Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davada, azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanan Varol Bülent Aral, mahkeme heyetine yönelik küfürler etti . Mahkeme heyeti, Adana F Tipi Cezaevi’nden telekonferans yöntemiyle duruşmaya katılan sanığın bağlantısını kesti.
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde 18 Nisan 2007'de Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel’in boğazlarının kesilerek vahşice öldürülmesine ilişkin davanın 98. duruşması görüldü. Malatya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon katılmazken adli kontrol tedbiri ile tutuksuz yargılanan asli fail sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım'ın yanı sıra, Mehmet Çolak, Hüseyin Yelki, Levent Ercan Gelegen ile tutuklu sanıklar emekli albay Mehmet Ülger, emekli binbaşı Haydar Yeşil, eğitim görevlisi Ruhi Abat katıldı.
Tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral Adana F-Tipi Cezaevi'nden, tutuksuz sanıklar Hamit Çeker Elbistan E Tipi Cezaevi'nden, Cuma Özdemir ise Darende Adliyesi'nden telekonferans sistemiyle duruşmaya dahil oldu. Tutuksuz sanıklar Adem Gedik, Adil Akçay, Abdullah Atılgan, Aykut Saka, İlker Çınar, Murat Göktürk duruşmaya katılmadı.
MAHKEMEYE FARKLI BİR HEYET GELDİ
Mahkeme Başkanı Vedat Koç ile mahkeme üyelerinin farklı bir şehirdeki sempozyumda bulunmaları dolayısıyla izin almaları nedeniyle farklı bir heyet baktı. Mahkeme başkanlığını Mehmet Adil Saraçoğlu’nun yaptığı heyet ilk olarak 16 Ekim’deki son celsede alınan ara kararlar çerçevesinde bazı adli makamlar ve özel kuruluşlardan istenen belgeler ile mahkemeye ulaşan bazı tanık ve sanık ifadelerine ilişkin bilgi verdi. Mahkeme Başkanı Saraçoğlu, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’ndan istenen Kozmik Oda dosyasından bu davaya ilişkin istenen belgelerin gönderilmediğini bildirdi.
Mahkemede Başkanı Saraçoğlu, taleplerini iletmeleri için taraflara söz verdi. Olaydan sonra suçüstü yakalanan ve tutukluk süresini düzenleyen yeni yasa kapsamında serbest kalan Emre
Günaydın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım, adli kontrolün kapsamının yumuşatılmasını istedi. Olayın asli faili olan 4 genci yönlendirdiği iddia edilen Emre Günaydın, adli kontrol çerçevesinde yarım saat dışarı çıkma izni talep etti. Cuma Özdemir ise adli kontrol kapsamında mahkemenin uygun göreceği bir kamu kurumunda çalışmak istediğini belirtti.
"AKADEMİSYEN SANIK NEDEN JANDARMA İLE MİSYONERLİĞİ ARAŞTIRIYOR"
Tutuksuz sanıklardan Hüseyin Yelki, tutuklu sanık Ruhi Abat'ın misyonerlikle ilgili akademik çalışmalarının olduğunu, bir akademisyenin jandarma ile neden görüştüğünün ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti. Yelki, jandarmanın bir akademisyenle ne işi olduğunun da incelenmesini istedi. Her duruşmada birbirinden çok farklı iddialarda bulunan tutuklu sanık Varol Bülent Aral, dosya kapsamında sürdürülen kovuşturmanın genişletilmesi gerektiğini savundu. "Ortada hükümete karşı yapılacak darbeyi ben açıkça gördüm” diyen Aral, “Şimdi her şey 'paralel'le Ergenekon'a yıkılarak işin içinden çıkılmak isteniyor. Şu anda en şüpheli insanlar ortada yoklar. Kovuşturmanın genişletilmesi, Hüseyin Yelki'nin ifadelerinin incelenmesi gerekiyor. Darbe teşebbüsünü biz gördük, gerekli yerlere bildirdik. Olay olurken ben cezaevindeydim. Emre Günaydın aleyhime ifade verdi sonra yalan olduğunu beyan etti. Tutukluluk halimin kaldırılmasını istiyorum. Bu gidişle tetikçiler asla konuşmayacak. Bu insanların dışarıda olmaları hukuksuzdur. Bunlar ödüllendiriliyor. Yeni cinayetlere perde açılıyor. Bu tetikçilerin bir an önce içeri alınması gerekiyor. Yoksa hiçbir gerçek aydınlatılamaz." dedi.
SANIKTAN MAHKEME BAŞKANINA KÜFÜR
Tutuklu sanıklardan emekli Albay Mehmet Ülger ise 2005-2008 yılları arasında İl Emniyet Komisyonu toplantılarının ıslak imzalı tutanaklarının mahkemeye getirilmesini istedi. Ülger ifadesini verirken duruşmaya Adana F Tipi Cezaevi’nden telekonferans yöntemiyle bağlanan tutuklu sanık Varol Bülent Aral, sesi duymadığını belirterek yanındaki bir memurla tartıştı. Bu ses mahkeme salonuna yansıdı. Mahkeme Başkanı Saraçoğlu, Aral’ı sessiz olması konusunda uyardı. Mahkeme Başkanı uyarırken Aral konuşmaya devam edince Başkan Saraçoğlu sanığı duruşmadan men etmek ettiğini zapt ettirdi. Bu sırada sanık Aral, mahkeme başkanına sinkaflı küfürler etti. Aral, ‘Satılık köpek’ gibi ifadeler sıraladı. Mahkeme Başkanı bu ifadeleri tutanağa geçirtti ve Aral’ın bağlantısını kestirdi.
RUHİ ABAT DA KOMPLO İDDİASINA SARILDI
Cinayetler öncesi jandarma komutanlığında askeri personellerle misyonerlik çalıştaylarına katıldığı belirlenen araştırma görevlisi Ruhi Abat da duruşmada söz alarak çeşitli iddialarda bulundu. Dava dosyasında cinayetlerin hemen ardından 'Şerefsizlere, vurun dedik öldürmüşler' ifadesini kullandığı şeklinde ses kaydı da bulunan Ruhi Abat, bu ses kaydına ilişkin komplo iddialarında bulundu. Aynı ses kaydı hem İlker Çınar tarafından mahkeme verilen belgeler arasında yer aldı hem de tutuklu sanık Haydar Yeşil’in kayınbiraderinin teslim ettiği harddisk içinde dosyaya girdi. Bunun yanı sıra yaklaşık 4 yıl önce ortaya çıkan ses kaydına ilişkin ilk kez komplo iddialarını dillendirdi. Tahliyesini talep eden Abat, sanıklarla doğrudan ya da dolaylı olarak irtibatı bulunmadığını iler sürdü. Buna karşın dosyada Ruhi Abat’ın asli fail sanıklardan Emre Günaydın’ın babası ile görüştüğü yönünde iddialar yer aldı. Tutuklu sanık Binbaşı Haydar Yeşil ise dosyada sahte içerikli belgeler üretildiğini savundu. Yeşil, tahliyesini talep etti.
DURUŞMA 24 ARALIK'A ERTELENDİ
Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Müdahil avukat Ali Koç ise Zirve Yayınevi'ndeki cinayetleriyle ilgili ilk iddianameyle, örgüt kapsamında hazırlanan ikinci iddianame çerçevesindeki davaların birbirinden ayrılmasını istedi. Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, daha önce talep edilen ancak gelmeyen bazı belge ve dokümanların tekrar ilgili kurumlardan istenmesine, adli kontrolün kapsamının genişletilmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine ve duruşmanın 24 Aralık'a ertelenmesine karar verdi.
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde 18 Nisan 2007'de Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel’in boğazlarının kesilerek vahşice öldürülmesine ilişkin davanın 98. duruşması görüldü. Malatya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon katılmazken adli kontrol tedbiri ile tutuksuz yargılanan asli fail sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım'ın yanı sıra, Mehmet Çolak, Hüseyin Yelki, Levent Ercan Gelegen ile tutuklu sanıklar emekli albay Mehmet Ülger, emekli binbaşı Haydar Yeşil, eğitim görevlisi Ruhi Abat katıldı.
Tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral Adana F-Tipi Cezaevi'nden, tutuksuz sanıklar Hamit Çeker Elbistan E Tipi Cezaevi'nden, Cuma Özdemir ise Darende Adliyesi'nden telekonferans sistemiyle duruşmaya dahil oldu. Tutuksuz sanıklar Adem Gedik, Adil Akçay, Abdullah Atılgan, Aykut Saka, İlker Çınar, Murat Göktürk duruşmaya katılmadı.
MAHKEMEYE FARKLI BİR HEYET GELDİ
Mahkeme Başkanı Vedat Koç ile mahkeme üyelerinin farklı bir şehirdeki sempozyumda bulunmaları dolayısıyla izin almaları nedeniyle farklı bir heyet baktı. Mahkeme başkanlığını Mehmet Adil Saraçoğlu’nun yaptığı heyet ilk olarak 16 Ekim’deki son celsede alınan ara kararlar çerçevesinde bazı adli makamlar ve özel kuruluşlardan istenen belgeler ile mahkemeye ulaşan bazı tanık ve sanık ifadelerine ilişkin bilgi verdi. Mahkeme Başkanı Saraçoğlu, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’ndan istenen Kozmik Oda dosyasından bu davaya ilişkin istenen belgelerin gönderilmediğini bildirdi.
Mahkemede Başkanı Saraçoğlu, taleplerini iletmeleri için taraflara söz verdi. Olaydan sonra suçüstü yakalanan ve tutukluk süresini düzenleyen yeni yasa kapsamında serbest kalan Emre
Günaydın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım, adli kontrolün kapsamının yumuşatılmasını istedi. Olayın asli faili olan 4 genci yönlendirdiği iddia edilen Emre Günaydın, adli kontrol çerçevesinde yarım saat dışarı çıkma izni talep etti. Cuma Özdemir ise adli kontrol kapsamında mahkemenin uygun göreceği bir kamu kurumunda çalışmak istediğini belirtti.
"AKADEMİSYEN SANIK NEDEN JANDARMA İLE MİSYONERLİĞİ ARAŞTIRIYOR"
Tutuksuz sanıklardan Hüseyin Yelki, tutuklu sanık Ruhi Abat'ın misyonerlikle ilgili akademik çalışmalarının olduğunu, bir akademisyenin jandarma ile neden görüştüğünün ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti. Yelki, jandarmanın bir akademisyenle ne işi olduğunun da incelenmesini istedi. Her duruşmada birbirinden çok farklı iddialarda bulunan tutuklu sanık Varol Bülent Aral, dosya kapsamında sürdürülen kovuşturmanın genişletilmesi gerektiğini savundu. "Ortada hükümete karşı yapılacak darbeyi ben açıkça gördüm” diyen Aral, “Şimdi her şey 'paralel'le Ergenekon'a yıkılarak işin içinden çıkılmak isteniyor. Şu anda en şüpheli insanlar ortada yoklar. Kovuşturmanın genişletilmesi, Hüseyin Yelki'nin ifadelerinin incelenmesi gerekiyor. Darbe teşebbüsünü biz gördük, gerekli yerlere bildirdik. Olay olurken ben cezaevindeydim. Emre Günaydın aleyhime ifade verdi sonra yalan olduğunu beyan etti. Tutukluluk halimin kaldırılmasını istiyorum. Bu gidişle tetikçiler asla konuşmayacak. Bu insanların dışarıda olmaları hukuksuzdur. Bunlar ödüllendiriliyor. Yeni cinayetlere perde açılıyor. Bu tetikçilerin bir an önce içeri alınması gerekiyor. Yoksa hiçbir gerçek aydınlatılamaz." dedi.
SANIKTAN MAHKEME BAŞKANINA KÜFÜR
Tutuklu sanıklardan emekli Albay Mehmet Ülger ise 2005-2008 yılları arasında İl Emniyet Komisyonu toplantılarının ıslak imzalı tutanaklarının mahkemeye getirilmesini istedi. Ülger ifadesini verirken duruşmaya Adana F Tipi Cezaevi’nden telekonferans yöntemiyle bağlanan tutuklu sanık Varol Bülent Aral, sesi duymadığını belirterek yanındaki bir memurla tartıştı. Bu ses mahkeme salonuna yansıdı. Mahkeme Başkanı Saraçoğlu, Aral’ı sessiz olması konusunda uyardı. Mahkeme Başkanı uyarırken Aral konuşmaya devam edince Başkan Saraçoğlu sanığı duruşmadan men etmek ettiğini zapt ettirdi. Bu sırada sanık Aral, mahkeme başkanına sinkaflı küfürler etti. Aral, ‘Satılık köpek’ gibi ifadeler sıraladı. Mahkeme Başkanı bu ifadeleri tutanağa geçirtti ve Aral’ın bağlantısını kestirdi.
RUHİ ABAT DA KOMPLO İDDİASINA SARILDI
Cinayetler öncesi jandarma komutanlığında askeri personellerle misyonerlik çalıştaylarına katıldığı belirlenen araştırma görevlisi Ruhi Abat da duruşmada söz alarak çeşitli iddialarda bulundu. Dava dosyasında cinayetlerin hemen ardından 'Şerefsizlere, vurun dedik öldürmüşler' ifadesini kullandığı şeklinde ses kaydı da bulunan Ruhi Abat, bu ses kaydına ilişkin komplo iddialarında bulundu. Aynı ses kaydı hem İlker Çınar tarafından mahkeme verilen belgeler arasında yer aldı hem de tutuklu sanık Haydar Yeşil’in kayınbiraderinin teslim ettiği harddisk içinde dosyaya girdi. Bunun yanı sıra yaklaşık 4 yıl önce ortaya çıkan ses kaydına ilişkin ilk kez komplo iddialarını dillendirdi. Tahliyesini talep eden Abat, sanıklarla doğrudan ya da dolaylı olarak irtibatı bulunmadığını iler sürdü. Buna karşın dosyada Ruhi Abat’ın asli fail sanıklardan Emre Günaydın’ın babası ile görüştüğü yönünde iddialar yer aldı. Tutuklu sanık Binbaşı Haydar Yeşil ise dosyada sahte içerikli belgeler üretildiğini savundu. Yeşil, tahliyesini talep etti.
DURUŞMA 24 ARALIK'A ERTELENDİ
Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Müdahil avukat Ali Koç ise Zirve Yayınevi'ndeki cinayetleriyle ilgili ilk iddianameyle, örgüt kapsamında hazırlanan ikinci iddianame çerçevesindeki davaların birbirinden ayrılmasını istedi. Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, daha önce talep edilen ancak gelmeyen bazı belge ve dokümanların tekrar ilgili kurumlardan istenmesine, adli kontrolün kapsamının genişletilmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine ve duruşmanın 24 Aralık'a ertelenmesine karar verdi.