Abdullah Öcalan'ın eski avukatı İrfan Dündar, "Öcalan, kendisini Amerika'nın teslim ettiğini, Türkiye'nin bir rolü olmadığını söylüyordu. İsraili ve Amerika'yı suçluyordu. Türkiye'yi suçlamıyordu" dedi. İrfan Dündar'ın savcılık ifadesinde yer alan "Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan'ın fikir babasıdır" şeklindeki beyanının dayanağı soruldu. Tanık Dündar, "Yanlış yazılmış bu. Fikir alışverişi olmuştur ama fikir babalığı fazla olmuş" diyerek ifadesinin tutanaklara doğru yazılmadığını belirtti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen 65'i tutuklu 274 sanıklı Ergenekon Davası'nın 263. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu 30 tutuklu sanık hazır bulundu. Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın da aralarında bulunduğu 35 tutuklu sanık duruşmaya katılmadı. Odatv Davası'nın tutuklu bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük ile tutuksuz sanıklar Nusret Sanem ile Abdülvahit Özkaya duruşmada hazır bulundu.
"ÖCALAN'IN TALEBİ ÜZERİNE BİR ÇOK ÇEVREYLE GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİ YAPIYORDUK"
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık İrfan Dündar'ın hazır olduğunu belirtti. Abdullah Öcalan'ın eski avukatı İrfan Dündar 'ın kimlik tespitinin ardından hakları hatırlatılarak ifadesinin alınmasına geçildi. Özese, İstanbul'daki KCK soruşturması kapsamında İrfan Dündar'ın 24 Kasım 2011'de verdiği 20 sayfalık ifadesinin dosyaya getirtildiğini belirtti. Mahkeme Başkanı Özese, "Savcılıkta verdiğiniz ifadenizde dava sanıklarından Yalçın Küçük ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'den bahsetmişsiniz. İfadenizde Ergenekon yapılanmasından ilgili bölümler var. Bildiklerinizi anlatır mısınız?" diye sordu. Abdullah Öcalan'ın Türkiye getirildiği 15 Şubat 1999 tarihinde avukatlığını yapmaya başladığını söyleyen tanık İrfan Dündar şunları anlattı: "Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaptığım için Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük ile tanışma durumum oldu. 2000 yılında Öcalan'ın isteği üzerine İşçi Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nda Doğu Perinçek ile görüştük. Abdullah Öcalan, Doğu Perinçek ile de görüşülmesi gerektiğini söyledi. Doğu Perinçek ile 3-4 kez görüşme oldu. Ben Doğu Perinçek ile yapılan bir görüşmeye katıldım. Doğu Perinçek ile ilk görüşmeyi yanlış hatırmıyorsam Doğan Erbaş yaptı. Doğu Perinçek'in yanında genel başkan yardımcısı da vardı. Perinçek ile 'Türk- Kürt birliği nasıl olabilir?', 'Öcalan'ın bu konudaki tutumu' gibi konularda görüşüldü. Ayrıca Doğu Perinçek, Öcalan'a bir kitap hediye etti. Biz bu görüşmeyi daha sonra Öcalan'a ilettik. Öcalan da 'Ben de barışı getirmeye çalışıyorum' şeklinde cevaplar verdi. Öcalan'ın bu görüşmeye pozitif baktığını biliyorum. O dönemde Öcalan'ın talebi üzerine avukatlar olarak birçok çevreyle görüş alışverişi yapıyorduk. Görüşmelerde neler konuşulduysa Abdullah Öcalan'a aktardık. Görüş alışverişlerinde avukatların aracılık gibi durumları vardı. Öcalan cezevinde olması nedeniyle yapılan görüşmeleri Öcalan'a aktarıyorduk. Doğu Perinçek ile Öcalan'ın önceki ilişkileri nasıldı bilmiyorum."
"SAVCILAR BU DURUMU ERGENEKON'A BAĞLAR BENİ NEDEN ARADINIZ?"
Dava sanıklarından Yalçın Küçük ile Gebze Cezaevi'nde görüştüğünü söyleyen Tanık İrfan Dündar, "Abdullah Öcalan'ın yakalandıktan sonra yaptığı çağrı üzerine Avrupa'dan Barış Grubu Türkiye'ye geldi. 1999-2000 yıllarında Yalçın Küçük ve Barış Grubu, Gebze Cezeevi'nde kalıyordu. Biz Barış Grubu'nun avukatlığını yapıyorduk. Yalçın Küçük'ün avukatı değildik. Yalçın Küçük ile de o görüşme gününde tanıştık. Avukatlar olarak Öcalan'a iletmek üzere Yalçın Küçük'den görüş aldık. Yalçın Küçük güncel gelişmeler üzerine konuştu. Yalçın Küçük ile bir kez görüştüm. Ben o dönemde İmralı'ya gidemiyordum. Öcalan'ın avukatlığı yönünden yasaklıydım. Öcalan'ın 'Yalçın Küçük ile görüşün' diye talimatı olmuştu. Öcalan'nın diğer avukatları Yalçın Küçük'ü tanımıyordu. Bunun üzerine Yalçın Küçük'ü telefonla aradım. Bir daha da görüşmedim. Çünkü, Yalçın Küçük ile yaptığım görüşmenin içeriği iyi geçmedi. Küçük telefonda, 'Savcılar bu durumu da Ergenekon'a bağlar beni neden aradınız?' dedi. O nedenle bir daha Yalçın Küçük'ü aramadım" dedi. Sorular üzerine Tanık Dündar, Abdullah Öcalan'ın ilk avukatlarından olduğunu, aralarında Doğan Erbaş ve Aysel Tuğluk'un da bulunduğu 12 kişinin bir dönem Öcalan'ın avukatlığını yaptığını söyledi.
Başkan Özese'nin "Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesindeki şartlar nelerdir?" şeklindeki sorusu üzerine Dündar, "Öcalan, kendisini Amerika'nın teslim ettiğini, Türkiye'nin bir rolü olmadığını söylüyordu. İsraili ve Amerika'yı suçluyordu. Türkiye'yi suçlamıyordu" dedi.
İRFAN DÜNDAR SAVCILIK İFADELERİNDE DÜZELTMELER YAPTI
Mahkeme Başkanı Özese, daha sonra Tanık İrfan Dündar'ın KCK soruşturması kapsamında 24 Kasım 2011 tarihinde savcılıkta verdiği ifadesini okudu. Mahkeme Başkanı Özese, "Yalçın Küçük ve Abdullah Öcalan'ın 1970'e dayanan bir tanışıklıkları olduğunu ve bunun size Öcalan tarafından söylendiğini aktarmışsınız bu konuda neler biliyorsunuz?" diye sordu. Tanık Dündar, "Ben 1972 doğumluyum. Böyle bir görüşmeye tanıklık etmedim. Bu ifade biraz fazla olmuş" diye cevap verdi. İrfan Dündar'ın savcılık ifadesinde yer alan "Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan'ın fikir babasıdır" şeklindeki beyanının dayanağı soruldu. Tanık Dündar, "Yanlış yazılmış bu. Fikir alışverişi olmuştur ama fikir babalığı fazla olmuş" diyerek ifadesinin tutanaklara doğru yazılmadığını belirtti.
SAVCI PEKGÜZEL: SİZ DE HUKUKÇUSUNUZ İFADENİZDE NE DEYİP NE DEMEDİĞİNİZİ BİLİRSİNİZ
Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, ifadelerinin doğru bir şekilde tutanağa geçirilmediğini iddia eden tanık avukat Dündar'a "24 Kasım 2011 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nda verdiğiniz ifade sırasında yanınızda avukatınız Şehnaz Dündar da var ve siz de hukukçusunuz. İfadenizde ne deyip ne demediğinizi bilirsiniz. Zaten bu ifadeler bilgisayarda yazılıyor, herhangi bir hata yapıldığında müdahale edip düzeltme şansınız vardı. Ayrıca bunlar ifade sırasında olmadıysa da her zaman şerh düşme hakkınız var" şeklinde hatırlatmada bulundu. Dündar ise "Ben 4 gün gözaltında kaldım ve çok yorgundum. Kendi yargılandığım mahkemede bu ifadeyi düzeltirim" diye cevap verdi.
Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Yalçın Küçük, sizi tanımadığını söylüyor. Sizin kendisini telefonla aramanızdan rahatsız oluyor. Yalçın Küçük ile görüşmenizi Abdullah Öcalan mı istedi?" diye sordu. İrfan Dündar da, Öcalan'ın çeşitli çevrelerle görüşülmesini istediğini belirterek, o dönemde gazetecilerle de görüştüklerini söyledi.
Pekgüzel, "Öcalan yeni bir atılım yapacağı zaman sizin birtakım çevrelerle görüşmenizi istiyor. Kendi başına karar vermiyor mu?" şeklindeki sorusuna tanık Dündar şu cevabı verdi: "Görüş alıyordu. Hükümet kanadından, sivil toplum kuruluşlarına görüş soruluyordu. Yalçın Küçük'e de soru soruluyordu. Kararını kendisi veriyordu." Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin "Yalçın Küçük'ü aramanız başkalarının yönlendirmesiyle mi, telkiniyle mi yapıldı?" şeklindeki sorusuna tanık Dündar, "O dönemde her kesimle görüşme yapılıyordu. Yalçın Küçük kendini bir yere koymasın" diye cevap verdi.
"SAĞDAN SOLDAN HERKESLE GÖRÜŞÜYORDUK"
Bu arada esas hakkındaki son savunması alınancaya kadar duruşmalardan men edilen İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, tanık Dündar'ın dinlenilmesi nedeniyle cezaevinden duruşma salonuna getirildi. Tutuklu sanık Perinçek'in, "Öcalan'ın adına kimlerle görüştünüz" diye sordu. Tanık Dündar da "Kürt sorununun çözümü noktasında birçok çevreyle görüşüldü. SHP, CHP, Ak Parti'den Adalet Bakanı. Bu doğaldır. Hem sağdan, hem soldan geniş bir yelpazede herkesle görüşüyorduk" diye cevap verdi.
Yalçın Küçük'ün avukatı Kazım Yiğit Akalın'ın "Öcalan'ın direktifler verdiği, görüşmenin 'Ergenekon" terör örgüt kapsamında yapıldığı iddia ediliyor" dedi. Dündar ise geniş kesimlerle 5-6 ayda bir görüştüklerini belirterek, "Yalçın Küçük de bunlardan biri. Ancak Küçük'ün telefondaki olumsuz tavrı nedeniyle görüşme gerçekleşmedi. Yüzlerce adamla görüşülüyor. Öcalan'ın 'bununla da görüşün' demesi bir talimat değildir. Küçük ile de özellikle görüşme talebi yok. Öcalan 'Herkesle görüşün dediği için' Küçük'ü aradım. Buna da sadece kendim karar vermedim" diye konuştu.
"MİT TUZAĞA DÜŞÜRMEK Mİ İSTEDİ?"
Avukat Akalın, tanık İrfan'ın KCK soruşturması kapsamındaki ifadesine değinerek "'Öcalan ile yapılan görüşmelerin not haline getirilerek internet kafedeki bilgisayarda yazılıp, e-mailin taslaklar bölümüne kaydedildiği, Murat Karayılan'ın da şifreyle e-maile girerek taslaklar bölümünden bu talimatları aldığı' şeklinde beyanınız var" dedi. Dündar, "Bu konu hakkında bilgim yok" diye cevap vermesi üzerine avukat Akalın, "İfadeyi siz vermişsiniz" diyerek hatırlatmada bulundu. Dündar ise, "Olabilir, bilmiyorum" ifadelerini kullandı. Dündar'ın Yalçın Küçük'ü görüşmek için aramasını anımsatan Avukat Akalın, "Asrın Hukuk Bürosu'nda MİT ajanı olduğu" şeklinde haber çıktı. MİT tuzağa düşürmek mi istedi?" diye sordu. Dündar ise, "Şu ana kadar bu konuda açıklama yapmadım. Asrın Hukuk Bürosu'nda MİT ajanı olmaz" diye cevap verdi.
"KÖTÜ NİYETLİ SORULARA CEVAP VERMEM"
Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek'in avukatı Bülent Hattatoğlu, Dündar'ın KCK soruşturması kapsamındaki ifadesinin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacak kadar elverişli olmadığını belirterek, "Bu beyanlarınız açıklamak için size bir telkin, baskı yapıldı mı?" diye sordu. Avukat Hattatoğlu'na tepki gösteren tanık Dündar, "Konuyla ne ilgisi var. Kim telkin etmiş. Kötü niyetli sorulara cevap vermem" diye cevap verdi. Hattatoğlu'nun "İfadenizde 1980'de Öcalan ile Aydınlık grubunun silahla çatıştığını söylüyorsunuz. 1972 doğumlu olduğunuza göre buna bizzat tanıklık etmediğinizi teyit eder misiniz?" şeklindeki sorusu üzerine tanık Dündar da "Cumhuriyet tarihinin kahramanlarıymış gibi anlatıyorsunuz. Sanki o dönemi siz mi yaşadınız?" dedi. Mahkeme Başkanı Özese de Hattatoğlu’nu sanığı yargılar şekilde soru sorulmaması konusunda uyardı.
PERİNÇEK SALONDAN ÇIKARILDI
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu’nun, İrfan Dündar ve Doğan Erbaş’ın İşçi Partisi İl Başkanlığı'nı ziyaretlerinde Tuncay Güney’in de bulunduğu şeklindeki ifadeleri okurken Doğu Perinçek itiraz etti. Perinçek “Tuncay Güney ile görüşecek adam mıyım ben?" dedi. Perinçek söz verilmeden konuşmasını ısrarla sürdürmesi üzerine salondan çıkarıldı.
"1999 YILINDA GENEL AF OLSAYDI BU SORUN ÇÖZÜLMÜŞTÜ"
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu "1999-2004 arasında terör örgütü faaliyetleri asgari düzeye indirildiği dönem. 2004’ten sonra neden terör örgütü faaliyetleri arttı?" diye sordu. Tanık İrfan Dündar şöyle konuştu: “1999’da genel af olsaydı bu sorun çözülmüştü. Maalesef olmadı. Öcalan’ın rolü kötü değil o sıralarda. O dönemde Öcalan silahlı güçleri sınır dışına göndermişti. Genel af ile çözüm yoluna gidilecekti. Ancak, Türkiye ‘Öcalan yakalandı, nasıl olsa dağılacaklar’ düşüncesinde olduğu için af çıkarmadı. Öcalan örgütü yumuşatmaya çalıştı. Hem devlete hem örgüte mektup yazdı. 11 Eylül saldırılarılarından sonra güvenlik stratejileri ön plana çıktı. 2003-2004 Irak savaşı dönemidir. Uluslararası denklemde örgüt kendine yer aradı. Bulmuş olacak ki örgüt yeniden silahlı mücadeleye başladı."
"BİZ TANSU ÇİLLER'İ ÖLDÜRECEĞİZ SİZ BUNU ÜSTLENİN"
Devlet yetkililerinden birilerinin "Biz Tansu Çiller'i öldüreceğiz siz bunu üstlenin" diye Öcalan'a teklifte bulunduğunu aktaran Dündar, "Ancak Öcalan bunu kabul etmedi. Öcalan bunu daha sonradan bu olayı bana söyledi. Kendisine teklifin kimden geldiğini ise söylemedi. Öcalan'a başka illegal teklif yapıldı mı bilmiyorum" şeklinde cevap verdi.