PKK’nın çocuklarını kaçırdığı iddiasıyla Diyarbakır’da ailelerin başlattığı oturma eylemi 14’üncü gününü geride bıraktı. 3 annenin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önüne gelerek çocuklarının kurtarılması için düzenlediği eylem, gün geçtikçe büyüdü. Eyleme katılan aile sayısı 75’e yükselirken, önceki gece saatlerinde belediye önünde kurulan çadır söküldü. Anneler, dün sabah ise belediyenin bahçesinden çıkarıldı.
Belediye önünde önlem alan zabıta, olay yeri bandı çekerek annelerin oturma eylemi yaptığı bahçeye girmesine izin vermedi. Aileler, belediyenin önünde bulunan orta refüje geçerek eylemlerini burada sürdürdü. Belediyenin önünden zabıta tarafından kovulduklarını söyleyen annelerden Lütfiye Bozoğlu, oğlunun iki aydır PKK’nın olduğunu, eylem yaparak sadece oğlunu istediğini dile getirdi. Bozoğlu, belediyenin tavrının kendilerini üzdüğünü belirterek, acı çeken annelere destek verileceğine engel olunduğunu kaydetti. Annelerden Bedriye Eşiyok ise zabıtaların kendilerine çok sert davrandığını ifade etti. Eşiyok, zabıtanın kendilerini kovduğunu vurgulayarak, “Bizi saçımızdan tutarak sürüklediler. Nerede barış anneleri, nerede insan hakları nerede yetkililer. Bir anne olarak evladımı istiyorum. Belediye Başkanı Gültan Kışanak da bir annedir, bizim halimizden en iyi o anlar. Bize yapılanlardan haberi var mı? Ben 13 yaşındaki evladıma kavuşmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Oturma eylemini sürdürenlerden Erhan Erem ise PKK’nın götürdüğü 19 yaşındaki kardeşi Fatih Eren’in bırakılması için eylem yaptığını söyledi. Erhan Erem, şöyle konuştu: “Bu aileler aslında BDP’nin tabanından kişiler. Eylem yapan aile sayısı her geçen gün artıyor. Bu binleri, on binleri bulacaktır. Aileleri kontrol etmekte zorluk çekiyoruz. Belediye burada eylem yapmamıza izin vermiyor. Ancak biz barışı ve çocuklarımızı istemeye devam edeceğiz. Gerekirse burada açlık grevi, ölüm orucu yapacağız. Bu seçenekleri de değerlendiriyoruz. Belediye yetkilileri bize ‘ajan’, ‘hain’ diye psikolojik baskı uyguluyor. Annelere saldıracaksa, biz başka yerde de eylemimizi sürdüreceğiz. Yarın AKP önünde de oturabiliriz. Bizim hiçbir partiyle ilişkimiz yok. Biz açlık grevini başlatmayı, gerekirse ölüm orucu yapacağız.”