğan, Anıtkabir ziyaretinin ardından Başbakanlık Resmi Konutu'na geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süre Resmi Konut'ta kaldıktan sonra Çankaya Köşkü'ne hareket etti. Erdoğan'a bu sırada Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen eşlik etti.
Cumhurbaşkanlığı'nın 1. No'lu kapısında, tarihteki 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve Türk bayrağı taşıyan atlı birlik tarafından karşılanan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın bulunduğu makam aracı, atlı birlik eşliğinde tören alanına geldi.
Erdoğan ve eşi, tören alanında 11. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi tarafından karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören kıtasını "Merhaba asker, nasılsınız" diyerek selamladı. "Sağol" karşılığını alan Erdoğan, "Sizler de sağolun" dedi.
Tören sırasında, Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan, Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül de eşlik etti.
Büyük Şeref kapısının önünde Cumhurbaşkanları ve eşleri basın mensuplarına poz verdi.
Gül, devir teslim törenine katılmak üzere Çankaya Köşkü'ne gelen devlet başkanlarını da Şeref Kapısı'nda karşıladı.
-"Görevimi devrederken müsterihim"
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Sayın Cumhurbaşkanı, değerli kardeşim Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin bu yolda daha ileri mesafeler kat edeceğine inancım tamdır. Dolayısıyla bu sefer de görevimi devrederken müsterihim" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den görevi devraldı.
Gül, konuşmasına "Sayın Cumhurbaşkanı, değerli Hanımefendi, ekselanslar, hanımefendiler, beyefendiler, 7 yıl süreyle üstlenmiş olduğum Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevini bugün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a devretmekten büyük bir şeref duyuyorum" sözleriyle başladı.
Bu münasebetle düzenledikleri devir teslim töreninin kendisi için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu dile getiren Gül, şöyle devam etti:
"Katılarak bizi onurlandıran yabancı misafirlerimize 'hoş geldiniz' diyorum. Özellikle aramızda bulunan değerli cumhurbaşkanı dostlarımızı tekrar sevgiyle selamlıyorum, onları burada bir kez daha görmekten büyük memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Hepsiyle çok hukukumuz oldu. Burada hazır bulunan dostlarımı da muhabbetle selamlıyorum. Görev sürem boyunca uyum ve eşgüdüm içinde çalıştığım, ülkemizin yasama, yürütme ve yargı organları mensuplarına ve sivil toplumumuza, aziz milletime bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bu süre içinde ikili ilişkilerimizi geliştirmek, bölge ve dünya barışına katkıda bulunmak amacıyla işbirliği yaptığım, bir bölümü aramızda olan değerli dünya liderlerine de tekrar şükranlarımı sunuyorum."
Bugünkü törenin önemli bir özelliğinin bulunduğunu vurgulayan Gül, "Türk halkı tarafından Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan, değerli kardeşimle, 40 yılı aşan bir dava arkadaşlığımız, dostluğumuz ve beraber çalışma mesaimiz var. 40 yıl, yarım asra yaklaşmış demek. 40 yılı aşan dediğime göre, yarım asra yakın bir beraberliğimiz var. Dolayısıyla böyle bir arkadaşıma devrediyorum" diye konuştu.
"Sayın Cumhurbaşkanının üstün liderlik ve yöneticilik yeteneklerini, ülkesine ve insanlığa hizmet heyecanını, vatan aşkını ve millet sevgisini, hakka olan inancını en yakından bilenlerdenim" ifadelerini kullanan Gül, şunları kaydetti:
"Son 14 yıl boyunca ise önce partimizi beraber kurduk, sonra da Türkiye'nin yönetiminde değişik pozisyonlarda beraber çalıştık. Gururla söylemeliyim ki bu 12 yıl, cumhuriyet tarihimizin en parlak dönemleri arasında yer aldı. Birlikte tarihi, ekonomik, siyasi, sosyal reformlara, dönüşümlere imza attık. Ülkemizde demokrasinin derinleşmesini, istikrarın sağlanmasını ve refahın artmasını bir kısmı bugün aramızda bulunan değerli arkadaşlarımızla hep beraber yaptık. Bölge ve dünya barışına, küresel sorunların çözümüne elbirliği içinde katkıda bulunmaya çalıştık. Sayın Cumhurbaşkanı, değerli kardeşim Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin bu yolda daha ileri mesafeler kat edeceğine inancım tamdır. Dolayısıyla bu sefer de görevimi devrederken müsterihim. Tıpkı 10 yıl önce, 11 yıl önce Başbakanlık görevini devrettiğim gibi."
Erdoğan liderliğindeki güçlü ve istikrarlı bir Türkiye'nin, dünyanın ve bölgenin istikrara ve huzura kavuşmasına büyük katkı sağlayacağına inandığını dile getiren Gül, Türkiye'nin her zamankinden daha güçlü, itibarlı ve müreffeh olmasına, ülkenin kendi çıkarları kadar bölgenin çıkarları ve istikrarı için de büyük ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.
Gül, "Bu vesileyle ülkemin, aziz Türk milletimin ve insanlığın daha iyi bir geleceğine olan inancımı bir kez daha tekrarlamak istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
-Ailesine teşekkür etti
Ailesine teşekkür etmek istediğini belirten Gül, "Önce tabii ki anneme, babama sağlık sıhhat diliyorum, sonra da eşime, benim çok yükümü çekti, bunu sizler de bilirsiniz. Siyasi hayatımda şerefle Kayseri'yi temsil ettiğim yıllarda özellikle de siyasi hayatımın ilk 10 yılında, eve hiç uğramadığımız dönemlerde çocukları hep ona emanet ettim ve çocukları o yetiştirdi" diye konuştu.
"O zaman hiç unutmam, 'Ben artık milletin çocuklarını kurtarmak için uğraşacağım, bizim çocukları da sen kurtaracaksın' dedim ve çok şükür bunu en güzel şekilde yaptı" diyen Gül, eşinin "devleti ve milleti temsil söz konusu olduğunda her türlü titizliği, her türlü olağanüstü gayreti gösterdiğini" kaydetti.
Çocuklarına, kardeşlerine, yakın akrabalarına ve yakın arkadaşlarına teşekkür ettiğini belirten Gül, "Bütün bu görevlerim süresi içinde gerçekten bana bir söz gelmesin diye hepsi çok titiz davrandılar, hepsine çok şükran borçluyum" dedi.
Gül, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sayın Cumhurbaşkanı, değerli kardeşim, sözlerime son verirken sizi bir kez daha tebrik ediyorum. Şahsınıza, değerli eşiniz Emine Hanım'a ve sevgili çocuklarınıza sağlık, afiyet ve Cenab-ı Allah'tan muvaffakiyetler diliyorum. Allah yardımcınız olsun, Cenab-ı Allah mahcup etmesin, milletimize hizmet etmek gibi şereften muhakkak daima onur duyacaksınız. Bir kez daha hepinize teşekkür ediyorum."
-"Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi teknik bir değişikliğin ötesinde aslında bir dönemin kapatılması meselesidir. Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir. Kapıları ardına kadar açılan yeni dönem ise Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki öz ve ruhu taşıyan yeni Türkiye, büyük Türkiye dönemidir" dedi.
Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, katılımcıları selamlayarak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığım bu ilk saatlerde öncelikle ekranları başında bizi izleyen aziz milletime sonsuz şükranlarımı sunuyorum" ifadesini kullandı.
91 yıllık cumhuriyet tarihinde ve 2 bin yıllık Türk tarihinde ilk kez devletin başındaki ismin, milletin sandık başına gidip tercih yapması ile belirlendiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı olmanın mutluluğunu hissettiğim bu ilk saatlerde aynı zamanda halkın oyları ile seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmanın da iftiharını yaşadığımı özellikle ifade etmek istiyorum. Tabii bu vesile ile sorumluluğun çok daha fazlasıyla arttığının bilinci içerisindeyim. Gerek 2007'deki Anayasa değişikliğine yüzde 69 oy oranı ile 'evet' diyen, gerek 10 Ağustos'ta ilk turda yüzde 52 oranında oy vererek şahsıma bu kutlu vazifeyi tevdi eden milletime teşekkür ediyor, nefes alıp verdiğim müddetçe emanetlerine sımsıkı sahip çıkacağımı özellikle vurgulamak istiyorum."
-"7 yıl boyunca uyum ve koordinasyon içinde Türkiye'ye çok büyük hizmetler ve eserler kazandırdık"
"Türkiye Cumhuriyetinin 11. Cumhurbaşkanına, değerli dava arkadaşıma 7 yıldır başarı ile yürüttüğü bu kutlu vazifeden dolayı şahsım, ailem, ülkem ve milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şahsım Başbakan olarak, Sayın Gül de Cumhurbaşkanı olarak 7 yıl boyunca uyum ve koordinasyon içinde Türkiye'ye çok büyük hizmetler ve eserler kazandırdık. Çok uzun bir yürüyüşteki yol arkadaşları olarak kendilerinin de az önce ifade ettiği gibi 40 yılı, mütecaviz bir süre kolay değil, birlikte olmanın sorumluluğu içerisinde geldiğimiz bu nokta inanıyorum ki eserlerle bunu taçlandırmanın geldiği bir noktadır. İşte Türkiye'ye çok büyük hizmet ve eserler bu anlayış içerisinde kazandırıldı. Çok uzun bir yürüyüşteki yolarkadaşları olarak bundan sonra da Sayın Abdullah Gül'ün tecrübe ve fikirlerinden istifade etmek arzusunda olduğumu özellikle belirtmek isterim."
Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e teşekkür ederek, bundan sonraki çalışmalarında kendisine ve ailesine mutluluk ve başarı dileklerini iletti.
"12 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı olarak hükümetimizle ve partimizle milli iradenin güçlenmesi, siyasetin alanının genişletilmesi, demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin standartlarının yükseltilmesi için çok büyük reformlar gerçekleştirdik" ifadesini kullanan Erdoğan, tarihi nitelikteki her bir reformun, yeni reformların kapılarını araladığını söyledi.
Yapılan her değişikliğin daha büyük değişimlerin yolunu açtığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi teknik bir değişikliğin ötesinde aslında bir dönemin kapatılması meselesidir. Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir. Kapıları ardına kadar açılan yeni dönem ise cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki öz ve ruhu taşıyan yeni Türkiye, büyük Türkiye dönemidir. Eski Türkiye'de çeteler vardı, vesayet vardı, eski Türkiye'de siyasetin üzerinde engeller, tehditler vardı. Eski Türkiye'de istikrarsızlık, şüphe ve tereddüt vardı. Adım adım ve sabırla gerçekleştirdiğimiz her bir reformla bu sorunları hamd olsun geride bıraktık. En son cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle milli iradenin ve demokrasinin mutlak zaferini de dünyaya böylece ilan etmiş olduk. Bugünden itibaren Türkiye eski tartışmalarla vakit kaybetmeden, enerjisini heba etmeden kamplaşma ve kutuplaşmaya fırsat vermeden cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023 hedeflerine odaklanacaktır. Seçilmiş cumhurbaşkanı ve seçilmiş hükümet el ele vererek uyum içinde ekonomiyi daha hızlı ve sağlıklı şekilde büyüteceklerdir. Toplumsal refah artırılacak, toplumun tüm fertlerinin farklılıklarını birer zenginlik olarak görmek suretiyle inanıyorum ki ortak paydalarda kardeşçe buluşmalar da sağlanacaktır."
-Türkiye'nin dış politikası
Türkiye'nin stratejik hedefi olan Avrupa Birliği üyeliğine yürüyüşünün, daha kararlı şekilde devam edeceğini belirten Erdoğan, "Demokratik reformlarımız hız kesmeyecektir. Başta çözüm süreci olmak üzere her türlü vasıtayla, 77 milyonun birliği ve bütünlüğü daha güçlü şekilde tesis edilecektir" dedi.
Türkiye'nin dış politikasında ana eksenin barış, dayanışma ve refah olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin hiçbir ülkenin topraklarında, hiçbir ülkenin içişlerinde asla gözü yoktur, planı, projesi yoktur. Başta komşularımızla ve Ortadoğu'da olmak üzere yeryüzünün her karışında barışın, paylaşmanın ve refahın egemen olmasını arzuluyor, dış politikamızı da bu istikamette şekillendiriyoruz" ifadelerini kullandı. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tarihin ve coğrafyanın bize yüklediği misyon gereğince adaletsizliğin ve zulmün karşısında durmayı, dış politikamızın ana ekseni olarak görüyoruz. Filistin davasına çok güçlü şekilde sahip çıkmamızın nedeni ölenlerin insan olmasıdır. Suriye meselesinde 1 milyon 200 bin insana kucak açmış olmamızın sebebi, en önce onların insan olmasıdır."
Şu anda 200 bini aşkın insanın öldürüldüğünü Suriye'ye sessiz kalamayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu insani, vicdani bir sorun olarak addettik, siyasetin sorumluluğu noktasında da bunu siyasetin merkezine özellikle oturtuyoruz. Irak'ta, Afganistan'da, Somali'de diğer tüm çatışma ve kriz alanlarında insana ve cana verdiğimiz değerin gereği olarak sesimizi yükseltiyoruz. Bizim için etnik kökenlerden, dinlerden, derilerinin renklerinden, petrolden, elmastan, altından, enerji kaynaklarından öte insan vardır, can vardır. Bize dost olan her ülkeyle dostluğumuzu yüceltmenin mücadelesinde oluruz. Bize ya da kendi halkına yani insana düşman olanı uyarmak da bizim insanlık vazifemizdir, kimse bunu içişlerine müdahale etmek olarak katiyen kabul etmesin" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye ya da kendi halkına düşman olanı uyarmanın, her insanın görevi olarak düşündüğünü belirterek, ileri ki dönemde de Türkiye'nin dış politikasının insan ve vicdan odaklı şekilde, daha aktif ve etkili biçimde devam edeceğine vurgu yaptı.
-"Milletin teveccühü her zaman dayanak noktamız"
Türkiye Cumhuriyeti'nin 29 Ekim 1923 tarihinde kurulduğunu ve aynı gün TBMM'nin Gazi Mustafa Kemal'i ilk cumhurbaşkanı olarak seçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Gazi Mustafa Kemal seçilmesinin hemen ardından Meclis'te yaptığı konuşmasını şu ifadelerle tamamlamıştı. 'Milletin teveccühünü daima dayanak noktası telakki ederek hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır'. Gazi'nin bu sözleri, o zaman uzun uzun alkışlanmıştı. Dönemin Bozok yani Yozgat milletvekili Avni Bey, genel kurulda bir dua yapılsın önerisinde bulunmuş ve Karahisar Mebusu Kamil Efendi tarafından ilk cumhurbaşkanının seçilmesi vesilesiyle bir dua yapılmıştı. İlk Cumhurbaşkanımızın Gazi Mustafa Kemal'in de ifade ettiği gibi milletin teveccühü her zaman dayanak noktamız olacaktır."
"91 yıldır devam eden, hız kesmeden ve yeni kazanımlarla devam edecek olan istikbal mücadelemizde asla kesintiye uğramayacaktır" diyen Erdoğan, Türkiye'nin asırlar öncesinden gelen kutlu yürüyüşünün; inşallah adalet, barış ve dayanışma ekseninde istikbale yürüyeceğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Türkiye'nin ve yeni başlangıcının bu ilk dakikalarında Allah'tan Türkiye'nin, milletin ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini ayrıca dünyada da barışın egemen olmasını niyaz etti.
Tüm şehit ve gazileri hürmet ve minnetle yad ettiğini de belirten Erdoğan, törene katılan misafirlere de teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir şarkıları olduğunu vurgulayarak, "Beraber yürüdük biz bu yollarda'. Biz bu yollarda yağmur demeden, kar, kış demeden beraber yürüdük. İnşallah şimdi de yeni Türkiye'nin inşası ve ihyası yolunda yine bir, beraber bu yolda yürüyeceğiz. Allah yolumuzu açık etsin, Allah yar ve yardımcımız olsun, Allah utandırmasın" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gül'e, Devlet Şeref Madalyası ve Cumhurbaşkanlığı Forsu takdim etti.
-11. Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nden ayrıldı
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Çankaya Köşkü'nden ayrıldı.
Cumhurbaşkanlığı görevini, törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a devreden Gül için Köşk'te uğurlama töreni düzenlendi.
Devir teslim töreninin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Hayrünnisa Gül ile Büyük Şeref Kapısı'ndan yürüyerek tören alanına geçti.
İstiklal Marşı'nın çalınmasıyla başlayan askeri törende, 11. Cumhurbaşkanı Gül, şeref kıtasını "Allahaısmarladık Asker" diyerek selamladı. Askerin "Sağol" cevabı üzerine Gül de, "Siz de sağolun" dedi.
Törende Gül'e, Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve Hayrünnisa Gül de eşlik etti.
-El sallayarak uğurladılar
Törenin ardından basın mensuplarına poz veren Erdoğan ve Gül çifti, Gül'ü bekleyen aracın önünde vedalaştı. Abdullah Gül'ün, Erdoğan çiftine "Allahaısmarladık" demesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğanda Gül'e, "Yolunuz açık olsun" karşılığını verdi.
Hayrünnisa Gül de, Erdoğan çiftine "Allah'a emanet olun, buralar size emanet" diyerek veda etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi, Gül çiftinin bulunduğu araç hareket edene kadar bekledi ve el sallayarak Köşk'ten uğurladı.
Köşk'ten sivil plakalı araçla ayrılan Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Cumhurbaşkanlığı Konutu'na geçti. Konut girişinde bekleyenlerGül çiftine sevgi gösterisinde bulundu.
Çankaya Köşkü'ndeki karşılama ve uğurlama törenlerini, aralarında yabancıların da bulunduğu çok sayıda basın mensupu takip etti.