Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, "Yolsuzluk yapmak, yolsuzluğa karışmak bir toplumsal norm haline dönüşüyor." dedi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, toplumsal değerlerin tepetaklak olduğu Türkiye'yi pusulasını kaybeden geminin kaptanına benzeterek, "Yolsuzluk yapmak, yolsuzluğa karışmak bir toplumsal norm haline dönüşüyor. Bu çok tehlikeli bir gidiş." ikazında bulundu.
Antalya'da bu yıl üçüncüsü düzenlenen Türk-Rus Entelektüeller Buluşması'nda konuşan Hüseyin Bağcı, Müslüman dünyanın beklentisinin Türkiye'nin daha fazla demokratik ve açık toplum olmasından yana olduğunu belirtti. Hüseyin Bağcı, "Endişe ve tepkiler var. Sadece batıda değil, İslam ve Arap dünyasında da. Bu ilginç. Bütün Arap dünyası Türkiye'ye 'Ne gereği var?' demeye başladı. Biz sizi örnek alırken siz bizi almaya başladınız diyorlar, İranlılar dahil." ifadesini kullandı.
"Türkiye ne kadar fazla İslami söyleme gidiyorsa genç nesiller arasında o kadar ataist sayısı artacak." diyen bulunan Bağcı, "Gençler arasındaki tartışmalara bir bakmak lazım. Öğrenciler ne düşünüyor? Bir şeyi çok fazla kullanırsanız, özellikle din gibi çok hassas bir kavramı gündelik siyasetin içine çok sokarsanız bundan çok zarar gören toplumlar oldu. Türkiye'nin de böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalması daha fazla olmaya başladı." diye konuştu.
İslami söyleme karşın Türkiye'de toplumsal değerlerin tepetaklak olduğunu belirten Bağcı, "Türkiye pusulasını kaybeden bir gemi kaptanına döndü. Bu çok tehlikeli bir gelişme." dedi. Manzaranın kendisi gibi iyimser bir akademisyeni bile karamsarlığa sevk ettiğini dile getiren Bağcı, şöyle konuştu: "Türkiye'de toplumsal değerler açısından tehlikeli bir gelişme var. Türkiye'de yolsuzluk yapmak, yolsuzluğa karışmak bir toplumsal norm haline dönüşüyor. 'Diğerleri de çalıyordu, bunlar da çalıyor ama bunlar iş yapıyor' şeklinde bir norma doğru gidiş toplumsal değerler açısından çok tehlikeli bir gidiş."
DEVLET MEKANİZMASI DA ETKİLENİYOR
Türkiye'de değer yargılarındaki dönüşümün devletin değer yargılarına da yansıdığına işaret eden Bağcı, "Devletin içinde, özellikle kendini dışlanmış hissedenlerin sayısındaki artış Türkiye'de devlet mekanizmasının çalışmasını da engellemeye başladı. Kurumlarda eğer ortak anlayış söz konusu değilse, devleti yönetenlerin dünyaya bakışı büyük farklılık arz ediyorsa bu o ülke için tehlikeli bir gelişmedir." uyarısında bulundu.
'AKLIN KABUL EDEMEYECEĞİ CÜMLELER KURULUYOR'
Türkiye'de yaşanan sıkıntılardan birinin de kadın erkek ilişkilerindeki olumsuz gelişmeler olduğuna değinen Bağcı, "Türkiye, tarihinde hiç bu kadar kadın erkek ilişkileri konusunda olumsuz bir gelişme yaşamadı. Her gün ama her gün bu ülkede kadınlar öldürülüyor. Bir ülkenin bakanı çıkıp 'Bir kadın için en büyük kariyer annelik' diyorsa bu ya bizim aklımızla alay etmektir veya modernleşmeyi hiç anlamamak demektir. Peki anne olamayan kadınlar ne olacak? Onlar kariyersiz mi? Türkiye'de öyle cümleler söyleniyor ki normal aklın ya da batı merkezli bir aklın kabul demeyeceği şeyler ve bu çok tehlikeli." şeklinde konuştu.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, toplumsal değerlerin tepetaklak olduğu Türkiye'yi pusulasını kaybeden geminin kaptanına benzeterek, "Yolsuzluk yapmak, yolsuzluğa karışmak bir toplumsal norm haline dönüşüyor. Bu çok tehlikeli bir gidiş." ikazında bulundu.
Antalya'da bu yıl üçüncüsü düzenlenen Türk-Rus Entelektüeller Buluşması'nda konuşan Hüseyin Bağcı, Müslüman dünyanın beklentisinin Türkiye'nin daha fazla demokratik ve açık toplum olmasından yana olduğunu belirtti. Hüseyin Bağcı, "Endişe ve tepkiler var. Sadece batıda değil, İslam ve Arap dünyasında da. Bu ilginç. Bütün Arap dünyası Türkiye'ye 'Ne gereği var?' demeye başladı. Biz sizi örnek alırken siz bizi almaya başladınız diyorlar, İranlılar dahil." ifadesini kullandı.
"Türkiye ne kadar fazla İslami söyleme gidiyorsa genç nesiller arasında o kadar ataist sayısı artacak." diyen bulunan Bağcı, "Gençler arasındaki tartışmalara bir bakmak lazım. Öğrenciler ne düşünüyor? Bir şeyi çok fazla kullanırsanız, özellikle din gibi çok hassas bir kavramı gündelik siyasetin içine çok sokarsanız bundan çok zarar gören toplumlar oldu. Türkiye'nin de böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalması daha fazla olmaya başladı." diye konuştu.
İslami söyleme karşın Türkiye'de toplumsal değerlerin tepetaklak olduğunu belirten Bağcı, "Türkiye pusulasını kaybeden bir gemi kaptanına döndü. Bu çok tehlikeli bir gelişme." dedi. Manzaranın kendisi gibi iyimser bir akademisyeni bile karamsarlığa sevk ettiğini dile getiren Bağcı, şöyle konuştu: "Türkiye'de toplumsal değerler açısından tehlikeli bir gelişme var. Türkiye'de yolsuzluk yapmak, yolsuzluğa karışmak bir toplumsal norm haline dönüşüyor. 'Diğerleri de çalıyordu, bunlar da çalıyor ama bunlar iş yapıyor' şeklinde bir norma doğru gidiş toplumsal değerler açısından çok tehlikeli bir gidiş."
DEVLET MEKANİZMASI DA ETKİLENİYOR
Türkiye'de değer yargılarındaki dönüşümün devletin değer yargılarına da yansıdığına işaret eden Bağcı, "Devletin içinde, özellikle kendini dışlanmış hissedenlerin sayısındaki artış Türkiye'de devlet mekanizmasının çalışmasını da engellemeye başladı. Kurumlarda eğer ortak anlayış söz konusu değilse, devleti yönetenlerin dünyaya bakışı büyük farklılık arz ediyorsa bu o ülke için tehlikeli bir gelişmedir." uyarısında bulundu.
'AKLIN KABUL EDEMEYECEĞİ CÜMLELER KURULUYOR'
Türkiye'de yaşanan sıkıntılardan birinin de kadın erkek ilişkilerindeki olumsuz gelişmeler olduğuna değinen Bağcı, "Türkiye, tarihinde hiç bu kadar kadın erkek ilişkileri konusunda olumsuz bir gelişme yaşamadı. Her gün ama her gün bu ülkede kadınlar öldürülüyor. Bir ülkenin bakanı çıkıp 'Bir kadın için en büyük kariyer annelik' diyorsa bu ya bizim aklımızla alay etmektir veya modernleşmeyi hiç anlamamak demektir. Peki anne olamayan kadınlar ne olacak? Onlar kariyersiz mi? Türkiye'de öyle cümleler söyleniyor ki normal aklın ya da batı merkezli bir aklın kabul demeyeceği şeyler ve bu çok tehlikeli." şeklinde konuştu.