Öteden beri başörtüsü istismar edilmiştir. Bu hususta istismardan şiddetle kaçan ve sağlam bir duruş sergileyen tek parti MHP olmuştur. MHP, Din ve vicdan özgürlüğü çerçevesi içinde, inancı nedeniyle başını örten insanlarımıza her zaman sıcak bakmıştır. Başörtüsü yasaklarının kalkması için üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini açık seçik beyan etmişlerdir.
Elsima/kapsamhaber
CHP'nin "İçtüzük ihlali" gerekçesiyle karşı bir duruş sergiledi. Akşener başörtüsüne bir engel bulunmadığını belirterek: "Bu konuda TBMM İçtüzük'e baktım, ‘başı açık' veya ‘kapalı' diye bir hüküm bulunmuyor. Ben de İçtüzük'e uyacağım, şu an da hukuken de hiçbir sorun yok Bu nedenle benim açımdan da bir sorun yok." dedi.
Netice olarak kıyamet kopmadı. TBMM’ne başörtülü olarak gelen milletvekilleri Merve kavakçı vakıası yaşamadı. Milliyetçi Hareket Partisi her zaman olduğu gibi desteğini esirgemedi.
Asıl sorgulanması ve düşünülmesi gereken husus şudur: Madem ki İç tüzükte açık veya kapalı diye bir hüküm bulunmuyor ve hiçbir sorun yokta neden iktidar partisi bu zamana kadar beklemeyi tercih etmiştir? Yıllarca tek başına iktidarda bulunan AKP’nin basit bir iş için bu günü beklemesinin amacı neydi? Gerçekten, sözde demokratikleşme paketi, deyim yerinde ise başörtüsü ambalajına sarılı bir bölücü paket midir?Elsima/kapsamhaber