Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç, bugün bir gazetede yer alan haberle ilgili açıklama yaptı. Kılıç, ileri sürdüğü düşüncelerin eksik ve bağlamından koparılmak suretiyle farklı anlamalara yol açacak şekilde verildiğini belirtti.
Haşim Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, bugün bir gazetede manşetten verilen 'Yargıda vahim vesayet' başlıklı haberin eksik ve bağlamından koparılarak verilmiş olması nedeniyle düzeltme yapılması zaruretinin doğduğunu kaydetti. Kılıç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bir düşünce kuruluşunda yapılan iki saatlik konuşmanın bir bölümünde; ‘Cumhuriyet'in kuruluşundan 2010 yılına kadar yargının siyasi bir düşüncenin etkisi ve baskısı ile yönetildiğini, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile bu vesayet sisteminin kırıldığını, ancak, doğan boşluğun özgür ve tarafsız bir yargı anlayışı ile doldurulması gerekirken, bu kez de başka bir gurubun vesayeti altına sokulduğunu, son yapılan yasal değişikliklerle de bu vesayete son verilmek istendiğini, bu şekilde sürekli yeni bir vesayet sistemine yol açan tercihlerle yargının sorunlarının çözülemeyeceğini, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay’a yapılan son seçimlerde eski dönemlere göre daha çoğulcu bir yapının oluşturulmasının sevindirici olduğunu, buna rağmen, yüksek yargıda üye sayılarını çoğaltmak suretiyle sonuç alınamayacağını, çözümün “Bölge Sistemine” geçilerek Yargıtay ve Danıştay’daki yığılmanın önlenmesi gerektiğini, Amerika Birleşik Devletleri'nde bile Federal Yüksek Yargının 9 kişiden oluştuğunu, bizde Yargıtay’ın 516 kişiye ulaştığını’ belirttim. İleri sürdüğüm düşüncelerim eksik ve bağlamından koparılmak suretiyle farklı anlamalara yol açacak şekilde verilmiştir. Yanlış yorum ve anlamalara yol açmaması için bu açıklamanın gazetenizde yer verilmesi rica olunur.”
Haşim Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, bugün bir gazetede manşetten verilen 'Yargıda vahim vesayet' başlıklı haberin eksik ve bağlamından koparılarak verilmiş olması nedeniyle düzeltme yapılması zaruretinin doğduğunu kaydetti. Kılıç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bir düşünce kuruluşunda yapılan iki saatlik konuşmanın bir bölümünde; ‘Cumhuriyet'in kuruluşundan 2010 yılına kadar yargının siyasi bir düşüncenin etkisi ve baskısı ile yönetildiğini, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile bu vesayet sisteminin kırıldığını, ancak, doğan boşluğun özgür ve tarafsız bir yargı anlayışı ile doldurulması gerekirken, bu kez de başka bir gurubun vesayeti altına sokulduğunu, son yapılan yasal değişikliklerle de bu vesayete son verilmek istendiğini, bu şekilde sürekli yeni bir vesayet sistemine yol açan tercihlerle yargının sorunlarının çözülemeyeceğini, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay’a yapılan son seçimlerde eski dönemlere göre daha çoğulcu bir yapının oluşturulmasının sevindirici olduğunu, buna rağmen, yüksek yargıda üye sayılarını çoğaltmak suretiyle sonuç alınamayacağını, çözümün “Bölge Sistemine” geçilerek Yargıtay ve Danıştay’daki yığılmanın önlenmesi gerektiğini, Amerika Birleşik Devletleri'nde bile Federal Yüksek Yargının 9 kişiden oluştuğunu, bizde Yargıtay’ın 516 kişiye ulaştığını’ belirttim. İleri sürdüğüm düşüncelerim eksik ve bağlamından koparılmak suretiyle farklı anlamalara yol açacak şekilde verilmiştir. Yanlış yorum ve anlamalara yol açmaması için bu açıklamanın gazetenizde yer verilmesi rica olunur.”