Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yozgat Akdağ Kongre Merkezi'nde düzenlenen “İktisat Politikası Fahri Doktora” unvanı takdim törenine katıldı. burada yapmış olduğu konuşmada çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Erdoğan; 'Aynı ikazı PYD terör örgütü değildir inadı içinde olan diğer ülkelere de yapıyorum. Belçika’da eylem yapan canlı bombaların DAEŞ mensubu olması kimseyi aldatmasın. Çıkar çatışması içine girildiği an, bölücü örgütün farklı harflerle kendini ifade eden yapılarından herhangi birinin mensubu da benzer eylemi bir Avrupa, Amerika veya Rusya şehrinde yapabilir.' dedi.
“Terör örgütü şehit ettiği askerlerimizle, polisimizle, korucularımızla, sivil vatandaşlarımızla, evet, bizim canımızı yakıyor” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama şundan emin olun, kendisi de bitmek üzere, güvendiği dağlar birer birer devrilmeye, arkasından çekilmeye başladı, evet. Yaşanan her hadise terör örgütünün gerçek yüzünü uluslararası kamuoyuna biraz daha açık bir şekilde gösteriyor, göstermeye de devam edecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında uluslararası kamuoyuna da seslenerek, “Bölücü terör örgütü adeta alfabedeki tüm harfleri tüketircesine sürekli farklı isimlerle, farklı kısaltmalar altında dünyayı aldatmaya çalışıyor. Hangi ismi, hangi kısaltmayı kullanırsa kullansın hepsi de aynı örgüttür. İster PKK olsun, ister KCK olsun, ister PYD olsun, ister YPG olsun, YPS, YBŞ, TAK, onlarla birlikte hareket eden DHKP-C olsun, MLKP olsun. TKP-ML olsun, ne olursa olsun ülkemizde eylem yapan DAEŞ, benzer yapılardaki örgütler olan El Kaide, Boko Haram, Eş-Şaab, ne olursa olsun bunların hepsi de aynı insanlık düşmanı, demokrasi düşmanı, özgürlük düşmanı yapılardır; bunu böyle bilelim. Bunların dini, vatanı, ırkı, milleti yoktur. Günahsız bir insana eğer siz silah doğrultuyorsanız, sizin insanlıktan nasibiniz yoktur, yaptıkları ortada. Şayet siz, ‘PKK tamam, ama PYD terör örgütü değildir’ derseniz sadece kendinizi kandırmış olursunuz. Elimizde belgeler var, yani bunların başları bu belgelerde bu isimleri birlikte kullanıyor zaten. Geçen Sayın Barzani de biliyorsunuz yaptığı açıklamada bunların her ikisinin de aynı olduğunu kendisi açıkça söyledi. Bu örgütün mensupları da, biz de, bölgeyi bilen herkes de sizin bu tavrınıza güler ey dünya, ey Batı, sadece sizinle istihza ederler. Devekuşu gibi kafayı kuma gömmek ortadaki gerçeği değiştirmiyor” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada Belçika Hükûmetini eleştirdiğini, “koynunuzda yılan besliyorsunuz, her an sizi de sokabilir” diye ikazda bulunduğunu anımsattı. Belçika’nın bugün bulunduğu durumun ortada olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Gaziantep’te yakalıyoruz, Belçika’ya iade ediyoruz ve Belçika bunu serbest bırakıyor. Buyurun, serbest bıraktığı kişiler işte bu felaketi, bu terör eylemini gerçekleştiriyorlar. Aynı ikazı PYD terör örgütü değildir inadı içinde olan diğer ülkelere de yapıyorum. Belçika’da eylem yapan canlı bombaların DAEŞ mensubu olması kimseyi aldatmasın. Çıkar çatışması içine girildiği an bölücü örgütün farklı harflerle kendini ifade eden yapılarından herhangi birinin mensubu da benzer bir eylemi herhangi bir Avrupa, Amerika veya Rusya şehrinde yapabilir. Şimdi Rusya zannediyor ki, ‘Moskova’da ben bunlara ofis açtırttım, bol bol da silah veriyorum’ bumerang gibi döner bir gün seni de vurur. Bunu da bilin” dedi.
“DİRAYETSİZ YÖNETİCİLERİN CEZASINI MASUMLAR ÇEKMESİN DİYE BU İKAZLARI YAPIYORUZ”
Ankara’da masum halkı hedef alan, eylem yapan örgütün, hiçbir insani ve ahlaki ölçüsü kalmamış bir yapı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Onlar için Ankara’yla Londra’nın, İstanbul’la Berlin’in, New York’la Moskova’nın farkı yok ki. Bu gerçeği görmek için ne çok derin istihbarat bilgilerine, ne de fiyakalı unvanlara sahip olmaya ihtiyaç yok, her şey tüm çıplaklığıyla ortada. Siz teröristlere şu veya bu gerekçe ile kucak açar, birlikte yol yürümeye kalkarsanız, o terörist eninde, sonunda silahını, bombasını size de çevirir. Biz sadece bölücü örgütle mücadelesi 30 yıla aşkındır süren, dünyadaki neredeyse tüm terör örgütlerinin hedefi durumunda bulunan bir ülkeyiz. Yani terör konusunda bizden daha iyi, daha gerçekçi, daha işe yarar tavsiye alınabilecek başka bir ülke bulamazsınız. Burada gelin sözümüze kulak verin diyoruz, terör örgütleri karşısında ilkeli bir duruş sergileyin diyoruz, kendinizi de kurtarın, bize de faydanız dokunsun diyoruz. Şimdi Avrupa’da birçok terörist var, 4 bin dosya teslim ettim ben Avrupa’da sadece bir ülkeye. Daha sonra hükümet başkanına dedim ki, bakın 4 bin dosya ben size verdim değil mi? Bakın o günden bugüne en ufak bir gelişme yok. Ne dedi bana biliyor musunuz? Dedi ki, o dosyaların sayısı şu anda 4500 oldu, hepsi yargıda. Sizin yargı bu kadar ağır mı çalışıyor dedim. Hani geciken adalet, adalet değildir diyordunuz, bize hep öyle söylüyordunuz, nedir bu yaptığınız? Ve şu anda onlar da yandım diyenlerden. Neyle? Mülteci konusuyla. Ama terör orada, vuracak, onları da vuracak. Yine bizim atalarımızın güzel bir sözü var, akılsız başın cezasını ayaklar çeker diye. Biz de dirayetsiz yöneticilerin cezasını masumlar çekmesin diye bu ikazları yapıyoruz.”
“DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ELDE EDİLMESİNİN YOLU TERÖR OLAMAZ”
Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu sıkıntılardan çıkış yolları ararken en büyük desteği üniversitelerden beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak bazı akademisyenlerin ve onları kollayan üniversitelerin, akıl almaz bir şekilde istismar ettikleri kavramlar üzerinden terör örgütlerinin yanında yer almayı tercih ettiklerini belirtti.
Bu tavrın bilimsellikle, özgürlükle, demokrasiyle, hakla, hukukla kesinlikle bir ilgisinin bulunmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Düşünce özgürlüğünün, inanç özgürlüğünün elde edilmesinin yolu terör olamaz. Terör örgütünün yanında yer almak, ancak ideolojik bağnazlıkla, ideolojik körlükle izah edilebilir, çünkü terörün gözü kördür, bir defa bunu böyle bilmek durumundayız. Biz öyle dar görüşlü bir anlayışla olaylara yaklaşamayız ve böyle bir bağnazlık içerisindeki yaklaşım tarzını da akademisyenlerimize yakıştıramıyoruz. Ama biliyoruz ki, üniversitelerimizin sayıları 150 bine yaklaşan akademisyen içinde bu tür düşünce içerisinde olanların sayısı 3-5 bini geçmez ve geçmiyor. Aynı şekilde paralel devlet yapılanması ihanetinin içinde yer alan, bu örgüte sempatiyle bakan akademisyenlerimizin sayılarının da oldukça az olduğunu düşünüyorum. Fakat sütün içindeki kıl misali sayıları az da olsa bu kişilerin üniversitelerde sergiledikleri görüntü maalesef en çok bu kurumlara zarar veriyor. Ben buradan ülkesini ve milletin seven gelişmeleri sağduyulu bir şekilde değerlendirebilen, bilimsel ve kişisel ahlak sahibi akademisyenlerimize çağrıda bulunuyorum, sizler de düşüncelerinizi, tavrınızı, endişelerinizi gür bir sesle kamuoyuna duyurmalısınız. Bunu elbette öncelikle bilimsel çalışmalarınızla ve eserlerinizle yapacaksınız. Bununla birlikte, iç ve dış kamuoyuna bu ülkenin, bu milletin akademisyenleri tarafından da sahiplenildiğini gösterecek güçlü kampanyalar yürütmelisiniz. Burada kesinlikle siyasi bir tavırdan, siyasi bir pozisyon almadan söz ediyorum, bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla söz ediyorum, bir siyasi partinin genel başkanı olarak konuşmuyorum. Ülkemizin ve milletimizin bekası söz konusu olduğunda, tıpkı Çanakkale’deki gibi akademisyenlerimizi en önde görmek arzusuyla bunları söylüyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda Bozok Üniversitesi’nin Türkiye’nin 2023 hedefleri gibi ülkenin ve milletin geleceğine sahip çıkma konusunda da öncü ve örnek bir üniversite olacağına inandığını ifade etti.
Erdoğan; 'Aynı ikazı PYD terör örgütü değildir inadı içinde olan diğer ülkelere de yapıyorum. Belçika’da eylem yapan canlı bombaların DAEŞ mensubu olması kimseyi aldatmasın. Çıkar çatışması içine girildiği an, bölücü örgütün farklı harflerle kendini ifade eden yapılarından herhangi birinin mensubu da benzer eylemi bir Avrupa, Amerika veya Rusya şehrinde yapabilir.' dedi.
“Terör örgütü şehit ettiği askerlerimizle, polisimizle, korucularımızla, sivil vatandaşlarımızla, evet, bizim canımızı yakıyor” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama şundan emin olun, kendisi de bitmek üzere, güvendiği dağlar birer birer devrilmeye, arkasından çekilmeye başladı, evet. Yaşanan her hadise terör örgütünün gerçek yüzünü uluslararası kamuoyuna biraz daha açık bir şekilde gösteriyor, göstermeye de devam edecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında uluslararası kamuoyuna da seslenerek, “Bölücü terör örgütü adeta alfabedeki tüm harfleri tüketircesine sürekli farklı isimlerle, farklı kısaltmalar altında dünyayı aldatmaya çalışıyor. Hangi ismi, hangi kısaltmayı kullanırsa kullansın hepsi de aynı örgüttür. İster PKK olsun, ister KCK olsun, ister PYD olsun, ister YPG olsun, YPS, YBŞ, TAK, onlarla birlikte hareket eden DHKP-C olsun, MLKP olsun. TKP-ML olsun, ne olursa olsun ülkemizde eylem yapan DAEŞ, benzer yapılardaki örgütler olan El Kaide, Boko Haram, Eş-Şaab, ne olursa olsun bunların hepsi de aynı insanlık düşmanı, demokrasi düşmanı, özgürlük düşmanı yapılardır; bunu böyle bilelim. Bunların dini, vatanı, ırkı, milleti yoktur. Günahsız bir insana eğer siz silah doğrultuyorsanız, sizin insanlıktan nasibiniz yoktur, yaptıkları ortada. Şayet siz, ‘PKK tamam, ama PYD terör örgütü değildir’ derseniz sadece kendinizi kandırmış olursunuz. Elimizde belgeler var, yani bunların başları bu belgelerde bu isimleri birlikte kullanıyor zaten. Geçen Sayın Barzani de biliyorsunuz yaptığı açıklamada bunların her ikisinin de aynı olduğunu kendisi açıkça söyledi. Bu örgütün mensupları da, biz de, bölgeyi bilen herkes de sizin bu tavrınıza güler ey dünya, ey Batı, sadece sizinle istihza ederler. Devekuşu gibi kafayı kuma gömmek ortadaki gerçeği değiştirmiyor” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada Belçika Hükûmetini eleştirdiğini, “koynunuzda yılan besliyorsunuz, her an sizi de sokabilir” diye ikazda bulunduğunu anımsattı. Belçika’nın bugün bulunduğu durumun ortada olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Gaziantep’te yakalıyoruz, Belçika’ya iade ediyoruz ve Belçika bunu serbest bırakıyor. Buyurun, serbest bıraktığı kişiler işte bu felaketi, bu terör eylemini gerçekleştiriyorlar. Aynı ikazı PYD terör örgütü değildir inadı içinde olan diğer ülkelere de yapıyorum. Belçika’da eylem yapan canlı bombaların DAEŞ mensubu olması kimseyi aldatmasın. Çıkar çatışması içine girildiği an bölücü örgütün farklı harflerle kendini ifade eden yapılarından herhangi birinin mensubu da benzer bir eylemi herhangi bir Avrupa, Amerika veya Rusya şehrinde yapabilir. Şimdi Rusya zannediyor ki, ‘Moskova’da ben bunlara ofis açtırttım, bol bol da silah veriyorum’ bumerang gibi döner bir gün seni de vurur. Bunu da bilin” dedi.
“DİRAYETSİZ YÖNETİCİLERİN CEZASINI MASUMLAR ÇEKMESİN DİYE BU İKAZLARI YAPIYORUZ”
Ankara’da masum halkı hedef alan, eylem yapan örgütün, hiçbir insani ve ahlaki ölçüsü kalmamış bir yapı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Onlar için Ankara’yla Londra’nın, İstanbul’la Berlin’in, New York’la Moskova’nın farkı yok ki. Bu gerçeği görmek için ne çok derin istihbarat bilgilerine, ne de fiyakalı unvanlara sahip olmaya ihtiyaç yok, her şey tüm çıplaklığıyla ortada. Siz teröristlere şu veya bu gerekçe ile kucak açar, birlikte yol yürümeye kalkarsanız, o terörist eninde, sonunda silahını, bombasını size de çevirir. Biz sadece bölücü örgütle mücadelesi 30 yıla aşkındır süren, dünyadaki neredeyse tüm terör örgütlerinin hedefi durumunda bulunan bir ülkeyiz. Yani terör konusunda bizden daha iyi, daha gerçekçi, daha işe yarar tavsiye alınabilecek başka bir ülke bulamazsınız. Burada gelin sözümüze kulak verin diyoruz, terör örgütleri karşısında ilkeli bir duruş sergileyin diyoruz, kendinizi de kurtarın, bize de faydanız dokunsun diyoruz. Şimdi Avrupa’da birçok terörist var, 4 bin dosya teslim ettim ben Avrupa’da sadece bir ülkeye. Daha sonra hükümet başkanına dedim ki, bakın 4 bin dosya ben size verdim değil mi? Bakın o günden bugüne en ufak bir gelişme yok. Ne dedi bana biliyor musunuz? Dedi ki, o dosyaların sayısı şu anda 4500 oldu, hepsi yargıda. Sizin yargı bu kadar ağır mı çalışıyor dedim. Hani geciken adalet, adalet değildir diyordunuz, bize hep öyle söylüyordunuz, nedir bu yaptığınız? Ve şu anda onlar da yandım diyenlerden. Neyle? Mülteci konusuyla. Ama terör orada, vuracak, onları da vuracak. Yine bizim atalarımızın güzel bir sözü var, akılsız başın cezasını ayaklar çeker diye. Biz de dirayetsiz yöneticilerin cezasını masumlar çekmesin diye bu ikazları yapıyoruz.”
“DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ELDE EDİLMESİNİN YOLU TERÖR OLAMAZ”
Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu sıkıntılardan çıkış yolları ararken en büyük desteği üniversitelerden beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak bazı akademisyenlerin ve onları kollayan üniversitelerin, akıl almaz bir şekilde istismar ettikleri kavramlar üzerinden terör örgütlerinin yanında yer almayı tercih ettiklerini belirtti.
Bu tavrın bilimsellikle, özgürlükle, demokrasiyle, hakla, hukukla kesinlikle bir ilgisinin bulunmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Düşünce özgürlüğünün, inanç özgürlüğünün elde edilmesinin yolu terör olamaz. Terör örgütünün yanında yer almak, ancak ideolojik bağnazlıkla, ideolojik körlükle izah edilebilir, çünkü terörün gözü kördür, bir defa bunu böyle bilmek durumundayız. Biz öyle dar görüşlü bir anlayışla olaylara yaklaşamayız ve böyle bir bağnazlık içerisindeki yaklaşım tarzını da akademisyenlerimize yakıştıramıyoruz. Ama biliyoruz ki, üniversitelerimizin sayıları 150 bine yaklaşan akademisyen içinde bu tür düşünce içerisinde olanların sayısı 3-5 bini geçmez ve geçmiyor. Aynı şekilde paralel devlet yapılanması ihanetinin içinde yer alan, bu örgüte sempatiyle bakan akademisyenlerimizin sayılarının da oldukça az olduğunu düşünüyorum. Fakat sütün içindeki kıl misali sayıları az da olsa bu kişilerin üniversitelerde sergiledikleri görüntü maalesef en çok bu kurumlara zarar veriyor. Ben buradan ülkesini ve milletin seven gelişmeleri sağduyulu bir şekilde değerlendirebilen, bilimsel ve kişisel ahlak sahibi akademisyenlerimize çağrıda bulunuyorum, sizler de düşüncelerinizi, tavrınızı, endişelerinizi gür bir sesle kamuoyuna duyurmalısınız. Bunu elbette öncelikle bilimsel çalışmalarınızla ve eserlerinizle yapacaksınız. Bununla birlikte, iç ve dış kamuoyuna bu ülkenin, bu milletin akademisyenleri tarafından da sahiplenildiğini gösterecek güçlü kampanyalar yürütmelisiniz. Burada kesinlikle siyasi bir tavırdan, siyasi bir pozisyon almadan söz ediyorum, bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla söz ediyorum, bir siyasi partinin genel başkanı olarak konuşmuyorum. Ülkemizin ve milletimizin bekası söz konusu olduğunda, tıpkı Çanakkale’deki gibi akademisyenlerimizi en önde görmek arzusuyla bunları söylüyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda Bozok Üniversitesi’nin Türkiye’nin 2023 hedefleri gibi ülkenin ve milletin geleceğine sahip çıkma konusunda da öncü ve örnek bir üniversite olacağına inandığını ifade etti.