Kocaeli Barosu Başkanı Sertif Gökçe, siyasi baskının etkisinde kalan savcı ve hakimleri eleştirdi. Gökçe, "Bu tür hakimler ödüllendiriliyor. Artık hakimlik yapmıyorlar. Hakimlikten öteye bir mesaj veriyorlar. Biz buradayız. Biz sizin lehinize karar verdik. Bizi yükseltin. Burada hakim ve savcıların vicdanları da çok çok önemli. Bana göre kişisel çıkarlar, ülke çıkarlarının önüne geçmemeli. Kısa süreli gelecek istikbalini düşünen insanların, ülke çıkarlarını bertaraf etmelerini ben şahsen kabul etmiyorum. O hakim ve savcıların güçlü olmaları ve bu kadar da boyun eğmemeleri gerekiyor. Hakimlik bir vicdan meselesidir. Her ne kadar baskı olursa olsun kararı sen vicdanına göre veriyorsun. Dolaysıyla hakim ve savcıların da çok daha yürekli, çok daha vicdanlı ve çok daha hukuka uygun karar vermeleri gerekiyor." dedi.
Gökçe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 14 Aralık tarihinde medyaya yapılan operasyona atıfta bulunarak, "Belki onunla beraber başka alınanlar da olacaktır, olabilir." demesine tepki gösterdi.
"EĞER SİYASİ İRADENİN LEHİNE VERİLMİŞ BİR KARAR VARSA 'YARGI BAĞIMSIZDIR', ALEYHİNDE VERİLEN BÜTÜN KARARLARDA YARGI TOPA TUTULUYOR, TEHDİT EDİLİYOR"
Gökçe, yaptığı açıklamada, yargı üzerindeki siyasi baskıya değinerek, şunları söyledi: "Yargı iktidarın istediğini yaptığı zaman, siyasetçilere sorduğunuz zaman, 'Yargı bağımsızdır. Yargıya biz karışamayız. Yargı kararını veriyor.' diyor. Ama oysa, baktığımız zaman siyasetçilerin verdiği talimatın 2-3 gün sonrasında, gerek emniyet teşkilatı gerekse yargı teşkilatı harekete geçerek talimatları yerine getiriyor. Buda artık gösteriyor ki Türkiye’deki yargının tamamen bağımlı olduğunu, kesinlikle bağımsız olmadığının göstergesidir. Bu konuda artık söyleyecek laf bulamıyoruz. Çünkü bunu artık biz değil, sokaktaki herkes bunu biliyor. Dolaysıyla sözün bitiği yerdeyiz. Söyleyecek söz bulamıyoruz. Uzun süredir şunu görüyorum. Eğer siyasi iradenin lehine verilmiş bir karar varsa, açıklamalar şu şekilde: 'Yargı bağımsızdır. Kararını vermiştir. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Biz yargıya karışamayız.' Ama siyasi iradenin aleyhinde verilen bütün kararlarda yargı topa tutuluyor, gözdağı veriliyor, tehdit ediliyor her türlü şeyler söyleniyor. Dolaysıyla biz son zamanlarda şunu gördük. Bir ülkenin cumhurbaşkanının çıkıp da en basit operasyonun hem öncesi hem sonrasında bilgi vermesi, hem hukuk devletine, hem kanun devletine, hem devlet gelenek ve göreneklerine, hem cumhurbaşkanlığı makamına yakışmayan şeyler. Bunun ötesi yoktur."
"YARGI BU KADAR MÜDAHALEYİ KALDIRAMAYACAK"
Barosu Başkanı Gökçe, yargının bu kadar baskıyı kaldıramayacağını belirterek, "Her zaman şunu söyledik. Yargı, bu kadar müdahaleyi kaldıramayacak. Şuanda dipten dolanıyor. Bir yerden patlak verip, inşallah düzelecek diyoruz. Yoksa bu kadar baskı, bu kadar yargının bağımlı hale getirilmesi, ülkede kaos yaratacak, sıkıntı yaratacak. Ekonomik sıkıntıya neden olacak, insanlar bu kadar sıkıntıya dayanmayacak, bir yerde patlayacak, bir yerde dip yapacak, çıkacak diyoruz. İnşallah yakında düzelir." ifadelerini kullandı.
"HAKARET SUÇUNDAN BUGÜNE KADAR TUTUKLANAN BİR KİŞİ GÖRÜLMEMİŞTİR"
Gökçe, kişisel çıkarını düşünerek karar veren savcı ve hakimlere tepki göstererek, şunları aktardı: "Geçen gün bir çocuk tutuklandı. 16 yaşındaki bir çocuğun tutuklanması, o suçtan tutuklanması, dünya tarihinde görülmemiş olay. Hakaret suçundan bugüne kadar tutuklanan bir kişi görülmemiştir. Tutuklamanın sebepleri var. Belli katalog suçlar var. Hakaret suçundan bir çocuğun tutuklanması oradaki yargının, hakimin verdiği kararın hukuki olmadığının net bir şekilde göstergesidir. Çünkü bu tür hakimler ödüllendiriliyor. Artık hakimlik yapmıyorlar. Hakimlikten öteye bir mesaj veriyorlar. Biz buradayız. Biz sizin lehinize karar verdik. Bizi yükseltin. Burada hakim ve savcıların vicdanları da çok çok önemli. Bana göre kişisel çıkarlar, ülke çıkarlarının önüne geçmemeli. Kısa süreli gelecek istikbalini düşünen insanların, ülke çıkarlarını bertaraf etmelerini ben şahsen kabul etmiyorum. O hakim ve savcıların güçlü olmaları ve bu kadar da boyun eğmemeleri gerekiyor. Hakimlik bir vicdan meselesidir. Her ne kadar baskı olursa olsun kararı sen vicdanına göre veriyorsun. Dolaysıyla hakim ve savcıların da çok daha yürekli, çok daha vicdanlı ve çok daha hukuka uygun karar vermeleri gerekiyor."
Gökçe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 14 Aralık tarihinde medyaya yapılan operasyona atıfta bulunarak, "Belki onunla beraber başka alınanlar da olacaktır, olabilir." demesine tepki gösterdi.
"EĞER SİYASİ İRADENİN LEHİNE VERİLMİŞ BİR KARAR VARSA 'YARGI BAĞIMSIZDIR', ALEYHİNDE VERİLEN BÜTÜN KARARLARDA YARGI TOPA TUTULUYOR, TEHDİT EDİLİYOR"
Gökçe, yaptığı açıklamada, yargı üzerindeki siyasi baskıya değinerek, şunları söyledi: "Yargı iktidarın istediğini yaptığı zaman, siyasetçilere sorduğunuz zaman, 'Yargı bağımsızdır. Yargıya biz karışamayız. Yargı kararını veriyor.' diyor. Ama oysa, baktığımız zaman siyasetçilerin verdiği talimatın 2-3 gün sonrasında, gerek emniyet teşkilatı gerekse yargı teşkilatı harekete geçerek talimatları yerine getiriyor. Buda artık gösteriyor ki Türkiye’deki yargının tamamen bağımlı olduğunu, kesinlikle bağımsız olmadığının göstergesidir. Bu konuda artık söyleyecek laf bulamıyoruz. Çünkü bunu artık biz değil, sokaktaki herkes bunu biliyor. Dolaysıyla sözün bitiği yerdeyiz. Söyleyecek söz bulamıyoruz. Uzun süredir şunu görüyorum. Eğer siyasi iradenin lehine verilmiş bir karar varsa, açıklamalar şu şekilde: 'Yargı bağımsızdır. Kararını vermiştir. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Biz yargıya karışamayız.' Ama siyasi iradenin aleyhinde verilen bütün kararlarda yargı topa tutuluyor, gözdağı veriliyor, tehdit ediliyor her türlü şeyler söyleniyor. Dolaysıyla biz son zamanlarda şunu gördük. Bir ülkenin cumhurbaşkanının çıkıp da en basit operasyonun hem öncesi hem sonrasında bilgi vermesi, hem hukuk devletine, hem kanun devletine, hem devlet gelenek ve göreneklerine, hem cumhurbaşkanlığı makamına yakışmayan şeyler. Bunun ötesi yoktur."
"YARGI BU KADAR MÜDAHALEYİ KALDIRAMAYACAK"
Barosu Başkanı Gökçe, yargının bu kadar baskıyı kaldıramayacağını belirterek, "Her zaman şunu söyledik. Yargı, bu kadar müdahaleyi kaldıramayacak. Şuanda dipten dolanıyor. Bir yerden patlak verip, inşallah düzelecek diyoruz. Yoksa bu kadar baskı, bu kadar yargının bağımlı hale getirilmesi, ülkede kaos yaratacak, sıkıntı yaratacak. Ekonomik sıkıntıya neden olacak, insanlar bu kadar sıkıntıya dayanmayacak, bir yerde patlayacak, bir yerde dip yapacak, çıkacak diyoruz. İnşallah yakında düzelir." ifadelerini kullandı.
"HAKARET SUÇUNDAN BUGÜNE KADAR TUTUKLANAN BİR KİŞİ GÖRÜLMEMİŞTİR"
Gökçe, kişisel çıkarını düşünerek karar veren savcı ve hakimlere tepki göstererek, şunları aktardı: "Geçen gün bir çocuk tutuklandı. 16 yaşındaki bir çocuğun tutuklanması, o suçtan tutuklanması, dünya tarihinde görülmemiş olay. Hakaret suçundan bugüne kadar tutuklanan bir kişi görülmemiştir. Tutuklamanın sebepleri var. Belli katalog suçlar var. Hakaret suçundan bir çocuğun tutuklanması oradaki yargının, hakimin verdiği kararın hukuki olmadığının net bir şekilde göstergesidir. Çünkü bu tür hakimler ödüllendiriliyor. Artık hakimlik yapmıyorlar. Hakimlikten öteye bir mesaj veriyorlar. Biz buradayız. Biz sizin lehinize karar verdik. Bizi yükseltin. Burada hakim ve savcıların vicdanları da çok çok önemli. Bana göre kişisel çıkarlar, ülke çıkarlarının önüne geçmemeli. Kısa süreli gelecek istikbalini düşünen insanların, ülke çıkarlarını bertaraf etmelerini ben şahsen kabul etmiyorum. O hakim ve savcıların güçlü olmaları ve bu kadar da boyun eğmemeleri gerekiyor. Hakimlik bir vicdan meselesidir. Her ne kadar baskı olursa olsun kararı sen vicdanına göre veriyorsun. Dolaysıyla hakim ve savcıların da çok daha yürekli, çok daha vicdanlı ve çok daha hukuka uygun karar vermeleri gerekiyor."