Söke Ziraat Odası Başkanı Mustafa Kemal Kocabaş, 30 Nisan’da yürürlüğe giren 6357 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nda değişikliği eleştirdi.
Buna göre tarımdan ayrılmak zorunda kalan, köyde yaşayan çiftçilerin durumunun kaygı verici olduğunu söyledi.
Köylerde yaşayanların azaldığını ve çiftçilikle uğraşanların yaşlandığını belirten Kocabaş, ihtiyaçtan yapılan ve destek verdikleri kanunun, bazı problemler sorunlar ortaya çıkardığını söyledi. Oda Başkanı Kocabaş, “Bu yasa değişikliği bir ihtiyaçtan yapıldı. Miras yoluyla bölünen tarım arazilerinde verimli bir üretimin yapılması, tarım makinelerinin verimli kullanılması konusunda çiftçilerimizin sıkıntıları vardı. Arazilerin bazıları o kadar küçülmüştü ki verimli bir üretim yapmak imkansız hale gelmişti. Arazilerin bölünmesinin önlenmesi için çıkarılan bu yasayla devlet, topraktaki mülkiyete doğrudan müdahale ederek 30 milyon tarım parseli sahibi veya ortağını, toplamda da 40 milyon hissedarı ilgilendiren bir konuda, çiftçilik yapacakları belirleme yetkisine sahip oldu. Devlet bu yetkiyle tarımsal işletmelere hissedar olan bir kısım çiftçimize, 'Sen artık çiftçilik yapma.' diyor. Bu yasanın doğal gereği olarak bir kısım çiftçimiz tarımı bırakıyor. Bu yasayı olumlu bulduğumuzu hep söyledik. Burada sorun, tarımdan ayrılmak zorunda kalacak olan ve köyde yaşayan çiftçilerin durumu ne olacak? Biliyorsunuz, köylerimizde tarımla uğraşan genç nüfus oldukça azaldı. Eğer gerekli tedbirler alınmazsa çiftçilerimiz, tarımdan zorunlu olarak ayrılacaklar. Yetkililerden beklediğimiz, kaş yapalım derken göz çıkarmayalım. Çiftçilerimizin yine tarımın içinde değerlendirileceği bir çözüm bulunmalıdır.” dedi.
Buna göre tarımdan ayrılmak zorunda kalan, köyde yaşayan çiftçilerin durumunun kaygı verici olduğunu söyledi.
Köylerde yaşayanların azaldığını ve çiftçilikle uğraşanların yaşlandığını belirten Kocabaş, ihtiyaçtan yapılan ve destek verdikleri kanunun, bazı problemler sorunlar ortaya çıkardığını söyledi. Oda Başkanı Kocabaş, “Bu yasa değişikliği bir ihtiyaçtan yapıldı. Miras yoluyla bölünen tarım arazilerinde verimli bir üretimin yapılması, tarım makinelerinin verimli kullanılması konusunda çiftçilerimizin sıkıntıları vardı. Arazilerin bazıları o kadar küçülmüştü ki verimli bir üretim yapmak imkansız hale gelmişti. Arazilerin bölünmesinin önlenmesi için çıkarılan bu yasayla devlet, topraktaki mülkiyete doğrudan müdahale ederek 30 milyon tarım parseli sahibi veya ortağını, toplamda da 40 milyon hissedarı ilgilendiren bir konuda, çiftçilik yapacakları belirleme yetkisine sahip oldu. Devlet bu yetkiyle tarımsal işletmelere hissedar olan bir kısım çiftçimize, 'Sen artık çiftçilik yapma.' diyor. Bu yasanın doğal gereği olarak bir kısım çiftçimiz tarımı bırakıyor. Bu yasayı olumlu bulduğumuzu hep söyledik. Burada sorun, tarımdan ayrılmak zorunda kalacak olan ve köyde yaşayan çiftçilerin durumu ne olacak? Biliyorsunuz, köylerimizde tarımla uğraşan genç nüfus oldukça azaldı. Eğer gerekli tedbirler alınmazsa çiftçilerimiz, tarımdan zorunlu olarak ayrılacaklar. Yetkililerden beklediğimiz, kaş yapalım derken göz çıkarmayalım. Çiftçilerimizin yine tarımın içinde değerlendirileceği bir çözüm bulunmalıdır.” dedi.