Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce açıkladığı Demokratikleşme Paketi’nde yer alan ‘Nefret Yasası’ ile ilgili düzenlemeyi kimler istiyor?
Söz konusu yasa ile ilgili, SP Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, “Ülkemizde hala; Siyonizm, Yahudi ve Haçlı tehlikesi varken, Nefret Yasası’nın çıkması son derecede tehlikelidir. Söz konusu yasa Meclis’ten geçerse bu tehlikeyi milletimize nasıl anlatacağız?” derken BBP Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut ise, “Yasayı en çok Ermeniciler çevreler ve terör örgütü istiyordu” dedi.“TEHLİKE DAHA GEÇMEDİ”Hükümetin bindiği dalı kestiğini söyleyen Saadet Partisi (SP)Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, “Ülkemizde hala; Siyonizm, Yahudi ve Haçlı tehlikesi varken, Nefret Yasası’nın çıkması son derecede tehlikelidir. Zaten bu yasanın çıkmasını ABD, AB ve İsrail istiyor. Söz konusu yasa Meclis’ten geçerse bu tehlikeyi milletimize nasıl anlatacağız? Hükümetin, Müslümanlar adına çok zararlı olan bu yasadan acilen vazgeçmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.“TÜRK MİLLETİ AFFETMEZ”Öte yandan paketin, terör örgütü mensuplarına siyaset yapma imkânı sağlayacağını da aktaran Tongüç, “Hükümet bunu ne kadar inkar etse de olayın varacağı nokta budur. Hükümet oy almak uğruna bir takım kesimlere özel çalışmalar yapıyor. Paket bu haliyle geçerse malum kesimlere (terörist gruplara) siyaset yapmanın yolu açılır. Türk milleti bunu asla kabul etmez ve AK Parti’yi affetmez” dedi. “ERMENİLER VE TERÖR ÖRGÜTÜ İSTİYOR”Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut ise, “Paketteki ‘nefret yasası’nın en çok terör örgütü ile Ermenici çevrelerce talep edilen bir düzenleme olduğu biliniyor. Bu çevreler terör örgütünün katliamlarına, Ermenici çevrelerin akıl almaz iftiraları ve hakaretlerine toz kondurmazken, bunlara ilişkin en ufak bir eleştiri karşısında, ‘Bizimle ilgili nefret söylemi geliştiriliyor’ yaygarası kopararak, yasal düzenleme talep ediyorlardı” açıklamalarında bulundu.“APO’YA KADAR DEVAM EDECEK”Düzenlemeyle ayrıca terör eyleminden mahkûm olanların siyasi partilere üye olabilmesinin önünün açılacağını da belirten Karabulut, “Terör eyleminden mahkûm olanlar; yani KCK’lı ve PKK’lıların siyasete girmesinin önü açılacak. Bu düzenlemeler Apo’ya siyaset açana kadar devam edecek. Düzenleme tamamen PKK ile yürütülen müzakere sonucu yapılmıştır. Yani ‘Partilere üye olmanın önündeki engelleri kaldırıyoruz’ derken PKK’lıların ve KCK’lıların üye olmasının önündeki engelleri kaldırıyorlar. Milletimizin bu maddeleri iyi okumasını talep ediyorum” diye konuştu.
BUNLAR SUÇ OLACAK
Buna göre, ‘'Zenci, Çingene, Yobaz, Yezid, Ateist, Gavur, Kızılbaş'' gibi hakaret içeren kelimelerin bir şahsa nefret saikiyle kullanılması halinde verilen cezalar artırılabilecek.Bekir Bozdağ'a Hacıbektaş'ta yapılan saldırı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk'e yönelik düzenlenen saldırılar da nefret suçu kapsamında değerlendirilecek. Kişinin inançlarının engellenmesi durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. TCK ile yaşam tarzına saygı da güvence altına alınacak.
ABD’nin önemli fikir kuruluşlarından birisi olan “Religious Tolerance”e (Dini Hoşgörü) katkı veren bilim adamlarının çeyrek asırlık geçmişine rağmen bugün de tartıştıkları konu olan “nefret suçları” ile ilgili düzenlemelerde, bu yasaların fikir özgürlüğünü kısıtladığı belirtildi. Merkez tarafından bir süre önce yayınlanan “Nefret Suçları Raporu”nda, yasaların İsrail’e yönelik basit bir eleştiriyi bile “anti semitist” kisvesine büründürdüğü, ayrıca eşcinsel çevrelerin agresif halkla ilişkiler politkalarına itiraz edilmesinin de yine bu kesimlere karşı nefret suçu işleme olarak değerlendirildiği belirtildi.
“SAPKINLARA LAF SÖYLEYEMİYORUZ”
Raporda, “Amerika’da çeşitli dini kurum ve kuruluşlar, nefret yasalarının eşcinselleri de kapsayacak şekilde genişletilmesini kınamışlardır. Nefret yasaları nedeniyle, din adamlarının Kitab-ı Mukaddes’in eşcinselliğe bakışını rahatça dile getiremeyeceklerini belirtmişlerdir” denildi. Nefret suçlarının kapsamının çok geniş yorumlandığı ifade edilen raporda, “Böylece sübyancılar bile kendilerine nefret suçlarından bir kalkan oluşturmaya çalışmaktadırlar” ifadesine yer verildi. Rapora katkı veren Dr. Simpson, “Eşcinseller ve benzerlerinin yaşam tarzına herhangi bir eleştiri sahibini susturmak bu yasalarla çok kolay oluyor” dedi. ABD Aile Araştırma Kurumu da, rapora gönderdiği görüş yazısında, “Nefret suçları mevzuatı, Amerikalıların ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve din özgürlüğünü ciddi ciddi kısıtlamakta. Bu tür cinsel yönelimlerin sahipleri, nefret suçları mevzuatında korumalı bir sınıf haline gelebilir. Bu da, aile birliğini, sağlığını tehdit eden bir unsur” ifadelerine yer verdi.
“DİNİMİZ TEHDİT ALTINDA, YAHUDİLİK İSE ‘ANTİ SEMİTİZM’LE KOLLANIYOR”
Geleneksel Değerler Koalisyonu da, aynı çalışmada, nefret yasalarının “nefreti azaltma” kisvesi altında Hıristiyan karşıtı bağnazlıkları teşvik edebileceğini vurguladı. Metinde, ABD’de hakim din olan Hıristiyanlığın bu tehdide maruz kalırken, İsrail’e yapılan bir itirazın ise hemen “anti semitist” bir yaklaşım gibi değerlendirilip, suçlanmasına da işaret edildi.
Söz konusu yasa ile ilgili, SP Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, “Ülkemizde hala; Siyonizm, Yahudi ve Haçlı tehlikesi varken, Nefret Yasası’nın çıkması son derecede tehlikelidir. Söz konusu yasa Meclis’ten geçerse bu tehlikeyi milletimize nasıl anlatacağız?” derken BBP Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut ise, “Yasayı en çok Ermeniciler çevreler ve terör örgütü istiyordu” dedi.“TEHLİKE DAHA GEÇMEDİ”Hükümetin bindiği dalı kestiğini söyleyen Saadet Partisi (SP)Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, “Ülkemizde hala; Siyonizm, Yahudi ve Haçlı tehlikesi varken, Nefret Yasası’nın çıkması son derecede tehlikelidir. Zaten bu yasanın çıkmasını ABD, AB ve İsrail istiyor. Söz konusu yasa Meclis’ten geçerse bu tehlikeyi milletimize nasıl anlatacağız? Hükümetin, Müslümanlar adına çok zararlı olan bu yasadan acilen vazgeçmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.“TÜRK MİLLETİ AFFETMEZ”Öte yandan paketin, terör örgütü mensuplarına siyaset yapma imkânı sağlayacağını da aktaran Tongüç, “Hükümet bunu ne kadar inkar etse de olayın varacağı nokta budur. Hükümet oy almak uğruna bir takım kesimlere özel çalışmalar yapıyor. Paket bu haliyle geçerse malum kesimlere (terörist gruplara) siyaset yapmanın yolu açılır. Türk milleti bunu asla kabul etmez ve AK Parti’yi affetmez” dedi. “ERMENİLER VE TERÖR ÖRGÜTÜ İSTİYOR”Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut ise, “Paketteki ‘nefret yasası’nın en çok terör örgütü ile Ermenici çevrelerce talep edilen bir düzenleme olduğu biliniyor. Bu çevreler terör örgütünün katliamlarına, Ermenici çevrelerin akıl almaz iftiraları ve hakaretlerine toz kondurmazken, bunlara ilişkin en ufak bir eleştiri karşısında, ‘Bizimle ilgili nefret söylemi geliştiriliyor’ yaygarası kopararak, yasal düzenleme talep ediyorlardı” açıklamalarında bulundu.“APO’YA KADAR DEVAM EDECEK”Düzenlemeyle ayrıca terör eyleminden mahkûm olanların siyasi partilere üye olabilmesinin önünün açılacağını da belirten Karabulut, “Terör eyleminden mahkûm olanlar; yani KCK’lı ve PKK’lıların siyasete girmesinin önü açılacak. Bu düzenlemeler Apo’ya siyaset açana kadar devam edecek. Düzenleme tamamen PKK ile yürütülen müzakere sonucu yapılmıştır. Yani ‘Partilere üye olmanın önündeki engelleri kaldırıyoruz’ derken PKK’lıların ve KCK’lıların üye olmasının önündeki engelleri kaldırıyorlar. Milletimizin bu maddeleri iyi okumasını talep ediyorum” diye konuştu.
BUNLAR SUÇ OLACAK
Buna göre, ‘'Zenci, Çingene, Yobaz, Yezid, Ateist, Gavur, Kızılbaş'' gibi hakaret içeren kelimelerin bir şahsa nefret saikiyle kullanılması halinde verilen cezalar artırılabilecek.Bekir Bozdağ'a Hacıbektaş'ta yapılan saldırı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk'e yönelik düzenlenen saldırılar da nefret suçu kapsamında değerlendirilecek. Kişinin inançlarının engellenmesi durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. TCK ile yaşam tarzına saygı da güvence altına alınacak.
ABD’nin önemli fikir kuruluşlarından birisi olan “Religious Tolerance”e (Dini Hoşgörü) katkı veren bilim adamlarının çeyrek asırlık geçmişine rağmen bugün de tartıştıkları konu olan “nefret suçları” ile ilgili düzenlemelerde, bu yasaların fikir özgürlüğünü kısıtladığı belirtildi. Merkez tarafından bir süre önce yayınlanan “Nefret Suçları Raporu”nda, yasaların İsrail’e yönelik basit bir eleştiriyi bile “anti semitist” kisvesine büründürdüğü, ayrıca eşcinsel çevrelerin agresif halkla ilişkiler politkalarına itiraz edilmesinin de yine bu kesimlere karşı nefret suçu işleme olarak değerlendirildiği belirtildi.
“SAPKINLARA LAF SÖYLEYEMİYORUZ”
Raporda, “Amerika’da çeşitli dini kurum ve kuruluşlar, nefret yasalarının eşcinselleri de kapsayacak şekilde genişletilmesini kınamışlardır. Nefret yasaları nedeniyle, din adamlarının Kitab-ı Mukaddes’in eşcinselliğe bakışını rahatça dile getiremeyeceklerini belirtmişlerdir” denildi. Nefret suçlarının kapsamının çok geniş yorumlandığı ifade edilen raporda, “Böylece sübyancılar bile kendilerine nefret suçlarından bir kalkan oluşturmaya çalışmaktadırlar” ifadesine yer verildi. Rapora katkı veren Dr. Simpson, “Eşcinseller ve benzerlerinin yaşam tarzına herhangi bir eleştiri sahibini susturmak bu yasalarla çok kolay oluyor” dedi. ABD Aile Araştırma Kurumu da, rapora gönderdiği görüş yazısında, “Nefret suçları mevzuatı, Amerikalıların ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve din özgürlüğünü ciddi ciddi kısıtlamakta. Bu tür cinsel yönelimlerin sahipleri, nefret suçları mevzuatında korumalı bir sınıf haline gelebilir. Bu da, aile birliğini, sağlığını tehdit eden bir unsur” ifadelerine yer verdi.
“DİNİMİZ TEHDİT ALTINDA, YAHUDİLİK İSE ‘ANTİ SEMİTİZM’LE KOLLANIYOR”
Geleneksel Değerler Koalisyonu da, aynı çalışmada, nefret yasalarının “nefreti azaltma” kisvesi altında Hıristiyan karşıtı bağnazlıkları teşvik edebileceğini vurguladı. Metinde, ABD’de hakim din olan Hıristiyanlığın bu tehdide maruz kalırken, İsrail’e yapılan bir itirazın ise hemen “anti semitist” bir yaklaşım gibi değerlendirilip, suçlanmasına da işaret edildi.