Köylüden habersiz ormanı da, köyün suyunu da kiraladılar...
Sakarya'nın Akyazı ilçesi Küçücek beldesi sakinleri, içme suyu ve ormanlarının kendilerinden habersiz ellerinden alınmasının şaşkınlığını yaşıyor. Küçücekliler, 10 bin kişinin su ve sulama ihtiyacını karşılayan Bıçkıdere suyunun 2013 yılında kapatılan İl Özel İdaresi tarafından, Meşelik mevkiindeki 250 dönüm orman arazisinin de termal tesis yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından aynı firmaya tahsis edilmesi nedeniyle, konuyu yargıya götürmeye hazırlanıyor. Yapılan tahsisatların kendilerine haber verilmeden gerçekleştirildiğini savunan köylüler, "İnsanlarımız bu su var diye, 200 yıldır burada yaşıyor." diye olan bitene tepki gösteriyor.
"FİRMA BORU DÖŞEMEYE BAŞLAYINCA HABERİMİZ OLDU"
Belde sakinlerinden eski muhtar Talat Aşan, yetkililerin kendilerine hiçbir bilgi vermeden Bıçkıdere ve Meşelik mevkiindeki 250 dönüm ormanlık arazinin 'Emsey' adında bir firmaya 30 yıllığına tahsis edildiğini boru döşeme çalışmaları başlayınca öğrendiklerini söyledi. Henüz termal tesis ve su fabrikasının inşaatına başlanmadığını, ancak tesise yol açmak için ormanın katledildiğini vurgulayan Aşan, çalışmaların büyük bir gizlilik içinde yangından mal kaçırır gibi sürdürüldüğünü ileri sürdü.
"BU SU BİZİM CAN DAMARIMIZ SU OLMAZSA NEREYE GİDERİZ"
Küçücek beldesi, Bıçkıdere ve 4 mahallede yaklaşık 10 bin kişinin içme suyunu karşılayan ve yine 10 bin dönüm tarım arazisinin sulamasında kullanılan Bıkçıdere suyunun yaz aylarında kendilerine bile yetmediğini vurgulayan Talat Aşan, "Bu derenin suyunu içiyoruz, tarlaları bu derenin suyu ile suluyoruz, hayvanlarımız bu sudan içiyor, 3 tane değirmenin çarkları bu suyla dönüyor. Şirket bizim suyumuzu hem şişeleyip satacak hem de hem termal otelin içme ve kullanma suyu olarak kullanacak. Suyun alındığını, çalışmalar başlayınca öğrendik. Yangından mal kaçırır gibi bir ay içinde 12 kilometreyi kazıdılar, boruları gömdüler. Bu su bizim hayatımız, can damarımız. Bizim helal suyumuz, size haram akacak."
"KAPLICA SUYUNU VER YOKSA KANUN YOLUYLA ELİNDEN ALIRIZ, DENİLDİ"
Yapılacak otele termal su sağlayacak kaynak evinin bahçesinde bulunan Taşburun köyü sakinlerinden Mehmet Demir ise firma yetkililerinin su için kendisine 20 bin lira verdiğini söyledi. Demir, "Fiyattan memnun değilim. Ama mecburen verdim. Vermeyecektim zaten. 5686 Termal Yasası'na (Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu) istinaden alabiliyoruz, dediler. Biz de o yüzden verdik." diye kendini savundu.
"ARKAMDA GÜÇ VAR DEYİP HER ŞEYİ YAPIYORLAR"
Bıçkıdereli Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Kerem Erk ise "Arkamda güç var." diyenlerin hoyratça davrandığını savundu. Erk, "Birileri artık kalkmış diyor ki, 'bu su artık sizin değil. Bu suyu ben alacağım, otel yapacağım, fabrika yapacağım. Satacağım, para kazanacağım. Çünkü benim arkamda güç var, para var' diyor, bunu kabullenmek mümkün mü?" diye konuştu.
"BU İŞ BİTMİŞTİR YAPILACAK BİR ŞEY YOK DENDİ"
Akyazı Belediyesi MHP'li Meclis Üyesi İsmet Yılmaz ise konuyu belediye meclisine getirdiklerini, başkanın ise 'Ruhsat verilmiş, bu iş bitmiştir. Yapılacak bir şey yok’ dediğini ileri sürerek, "Biz bu suyu kanımız da aksa, canımız da aksa vermeyeceğiz. Bunun mücadelesini hep beraber vereceğiz. İnsanlarımız bu su var diye, 200 yıldır burada yaşıyor." şeklinde konuştu.
Bu arada köylülerle önceki hafta bir araya gelen CHP Sakarya Milletvekili Ergin Özkoç ve MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata da olaya tepki gösterdi. Özkoç, köyleri belediye kapsamı alanı içine alan düzenlemeden sonra, köylünün ormanının, suyunun ve özellikle söz hakkının elinden alındığını, buna zamanında karşı çıkılmadığını dile getirdi. Özkoç, şöyle konuştu: "Şimdi Emsey adında bir şirket çıkıyor diyor ki; ‘Ben ormanı keseceğim. Bıçkıdereye su gidiyormuş, gitmiyormuş, Küçüceğe su gidiyormuş gitmiyormuş, oradaki insanlar dereden besleniyormuş beslenmiyormuş, orman yok olacakmış olmayacakmış, ben kendi şirketimin çıkarlarına bakarım. Ben oraya şirketimin binasını kuracağım diyor. Kim isyan ederse etsin benim arkam sağlam diyor."
"KENE GİBİ YAPIŞIYORLAR"
MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata da Türkiye’nin her yerinde bir yağma, her yerinde bir yolsuzluk, her yerinde milletin müşterek malını birilerine tahsis eden bir çirkin bir uygulama olduğunu vurguladı. Kutluata, "Sakarya’nın her yerine yapıştı, bu uygulama. Türkiye’nin her yerine yapıştı, bu uygulama. Yine ilimizin bir başka bölgesine kene saldırısı olmuş gibi hissettiğimizi samimiyetle ifade etmek isterim. Türkiye’nin her yerinde bir yere daha musallat oluyorlar." diye konuştu.
Öte yandan Emsey şirketi yetkilileri, girişimlerimize rağmen konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındı.
Sakarya'nın Akyazı ilçesi Küçücek beldesi sakinleri, içme suyu ve ormanlarının kendilerinden habersiz ellerinden alınmasının şaşkınlığını yaşıyor. Küçücekliler, 10 bin kişinin su ve sulama ihtiyacını karşılayan Bıçkıdere suyunun 2013 yılında kapatılan İl Özel İdaresi tarafından, Meşelik mevkiindeki 250 dönüm orman arazisinin de termal tesis yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından aynı firmaya tahsis edilmesi nedeniyle, konuyu yargıya götürmeye hazırlanıyor. Yapılan tahsisatların kendilerine haber verilmeden gerçekleştirildiğini savunan köylüler, "İnsanlarımız bu su var diye, 200 yıldır burada yaşıyor." diye olan bitene tepki gösteriyor.
"FİRMA BORU DÖŞEMEYE BAŞLAYINCA HABERİMİZ OLDU"
Belde sakinlerinden eski muhtar Talat Aşan, yetkililerin kendilerine hiçbir bilgi vermeden Bıçkıdere ve Meşelik mevkiindeki 250 dönüm ormanlık arazinin 'Emsey' adında bir firmaya 30 yıllığına tahsis edildiğini boru döşeme çalışmaları başlayınca öğrendiklerini söyledi. Henüz termal tesis ve su fabrikasının inşaatına başlanmadığını, ancak tesise yol açmak için ormanın katledildiğini vurgulayan Aşan, çalışmaların büyük bir gizlilik içinde yangından mal kaçırır gibi sürdürüldüğünü ileri sürdü.
"BU SU BİZİM CAN DAMARIMIZ SU OLMAZSA NEREYE GİDERİZ"
Küçücek beldesi, Bıçkıdere ve 4 mahallede yaklaşık 10 bin kişinin içme suyunu karşılayan ve yine 10 bin dönüm tarım arazisinin sulamasında kullanılan Bıkçıdere suyunun yaz aylarında kendilerine bile yetmediğini vurgulayan Talat Aşan, "Bu derenin suyunu içiyoruz, tarlaları bu derenin suyu ile suluyoruz, hayvanlarımız bu sudan içiyor, 3 tane değirmenin çarkları bu suyla dönüyor. Şirket bizim suyumuzu hem şişeleyip satacak hem de hem termal otelin içme ve kullanma suyu olarak kullanacak. Suyun alındığını, çalışmalar başlayınca öğrendik. Yangından mal kaçırır gibi bir ay içinde 12 kilometreyi kazıdılar, boruları gömdüler. Bu su bizim hayatımız, can damarımız. Bizim helal suyumuz, size haram akacak."
"KAPLICA SUYUNU VER YOKSA KANUN YOLUYLA ELİNDEN ALIRIZ, DENİLDİ"
Yapılacak otele termal su sağlayacak kaynak evinin bahçesinde bulunan Taşburun köyü sakinlerinden Mehmet Demir ise firma yetkililerinin su için kendisine 20 bin lira verdiğini söyledi. Demir, "Fiyattan memnun değilim. Ama mecburen verdim. Vermeyecektim zaten. 5686 Termal Yasası'na (Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu) istinaden alabiliyoruz, dediler. Biz de o yüzden verdik." diye kendini savundu.
"ARKAMDA GÜÇ VAR DEYİP HER ŞEYİ YAPIYORLAR"
Bıçkıdereli Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Kerem Erk ise "Arkamda güç var." diyenlerin hoyratça davrandığını savundu. Erk, "Birileri artık kalkmış diyor ki, 'bu su artık sizin değil. Bu suyu ben alacağım, otel yapacağım, fabrika yapacağım. Satacağım, para kazanacağım. Çünkü benim arkamda güç var, para var' diyor, bunu kabullenmek mümkün mü?" diye konuştu.
"BU İŞ BİTMİŞTİR YAPILACAK BİR ŞEY YOK DENDİ"
Akyazı Belediyesi MHP'li Meclis Üyesi İsmet Yılmaz ise konuyu belediye meclisine getirdiklerini, başkanın ise 'Ruhsat verilmiş, bu iş bitmiştir. Yapılacak bir şey yok’ dediğini ileri sürerek, "Biz bu suyu kanımız da aksa, canımız da aksa vermeyeceğiz. Bunun mücadelesini hep beraber vereceğiz. İnsanlarımız bu su var diye, 200 yıldır burada yaşıyor." şeklinde konuştu.
Bu arada köylülerle önceki hafta bir araya gelen CHP Sakarya Milletvekili Ergin Özkoç ve MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata da olaya tepki gösterdi. Özkoç, köyleri belediye kapsamı alanı içine alan düzenlemeden sonra, köylünün ormanının, suyunun ve özellikle söz hakkının elinden alındığını, buna zamanında karşı çıkılmadığını dile getirdi. Özkoç, şöyle konuştu: "Şimdi Emsey adında bir şirket çıkıyor diyor ki; ‘Ben ormanı keseceğim. Bıçkıdereye su gidiyormuş, gitmiyormuş, Küçüceğe su gidiyormuş gitmiyormuş, oradaki insanlar dereden besleniyormuş beslenmiyormuş, orman yok olacakmış olmayacakmış, ben kendi şirketimin çıkarlarına bakarım. Ben oraya şirketimin binasını kuracağım diyor. Kim isyan ederse etsin benim arkam sağlam diyor."
"KENE GİBİ YAPIŞIYORLAR"
MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata da Türkiye’nin her yerinde bir yağma, her yerinde bir yolsuzluk, her yerinde milletin müşterek malını birilerine tahsis eden bir çirkin bir uygulama olduğunu vurguladı. Kutluata, "Sakarya’nın her yerine yapıştı, bu uygulama. Türkiye’nin her yerine yapıştı, bu uygulama. Yine ilimizin bir başka bölgesine kene saldırısı olmuş gibi hissettiğimizi samimiyetle ifade etmek isterim. Türkiye’nin her yerinde bir yere daha musallat oluyorlar." diye konuştu.
Öte yandan Emsey şirketi yetkilileri, girişimlerimize rağmen konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındı.