PKK terör örgütü ilk kanlı eylemini 15 Ağustos 1984 tarihinde yani bundan 30 sene önce Eruh ve Şemdinli’de gerçekleştirmişti. Terör örgütü PKK Militanı tarafından gerçekleştirilen bu kanlı ilk eylem Türk Milletinin kalbine hançer gibi saplanmıştı.
Aradan geçen 30 sene sonra Türk milletinin kalbinde derin yara açan bu olayın zanlısının Lice İlçesinde heykeli dikiliyor.
Sınırlarda nöbet bekleyen, vatanımızı emanet ettiğimiz ve milletimizin huzur ve güvenliği için görev yapan, iç ve dış düşmanlara karşı milletimizi müdafa eden Mehmetçiğe saldırarak onu şehit eden birisinin Türk topraklarında heykelini dikerek ikinci defa milletimizi kalbinden hançerlemeye çalışmak hangi iyi niyetin göstergesi olabilir. Bu nasıl izah edilebilir?
Maalesef bunun izahını HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Askeri ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi suçlayarak yapmaktadır.
Suç, O suç makinası ve yasa dışı terör örgütünün kanlı eylemcisinin heykelini oraya dikende değil. suç, mahkemenin verdiği kararı uygulamak için olay mahalline giderek suç unsurunun ortadan kaldırılması için en makul şekilde hareket eden güvenlik kuvvetlerinindir. Suç, olay mahalline gelerek güvenlik kuvvetlerine saldıranlarda değil görevini yapmaya çalışan silahlı kuvvetlerindir. Suç, milletimizi derinden yaralayan böylesi bir olaya sessiz kalmadığı için MHP lideri Devlet Bahçeli'nindir. Suç, PKK ve yandaşlarının ard niyetli istek ve emellerine karşı tepki gösteren Bahçeli'nindir.
Demirtaş: "Çözüm ve barışla sonuçlanması gereken müzakerelerin en önemli yaklaşımlarından biri de karşılıklı anlayış ve değerlere saygıdır" diyor ve toplumsal barışın, ancak halkların değerlerine saygı gösterilerek geliştirilebileceği, yaraların sarılmasının ancak bu yolla mümkün olacağını belirtiyor.
AKP Hükümeti tarafından ortaya koyulan sözde Çözüm süreci çözülme sürecinin de başlangıcı haline gelmiştir. Çözüm süreci, Gerek PKK'ya gerekse Türk yurdunun bölünme ve parçalanmasına plan ve proğram hazırlayan kimselere çeşitli imtiyazlar ve dokunulmazlıklar getiren bir yasa gibi ortaya koyulmuştur. Bölünmelere ve toplum içinde ekseriyeti yaralayacak kanun ve nizamı hiçe sayarak girişilen hal ve hareketleri savunacaksınız ve birde yüzünüz kızarmadan, sıkılmadan engel olan veya olmaya çalışanları suçlayacaksınız.
Aradan geçen 30 sene sonra Türk milletinin kalbinde derin yara açan bu olayın zanlısının Lice İlçesinde heykeli dikiliyor.
Sınırlarda nöbet bekleyen, vatanımızı emanet ettiğimiz ve milletimizin huzur ve güvenliği için görev yapan, iç ve dış düşmanlara karşı milletimizi müdafa eden Mehmetçiğe saldırarak onu şehit eden birisinin Türk topraklarında heykelini dikerek ikinci defa milletimizi kalbinden hançerlemeye çalışmak hangi iyi niyetin göstergesi olabilir. Bu nasıl izah edilebilir?
Maalesef bunun izahını HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Askeri ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi suçlayarak yapmaktadır.
Suç, O suç makinası ve yasa dışı terör örgütünün kanlı eylemcisinin heykelini oraya dikende değil. suç, mahkemenin verdiği kararı uygulamak için olay mahalline giderek suç unsurunun ortadan kaldırılması için en makul şekilde hareket eden güvenlik kuvvetlerinindir. Suç, olay mahalline gelerek güvenlik kuvvetlerine saldıranlarda değil görevini yapmaya çalışan silahlı kuvvetlerindir. Suç, milletimizi derinden yaralayan böylesi bir olaya sessiz kalmadığı için MHP lideri Devlet Bahçeli'nindir. Suç, PKK ve yandaşlarının ard niyetli istek ve emellerine karşı tepki gösteren Bahçeli'nindir.
Demirtaş: "Çözüm ve barışla sonuçlanması gereken müzakerelerin en önemli yaklaşımlarından biri de karşılıklı anlayış ve değerlere saygıdır" diyor ve toplumsal barışın, ancak halkların değerlerine saygı gösterilerek geliştirilebileceği, yaraların sarılmasının ancak bu yolla mümkün olacağını belirtiyor.
AKP Hükümeti tarafından ortaya koyulan sözde Çözüm süreci çözülme sürecinin de başlangıcı haline gelmiştir. Çözüm süreci, Gerek PKK'ya gerekse Türk yurdunun bölünme ve parçalanmasına plan ve proğram hazırlayan kimselere çeşitli imtiyazlar ve dokunulmazlıklar getiren bir yasa gibi ortaya koyulmuştur. Bölünmelere ve toplum içinde ekseriyeti yaralayacak kanun ve nizamı hiçe sayarak girişilen hal ve hareketleri savunacaksınız ve birde yüzünüz kızarmadan, sıkılmadan engel olan veya olmaya çalışanları suçlayacaksınız.
Barıştan, huzur ve güvenden yana olduğunuzu söyleyerek insanlara şirin gözüken siz: "MHP lideri Devlet Bahçeli'nin kışkırtması ile büyüyen ve diyalog yoluyla çözülmesi gereken bir konunun askeri bir saldırı ile karşılık bulması, heykelin yerinden alınması, mezarların bir kısmının asker kurşunlarıyla tahrip edilmesi, asker ve sivil bürokrasinin, siyasi iktidarın çözümden ve müzakereden ne anladığını göstermiştir." diyeceksiniz. Sizin anladığınız çözümün mantığında birleşme değil ayrışma vardır, bütünleştirme değil bölünme vardır. huzur ve güven değil huzursuzluk ve çatışma vardır sayın Demirtaş.
sevilay söke
sevilay söke