KAPSAMHABER ÖZEL-Ülkemizde yaşanan son gelişmeler, bir yandan çatışmazlık ortamının kısa sürede bozulabileceği ve yanı başımızdaki ateş çemberinin Türkiye’yi de sarma eğilimine girmeye başladığı endişesini doğurmaktadır.
AKİL ADAMLAR RAPORU: AKİL TUTULMASI
Her şey akil Adamlar Raporunun Başbakan’a sunulduğu günlerde somutlaşmaya başladı. Bu raporlar kamuoyunda büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Başbakan’ın da raporlar karşısında hayal kırıklığını yaşadığını tahmin etmek zor değil. Tekliflerin bir kısmında Öcalan’ın serbest bırakılması, KCK’lıların salıverilmesi, anadilde eğitim ve federatif yapıya geçilmesi gibi PKK’nın malum istekler var. Bunun da ötesinde Şeyh Sait ve Seyit Rıza’ya iade-i itibar gibi yakın tarihimizin tartışmalı meseleleriyle ilgili çeşitli talepler sıralanmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu dışındaki heyetler ise derinlemesine analizler yapmaksızın halkımızın barış istediğini beyan etmekteydi.
Terörün yoğun olduğu bölgelerin Akil Adamları taleplerini sıralarken, BDP-PKK çizgisi dışındaki Kürtlerin taleplerini görmezlikten gelmiştir. Yıllarca teröre karşı mücadele etmiş ve bölge halkının büyük çoğunluğunu oluşturan kitle ile korucu olarak resmen devletin yanında yer alan grupların talepleri dikkate alınmamıştır. Hal böyle olunca Akillerin raporuna bel bağlayan devlet organları bilinen ayrılıkçı talepler dışında çok fazla bir şey bulamamıştır.
ÇATIŞMAZLIK ORTAMINDA BİRLERCE PKK’LI EĞİTİLDİ
Başbakan’ın Şehit Aileleri ve Gazilere verdiği “Sizi rencide edecek hiçbir girişimin içinde olmayız” sözüne binaen bu taleplerin hükümet tarafından karşılanabilme ihtimali çok düşük gözüküyor. Kaldı ki hükümet uzun zamandır yürüttüğü müzakerelerde karşısında hep bir fazlasını isteyen bir gurupla muhatap olduğunu açıkça anladı. Bu da görüşmelerin tıkanmasına sebep oldu. Bugün gelinen noktada terör örgütü görüşmeler sırasındaki çatışmazlık ortamından faydalanarak binlerce genci dağlarda eğiterek kadrosunu güçlendirmenin çabası içindedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu şehirlerinde bu kadrolarla eylemler yaparak güç gösterisinde bulunan terör örgütü, fiili durum yaratarak devlete gözdağı vermeye çalışmakta ve bu sayede taleplerini kabul ettirmeye uğraşmaktadır. Gelinen noktada çözüm sürecine destek veren ve müzakerelerin sürdürülmesini savunan pek çok köşe yazarı artık açıkça terör örgütüyle görüşülemeyeceğini deklare etmeye başlamıştır. Böylece devletin yaklaşık bir yıldır barış için uzattığı el havada kalmış gibi gözükmektedir.
TÜRKİYE’DEKİ RAHATSIZLIK DAHA DA ARTMIŞTIR
Türkiye’de bunlar yaşanırken PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde özerklik ilan edeceğini açıklaması, Barzani’nin, İran, Türkiye ve Suriye’deki Kürt temsilcilerine Ulusal Kürt Meclisi Toplantısı için hazırlık yapmaları yönündeki çağrısı gündemde öne çıkmaktadır. Bu çağrıda BDP ve yan kuruluşlarının Kuzey Kürdistan grubu içerisinde anılması, Türkiye’deki rahatsızlığı daha da artırmaktadır. Sürecin bu şekilde işlemesi silahların susması adına yeşeren ümitleri kırmaktadır.
Türkiye’nin daha çok demokrasiye, daha çok insan haklarına, daha çok huzura ihtiyacı olduğu konusunda toplumun bütün kesimleri inanç ve fikir birliği içindedir. Ancak, bu gün itibariyle sular yokuşa akmaktadır.