"Durma İlerle Taş Medreseliler Seninle" sloganı altında taş medreseliler Milliyetçi Hareket Partisi'ne tam destek verdi. Ülkücülerin lügatinde, “Eski Ülkücü“ diye bir kavram olmadığını, İstirahatteki dava arkadaşlarını tenzih ederek davasından vazgeçenler tarafından dillendirilen böylesi bir tanımlama zaten “Ülkücü” unvanıyla yan yana getirilemeyeceğini belirten Taş Medreseliler, "Milliyetçi Hareket Partisi, hiç şüphesiz, dünde, bugünde, yarında iç ve dış ihanet ve tuzaklar karşısında, Türk Milletinin sığınacağı; en son milli kale ve yenilmez kudrettir." sözleriyle yayımladıkları Bildiriyi, 12 eylül zulümlerine baş eğmeyen Taş Medreseliler ifadesini kullandılar.Taş Medreseliler tarafından yayımlanan bildiri şöyle:Taş Medreseli Ülkücülerin Aziz Türk Milletine Yeminli Beyanatıdır.Ülkü Ocaklarında ve taş medreselerde aldığımız terbiye, hayat boyu edindiğimiz bilgiler ve önceki seçimlerde kazandığımız tecrübe çerçevesinde, bazı fikirlerimizi Mahalli idareler seçimlerine bir yıldan az bir zaman kala, aziz Türk kamuoyu ve muhterem Dava Arkadaşlarımızla paylaşmayı milli bir görev saymaktayız.Bu vesileyle Türk milletinin her bir mensubunu ve yiğit ülküdaşlarımızı Yüce Allah’ın selamıyla selamlıyoruz. Öncelikle kafalarda yaranması muhtemel kuşkulara yer verilmemesi için bir meseleyi açıklamak istiyoruz.Zira her bir seçim döneminde medyada gündeme taşınan maksatlı kişi ve yayınlar sadece biz mukaddes ülkünün çilekeş fedakâr mensuplarını üzmekle kalmamakta, Milliyetçi-Ülkücü harekete zarar vermekte, şehitlerimizin ise ruhunu incitmektedir.Dün hasbelkader içinde bulundukları mücadelenin, yıllardır kredisi kullana gelen bir kısım mevsimlik milliyetçilerin, hala; Türk-İslam davasını şahsi hedef ve çıkarları için istismar vesilesi kılması, bu gibi dava münafıkları için ömrü boyunca silinmez bir leke ve utanç nedenidir.Ülkücülüğün şahsi emellere ve hain projelere alet edilmesi olarak gördüğümüz bu tavrı şiddetle kınıyor, tekrarlarının vuku bulması halinde, her türlü tedbiri alarak bu teslimiyetçi ve pazarlıkçı zihniyete son verme yolunda en ufak bir tereddümüzün olmayacağını en yüksek sesle ilan ediyoruz.Evvela ifade etmek isteriz ki; ”Bağımsız Ülkücü,Farklı Ülkücü,eski Ülkücü” diye bir anlayış, bir dünya görüşü veya böyle bir olgu yoktur.
Varsa şayet biliniz ki sahipleri, ancak; AKP’nin içimize yerleştirmeye çalıştığı dönme, dönek ve devşirme ruhlu, Bizans yahut Çin kahpeliğini tercih etmiş çaşıt kimlikli cibilliyetsizlerdir.Açıkçası; İktidara satılmış kişiliksizliklerdir ki onlar da zaten Ülkücüolamaz.Diğer taraftan, ülkücülerin lügatinde, “Eski Ülkücü“ diye bir kavram yoktur. Lakin İstirahatteki dava arkadaşlarımızı tenzih ederek bildiririz ki; davasından vazgeçenler tarafından dillendirilen böylesi bir tanımlama zaten “Ülkücü” unvanıyla yan yana getirilmez.Son olarak şimdilerde yaratılmaya çalışılan “Farklı Ülkücü” denilen platformu da kabul etmemiz mümkün değildir. Zira Ruhunu “Allah yolundan, millet davasından” çıkararak maddi güce teslim olmuş, boynuna İktidarın boyunduruğunu geçirmiş bir vaziyette, sadece Milliyetçi Harekete tezgah kurmakla vakit ve ömür dolduran bir kaç haysiyet yoksunu kişilere zaten Ülkücü denilemez. Bu gibi Milliyetçi Münafıkların dışında kalan her bir “üç hilal” sevdalısı dava adamı, hem Allah katında, hem millet nezdinde, azizdir, mukaddes ve muteberdir.Bu anlam da, Başbuğumuzun bize bıraktığı en değerli miras olan; ”Hepiniz birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin!” öğüdünü bir emanet olarak alıp, gelecek nesillere taşıyan Türk Milliyetçileri şerefli birer vatan evladıdır.Dolayısıyla merhum Başbuğ’umuzun kurduğu Milliyetçi Hareket Partisi, hiç şüphesiz, dünde, bugünde, yarında iç ve dış ihanet ve tuzaklar karşısında, Türk Milletinin sığınacağı; en son milli kale ve yenilmez kudrettir.Dün üzerimizde oynanan oyunları, şeytanca tezgâhlanan senaryoları unutmadık. Hele hele 12 Eylül 2010 referandumunda Ülkücü masumiyeti, şeytan kılıklı ve zihniyetli bugünkü siyasal zihniyete peşkeş çeken meydanlardaki, ekranlardaki alçakları asla unutmadık.
Ülkücüler arasında sanki görüş ayrılığı ve siyasal kimlik arayışı varmış gibi kendilerine; “akil olan eski Ülkücüler veya “özgür düşünen bağımsız Ülkücüler” diyen birkaç tane kıytırık, pespaye, işportacı mantıklı, yüzlerini melek gösteren bu şeytan ruhlu güruhun en son yediği halt, tamamen bir çürümüşlüğün ifadesidir.AKP zihniyetine tamamen teslim olmuş, bu iki elin parmak sayısı kadar olan zevatlar, biz eminiz ki üç-beş kuruş karşılığında, şimdi de Hükümetin ihanet politikalarını desteklediklerini beyan etmektedirler.Kuşkusuz ki kursağındakini dışarı vurmak için öteden beri fırsat kollayan, mazimizi aşağılayan, ülkücü şehitlerimize davranışlarıyla dil uzatılmasına neden olan bu aşağılık kimliksizler, bizim sesiz kalacağımızı asla düşünmesin.Biliyor ve görüyoruz ki Türkiye şu anda geçmişten daha ağır bir tehdit ve tehlike altındadır. 63’lükler denilen ihanet mangası, başlarında Başbakan ve Partisi AKP, etnik bölücü terör örgütünün başı İmralı canisi-bebek katili Öcalan ve Kandildeki katiller sürüsüyle, çağın en büyük katliamcısı ABD, bölünmemizi ağzı sulanarak bekleyen AB, ve Birleşik Kürdistan için, PKK’nın bölge hamiliğini yapan Barzani güçleri en son darbeyi vurmak için fırsat kollarken, bizden olduğunu iddia eden, ancak asla bizden olmaları mümkün olmayanlara, içimizde Truva atı olmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.Sonuç olarak bir kez daha dillendiriyoruz ki; Türk Milleti, Türk Devleti, Türk vatanı, Türk Bayrağı ve Türk dilini, ebed-müddet yaşatacak olan mücadelemizin önüne çıkacak hiçbir engele, hiçbir kişi ve güçlere müsaade etmeyeceğiz. Buna yeltenenlere dünyayı dar eder, gök kubbeyi başlarına yıkarız.Bu Yeminimize Bağlılığımız Namus Ve Şeref Sadakatimizdir.Taş Medreseli Ülkücüler...Bu Bildiriye İmza atan 12 eylül zulümlerine baş eğmeyen Taş Medreseliler :
Varsa şayet biliniz ki sahipleri, ancak; AKP’nin içimize yerleştirmeye çalıştığı dönme, dönek ve devşirme ruhlu, Bizans yahut Çin kahpeliğini tercih etmiş çaşıt kimlikli cibilliyetsizlerdir.Açıkçası; İktidara satılmış kişiliksizliklerdir ki onlar da zaten Ülkücüolamaz.Diğer taraftan, ülkücülerin lügatinde, “Eski Ülkücü“ diye bir kavram yoktur. Lakin İstirahatteki dava arkadaşlarımızı tenzih ederek bildiririz ki; davasından vazgeçenler tarafından dillendirilen böylesi bir tanımlama zaten “Ülkücü” unvanıyla yan yana getirilmez.Son olarak şimdilerde yaratılmaya çalışılan “Farklı Ülkücü” denilen platformu da kabul etmemiz mümkün değildir. Zira Ruhunu “Allah yolundan, millet davasından” çıkararak maddi güce teslim olmuş, boynuna İktidarın boyunduruğunu geçirmiş bir vaziyette, sadece Milliyetçi Harekete tezgah kurmakla vakit ve ömür dolduran bir kaç haysiyet yoksunu kişilere zaten Ülkücü denilemez. Bu gibi Milliyetçi Münafıkların dışında kalan her bir “üç hilal” sevdalısı dava adamı, hem Allah katında, hem millet nezdinde, azizdir, mukaddes ve muteberdir.Bu anlam da, Başbuğumuzun bize bıraktığı en değerli miras olan; ”Hepiniz birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin!” öğüdünü bir emanet olarak alıp, gelecek nesillere taşıyan Türk Milliyetçileri şerefli birer vatan evladıdır.Dolayısıyla merhum Başbuğ’umuzun kurduğu Milliyetçi Hareket Partisi, hiç şüphesiz, dünde, bugünde, yarında iç ve dış ihanet ve tuzaklar karşısında, Türk Milletinin sığınacağı; en son milli kale ve yenilmez kudrettir.Dün üzerimizde oynanan oyunları, şeytanca tezgâhlanan senaryoları unutmadık. Hele hele 12 Eylül 2010 referandumunda Ülkücü masumiyeti, şeytan kılıklı ve zihniyetli bugünkü siyasal zihniyete peşkeş çeken meydanlardaki, ekranlardaki alçakları asla unutmadık.
Ülkücüler arasında sanki görüş ayrılığı ve siyasal kimlik arayışı varmış gibi kendilerine; “akil olan eski Ülkücüler veya “özgür düşünen bağımsız Ülkücüler” diyen birkaç tane kıytırık, pespaye, işportacı mantıklı, yüzlerini melek gösteren bu şeytan ruhlu güruhun en son yediği halt, tamamen bir çürümüşlüğün ifadesidir.AKP zihniyetine tamamen teslim olmuş, bu iki elin parmak sayısı kadar olan zevatlar, biz eminiz ki üç-beş kuruş karşılığında, şimdi de Hükümetin ihanet politikalarını desteklediklerini beyan etmektedirler.Kuşkusuz ki kursağındakini dışarı vurmak için öteden beri fırsat kollayan, mazimizi aşağılayan, ülkücü şehitlerimize davranışlarıyla dil uzatılmasına neden olan bu aşağılık kimliksizler, bizim sesiz kalacağımızı asla düşünmesin.Biliyor ve görüyoruz ki Türkiye şu anda geçmişten daha ağır bir tehdit ve tehlike altındadır. 63’lükler denilen ihanet mangası, başlarında Başbakan ve Partisi AKP, etnik bölücü terör örgütünün başı İmralı canisi-bebek katili Öcalan ve Kandildeki katiller sürüsüyle, çağın en büyük katliamcısı ABD, bölünmemizi ağzı sulanarak bekleyen AB, ve Birleşik Kürdistan için, PKK’nın bölge hamiliğini yapan Barzani güçleri en son darbeyi vurmak için fırsat kollarken, bizden olduğunu iddia eden, ancak asla bizden olmaları mümkün olmayanlara, içimizde Truva atı olmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.Sonuç olarak bir kez daha dillendiriyoruz ki; Türk Milleti, Türk Devleti, Türk vatanı, Türk Bayrağı ve Türk dilini, ebed-müddet yaşatacak olan mücadelemizin önüne çıkacak hiçbir engele, hiçbir kişi ve güçlere müsaade etmeyeceğiz. Buna yeltenenlere dünyayı dar eder, gök kubbeyi başlarına yıkarız.Bu Yeminimize Bağlılığımız Namus Ve Şeref Sadakatimizdir.Taş Medreseli Ülkücüler...Bu Bildiriye İmza atan 12 eylül zulümlerine baş eğmeyen Taş Medreseliler :
- Adnan Demirbilek,
- Mustafa Ateş,
- Mehmet Şişman,
- Mustafa Yıldız,
- Ali Dilsiz,
- Abtullah Gültekin,
- Mehmet Uygun
- Selahattin Arpacı
- Hüseyin Kocabaş
- Mehmet Kundakcı
- İlhami Erdoğan
- Mehmet Yamtar Çelik
- İbrahim Çiftçi
- Cafer Sadık Uslu
- Hakverdi Satılmış
- Naim Yanık
- Safi Uzun
- İsmail Tekeli
- İrfan Arısan
- Cavit Böke
- Nevri Aydın
- Yener Yurteri
- Hasan Doğan
- Selahattin Yurt
- Osman Öksüz
- Mustafa Bozan
- Ali Asker Torun
- Mustafa Çürük
- Mesut Doğan
- Cengiz Yegin
- Adnan Çeçen
- Salih Erciyes
- Refik Tercan
- Hasan Toker
- Mustafa İpek
- Engin Yağcı
- Metin Karademir
- Cezmi Polat
- Ahmet Ersoy
- Caner Erdinç
- 4-Ayhan Küçükaslan
- Ümit Deniz Kulluk
- Sinan Uysal
- Fayık Kayay
- Yaşar Beğit
- Ahmet Tayfun Akbaş
- Mustafa Belen
- Fazlı Kafiye
- Muharrem Erdoğan
- Emin Eyyubi
- Faik Kaya (Ank)
- Mehmet Varlı
- Fehmi Kandemir
- Yusuf Çırpan
- Miraç Tıpırdamaz
- Yücel Şeker
- A.Kadir Yanık
- İbrahim Türüdü
- Vedat Korkmaz
- İsmet Mumcu
- Ömer Erbaş
- Ömer Girgeç
- Gökhan Tağrap
- Şahin Gür
- Hikmet Barış
- Ahmet Umutlu
- Kubilay Yarız
- Benal Akkuzu
- Selim Elidemir
- Atilla Engür
- Mehmet Kılınç
- Fikret Çıtırgı
- Halil Külekci
- Cevdet Sarıkaya
- Halil Yükselen
- Halim Aktaş
- Celal Yırtlaz
- Akın Uçar
- Adnan Uyar
- Rıza Güllü
- Yusuf Mülayim
- Osman Şeker
- Mehmet Özergil
- Süleyman Külahlı
- alim Köztepen
- Galip Gök
- Ali Uğur Akbaş
- Recep Işıkgül
- Cemal Tınaz
- Şahan Özgenç
- C.Rumi Ergülen
- Abdulkadir Üçkardeşler
- İlyas Erdem
- Mehmet Erciyes
- Mürsel Gazi Gülmez
- Mustafa Önen
- Ali Kilci
- Ergüden Şen
- Osman Gündüz
- Hüseyin Boşel
- Ömer Kayan
- Mehmet Kabaktepe
- Sait Korkmaz
- Feyzi Kurtoğlu
- Mustafa Durak
- Ahmet Kaplan
- Mustafa Karatoprak
- Abdil Türkaslan
- Necip Dinçer
- Mesut Dağdelen
- Orhan Şimşek
- Ayhan Dal
- Mehmet Ambarcı
- Battal Aslan
- Fatih Zorlu Kirişci
- Vedat Şahin
- Süleyman Sırrı Erdem
- Ergun Koç
- Reis Koç
- Adem Özocak
- Kemal Yücel
- Mustafa Derecik
- Akif Yıldız
- Serdar Doğan
- Birol Bayrakcı
- Yakup Avcı
- Muzaffer Bala
- Salih Karagöz
- Rüştü Ergan
- Ali Tunçel
- Orhan Karagöz
- Ali Dinçel
- Burhanettin Bakır
- Ali Çekiç
- Yaşar Öter
- Cengiz Akyıldız
- Talat Üzmez
- Mehmet Üzmez
- Durdu Erdanlı
- Sıtkı Akbal
- Abdullah Sapan
- Erdoğan Sarışen
- Bekir Oruç
- Gazi Orhan
- Salim Tüzüner
- İsmail Mazman
- Haluk Demir
- Ali Atasayan
- Kemal Karasis
- Ahmet Köseoğlu
- Hasan Yıldız
- Nizamettin Çoşku