Tilkiler, ormanda ne varsa yemiş bitirmişti. Bir süre sonra acıkmışlar ama ormanda yiyecek hiçbir şey yokmuş. Yaşlı bir tilki yiyecek bulmak için bir kurnazlık düşündü. Doğruca filin yanına gitti.
“Bizim bir kralımız vardı,” dedi. “Bunadı, şımardı, bizden olmayacak şeyler istemeye başladı. Biz de kendimize yeni bir kral seçmeye karar verdik. Arkadaşlarım bu iş için sizi uygun buldular. Beni de elçi olarak yolladılar. Ne dersiniz, Kralımız olur musunuz? Eğer olursanız bir dediğinizi iki etmez, buyruklarınızı can baş üzere yerine getiririz. İyi bir yaşam da sağlarız sana. Haydi, memleketimize buyurun.”
Fil bu teklifi kabul etti. Yola koyuldular. Tilki fili bataklığa sürükledi. Fil çok geçmeden boğazına kadar çamura battı. Fil bataklığa saplanınca tilki ona dönerek:
“Kralım, ne yapmamı istersiniz” diye sordu.
“Beni buradan çıkarmanı emrediyorum.” dedi.
Tilki gülerek:
“Hortumunla kuyruğuma yapış, ben seni hemen çekip çıkarırım.” dedi.
Fil:
Kuyruğunla beni bataklıktan çekip çıkarabileceğini mi sanıyorsun?” diye sordu.
Tilki cevap olarak:
Öyleyse neden olmayacak bir şey istiyorsunuz benden?” dedi. “Ben size demedim miydi, bundan önceki kralımızda hep olmayacak şeyler istediği için kovduk diye?”
Yukarıdaki masalı ben anlatmıyorum, Tolstoy’a aittir. Söyledikleri her lidere ve yerel seçimler öncesinde her lider adayına ders olacak niteliktedir. Türk siyasi tarihinin hemen hemen her döneminde karşılaştığımız, sıradan DEVAMI