Mehmet Yakup Yılmaz. Bugüne dek otuza yakın yayının kurucu genel yayın müdürlüğünü yaptı. Dergicilik deyince akla ilk gelen isim.
Doğan Burda Dergi Yayıncılık İcra Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyor ve Hürriyet Gazetesi’nde köşe yazarı.
Son dönemde yazıları hayli sert, birçok ismin kaleme alamadığı yazıları cesurca yazıyor. Pazartesi soruları ile de farklı bir soluk getirdi. Unutmamak ve unutturmamak için farklı bir yöntem meşhur Pazartesi soruları.
Mehmet Yılmaz, son günlerde hayli ilgimi çekiyordu yazılarıyla… Aradım ve kırmadı, çok kibar ve bir o kadar da samimi. Medyadan girdik, siyasetten çıktık. Tabii Fehmi Koru’nun da kulaklarını epeyce bir çınlattık. Yılmaz’a göre medyada bir sorun var, sorunun kaynağı ise medya patronları değil, hükümetin bizzat kendisi.
İşte o samimi röportajın detayları.
Mehmet Bey, aslında sizinle konuşmak istediğim o kadar çok konu var ki. Siyasete ağırlık vereceğim ama önce medyanın son tahlildeki durumunu konuşmak isterim. Öncelikle şunu sormak istiyorum. Keskin bir kalemsiniz, oldukça sert yazılarınız var. Zor olmuyor mu sizin için böyle bir dönemde bu yazıları kaleme almak?
Bir defa “keskin kalem” tabirine itirazım var. Ben gazeteciyim ve olabildiğince açık, net, kısa ve kolay anlaşılabilir yazmam gerekiyor. Ben böyle yazdığım için belki keskinmiş gibi geliyor olabilir ifadeler. Lafı çok dolandırmamak gerekiyor, sayfada da zaten böyle bir yerim yok. Gazeteci ne düşünüyorsa onu söylemeli, onu yazmalı. “Zor mu” diye sordun, bana bir zorluğu yok. Gazete yönetimiyle de, gazetenin sahibiyle de, genel yayın yönetmeni ya da yazı işleri ile bir sorun yaşamıyorum yazdıklarımdan dolayı.
Doğan Burda Dergi Yayıncılık İcra Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyor ve Hürriyet Gazetesi’nde köşe yazarı.
Son dönemde yazıları hayli sert, birçok ismin kaleme alamadığı yazıları cesurca yazıyor. Pazartesi soruları ile de farklı bir soluk getirdi. Unutmamak ve unutturmamak için farklı bir yöntem meşhur Pazartesi soruları.
Mehmet Yılmaz, son günlerde hayli ilgimi çekiyordu yazılarıyla… Aradım ve kırmadı, çok kibar ve bir o kadar da samimi. Medyadan girdik, siyasetten çıktık. Tabii Fehmi Koru’nun da kulaklarını epeyce bir çınlattık. Yılmaz’a göre medyada bir sorun var, sorunun kaynağı ise medya patronları değil, hükümetin bizzat kendisi.
İşte o samimi röportajın detayları.
Mehmet Bey, aslında sizinle konuşmak istediğim o kadar çok konu var ki. Siyasete ağırlık vereceğim ama önce medyanın son tahlildeki durumunu konuşmak isterim. Öncelikle şunu sormak istiyorum. Keskin bir kalemsiniz, oldukça sert yazılarınız var. Zor olmuyor mu sizin için böyle bir dönemde bu yazıları kaleme almak?
Bir defa “keskin kalem” tabirine itirazım var. Ben gazeteciyim ve olabildiğince açık, net, kısa ve kolay anlaşılabilir yazmam gerekiyor. Ben böyle yazdığım için belki keskinmiş gibi geliyor olabilir ifadeler. Lafı çok dolandırmamak gerekiyor, sayfada da zaten böyle bir yerim yok. Gazeteci ne düşünüyorsa onu söylemeli, onu yazmalı. “Zor mu” diye sordun, bana bir zorluğu yok. Gazete yönetimiyle de, gazetenin sahibiyle de, genel yayın yönetmeni ya da yazı işleri ile bir sorun yaşamıyorum yazdıklarımdan dolayı.