Devlet baba ha bu gün vereceğim ha yarın vereceğim ha kadastro geçti ha tapular hazırlanıyor masallarıyla oyalamış köylüyü.
Köylü gariban.
Çılgın proje var ya hani. Kanal İstanbul.
E kıymetleniyor o taraflar. Köylüye yedirirler mi?
Tamtam başında bekleyen demokrasi yamyamları ulakları salmışlar.
Benim rastladığım ulağın adı Hacer Saka.
Tayyip beyin yakını diye biliyor köylü. Akp İstanbul milletvekilleriyle sıkı-fıkı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı bir dediğini iki etmezmiş.
Kum ocağı satın almış Hallaçlı’nın dışında.
Sonra da hem Tayyip beyin yakını olması (!) hem de bakan ve vekil beylerle olan sıkı-fıkılığı sayesinde Hallaçlı’’nın yarısını ruhsatlamış.
Hukuk devleti tabii. Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Köylünün malı mülkü Akp’li Hacer hanımın envanterine yazılmış bir anda.
Bir dostumun evi var Hallaçlı’da. Birkaç kez gitmişliğim de vardır. Bilirim.
Bizim ki evim var diye rahat. Davet etti mangala.
Bir gittik ki evin yerinde yeller esiyor.
Hacer hanım yıktırmış evi. Tarlayı güzelce mıcırlamış. Eski evin su basmanının üzerine de kondurmuş konteynır odayı.
Kamyonlar, kepçeler.
Çalışanlar var. İşçi.
Bizimki İstanbul’da oturur. Yazları gider. Meğer on beş gündür faaliyetler devam edermiş arsada .
On beş gündür burada bir ev var. Bunu nasıl yıkıyorsunuz demeyen jandarma biter bir anda.
Buyurun karakola gidelim ifadenizi alalım.
Allah Allah. Evi yıkılan belli, yıkan belli ama biz gideceğiz karakola?
Karakol komutanı nazik. Ama bir türlü ifadeyi almaya yanaşmaz.
Sunduğu sebep ilginç? Savcı beyden talimat almış ifade alma diye.
Konu adli değil idari mevzuymuş.
Fakat işgalciler çalışmaya devam ediyor. Yıktıkları evin ve çevrenin düzenlenmesini tamamlamak azmindeler.
Soluğu kaymakam beyin yanında alıyoruz.
Kaymakam bey mevzuya vakıf. İlçe bölük komutanına talimat verip durduruyor çalışmayı.
Kaymakam bey de biz de öyle sanıyoruz!
Dönüyoruz Hallaçlı’ya. Kamyonlar vızır-vızır işlemeye devam ediyor.
Bir ufak gerginlik.
Beş dakika geçmeden arıyor karakol komutanı. Nasıl bir haberleşmeyse.
Efendim kamyonlara önceden sipariş vermişler. Çakılı –mıcırı döküversinlermiş.
Şimdi? Tarım ilçe müdürlüğünden uzmanlar tespit için gelecekler.
Gelecekler de ne olacak.
Köylü yılmış.
Ev bark yıkılmış.
Tayyip beyin yakını(!) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın dostu (!) Hacer Saka maden ruhsatı ile kapatmış köylünün arazisini.
Diyeceksiniz ki, tarım arazisine mıcır dökülürken, Çatalca’nın köylerinde insanların canlarına ot tıkılırken Çatalca belediyesi ne iş yapar?
Vallahi kimse bilmiyor.
Davalık olanlara ne mi olmuş?
15 gün içerisinde boşaltın emri gelmiş.
Evim var. Barkım var.
Ananı da al git muhabbeti anlayacağınız.
Savcı beyle görüşmedim. Evimi yıktılar diyerek suç duyurusunda bulunmak isteyen bir vatandaş için karakol komutanına ifade almayın demiş midir?
Günahını almayayım. Duymadım. Karakol komutanının yalancısıyım.
Ama karakolda Akp’li Hacer Saka hakkında suç duyurusunda bulunamadığımızı biliyorum.
Bitti mi? Hayır. Daha yeni başladı.
Sadece Hallaçlı’da mı yaşanıyor bu gasp? Kanal İstanbul ve 3. Havaalanı çevresindeki köylülere bir dokunun bin ah işitin.
Ben vahim durumun ne boyuta ulaştığına tanıklık ettiğim için sadece Hacer Saka’yı yazdım. Yoksa ne Hacer Saka’lar dolanıyor İstanbul’un köylerinde.
Gerçekten çılgın proje. Gözleri dönmüş bunların.
RÜSTEM FIRAT
GAZETE2023 ÖZEL HABER