Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Bank Asya'ya yapılan operasyon ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Üye yapısı 15 yıldır değişmemiş bir bankanın üye yapısına ilişkin bu sorular acaba bugün mü akla geldi? diye soran Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'bu bankaya güvenmeyin' anlamındaki sözlerinin suç olduğunu belirtti. Feyzioğlu, iç güvenlik paketiyle ilgili de, "Vali ve kaymakamlar, adli soruşturmada savcıyı by-pass edip polise emir ve talimat verir hale geliyor." dedi.
Üye yapısı 15 yıldır değişmemiş bir bankanın üye yapısına ilişkin bu sorular acaba bugün mü akla geldi? diye soran Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'bu bankaya güvenmeyin' anlamındaki sözlerinin suç olduğunu belirtti. Feyzioğlu, iç güvenlik paketiyle ilgili de, "Vali ve kaymakamlar, adli soruşturmada savcıyı by-pass edip polise emir ve talimat verir hale geliyor." dedi.
Metin Feyzioğlu, Kemerburgaz Üniversitesi'nde "Türkiye'de Yargı Bağımsızlığı" konulu konferans ile öğrencilerin karşısına çıktı.
Konferans öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Feyzioğlu, iç güvenlik paketine ilişkin eleştiri ve tespitlerini sıraladı. Feyzioğlu, "Bu iç güvenlik paketi kanunlaşacak olursa yargının soruşturmaya ilişkin pek çok yetkisi yürütmenin eline geçiyor. Vali ve kaymakamlar, adli soruşturmada savcıyı by-pass edip polise emir ve talimat verir hale geliyor. Ayrıca önleyici tutuklamalar, tutuklama şartlarının üzerine yeni bir neden ilave edilmesi bunlar hep baskının, idare tarafından düşüncesini açıklamak isteyen kişilerin üzerine polis ve jandarma ile vali ve kaymakam emriyle gidilmesinin yeni araçları olacaktır." şeklinde konuştu.
Konferans öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Feyzioğlu, iç güvenlik paketine ilişkin eleştiri ve tespitlerini sıraladı. Feyzioğlu, "Bu iç güvenlik paketi kanunlaşacak olursa yargının soruşturmaya ilişkin pek çok yetkisi yürütmenin eline geçiyor. Vali ve kaymakamlar, adli soruşturmada savcıyı by-pass edip polise emir ve talimat verir hale geliyor. Ayrıca önleyici tutuklamalar, tutuklama şartlarının üzerine yeni bir neden ilave edilmesi bunlar hep baskının, idare tarafından düşüncesini açıklamak isteyen kişilerin üzerine polis ve jandarma ile vali ve kaymakam emriyle gidilmesinin yeni araçları olacaktır." şeklinde konuştu.
Her görüşten baro başkanı ile Meclis'te görüşmeler yaptıklarını anlatan Feyzioğlu, "Aynı konuda 'sakın yapmayın' dediyse (baro başkanları) bu sağduyulu sese kulak vermek lazım. Burada siyasi partilere ilişkin ideolojik düşüncelerimizi bir kenara her siyasi görüşü temsil eden başkanlarımız Meclis'te idi. Bu, dünyanın neresinde olursa büyük ses getirir." ifadelerini kullandı.
Bank Asya'da yaşanan süreci de değerlendiren Saraçoğlu; "Ülkenin Cumhurbaşkanı'nın zamanın Başbakanının bir bankayı batırabilecek cümleleri fütursuzca söylediğini duyduk. Benim bildiğim bu, bunu her hangi bir vatandaş yapsa çoktan kelepçelenip götürülmüştü. Bir Cumhurbaşkanı 'bu bankaya güvenmeyin' anlamında sözler söylerse bu Bankalar Kanunu kapsamında suçtur. Zaten sorumluluk sahibi hiç bir vatandaş da zincirleme reaksiyon doğurma ihtimali bulunan bir cümleyi zaten sarf etmez. 'Bu banka güvenilmez' diye bir vatandaş söylese sıkıntı oluşturur. Kaldı ki devletin elinde yetkiler vardır, güvenilmezse delil araştırması yaparsın, gereğini de ondan sonra icra edersin. Başka husus, bildiğimiz kadarıyla üye yapısı 15 yıldır değişmemiş bir bankanın üye yapısına ilişkin bu sorular acaba bugün mü akla geldi? Bugün akla geldiyse bunun sebebi ne? Bu, bal gibi, buz gibi siyasi bir operasyon izlenimi vermektedir. Öç alma devri artık bitmek zorunda. Türkiye'de herkes iktidar oldu, herkes muhalefet oldu. İktidardayken zulmetti, muhalefetteyken zulüm gördü. Ama bu topraklarda zulüm hiç bitmedi, yeter artık." dedi.