Çerçeve, Atatürk ama içindekiler farklı…
Bir 19 Mayıs Gençlik, Spor ve Atatürk’ü Anma Bayramı daha geliyor. Bu sebeple Atatürk’ü yazmak istedim.
Atatürk Türk Milletinin ortak değeridir.
İslamiyet de Türk Milletinin çok büyük kesiminin ortak değeridir.
Atatürkçü bilinenlerle İslamiyet’i temsil ettiğini düşünenler (dinciler) arasındaki çatışmada gerginlik yaşayanlar bu milletin ortalama değerlerine sahip olanlardır.
İstiklâl Savaşında emeği, alın teri bulunmayanların, başka mahfillerin beslemelerinin torunlarına göre Atatürk’ü sormayın…
Bu alçak zümreye göre o çerçevenin içinde “Olmasaydın da olurduk” diye özetlenecek bir kin ve öfke birikimi var.
Hazır yiyici, din maskesi altında haramı helal gibi yiyen, aklı apış arası ile midesi arasında gezinen bu fırsatçılar her zemine uygun bir renk alırlar…
Bir başka zümre var ki tıpkı “Dinciler” gibi “Atatürkçü” olanlardır bunlar.
Dinciler Atatürk’e ve Türklüğe düşmandırlar.
Özel tip Atatürkçüler hem dinimize hem Türk Milliyetçilerine takıntılıdırlar.
Bizim için konunun asıl özeti şudur:
İKİ MUSTAFA’YI BİRDEN SEVEMEYEN BİZDEN DEĞİLDİR.
Öyle bir Atatürk algıları vardır ki tamamını anlatmak ciltler sürer. Başlıklar hâlinde sıralarsak, onlara göre:
*Atatürk’ün din ile bir ilgisi yoktur.
*Atatürk solcudur.
*Devrimcidir.
*Türk Milliyetçisi değil Ulusalcı’dır.
Nutuk, bizzat onun kaleminden çıkmış üç ciltlik bir eserdir. İncelenecek olursa Nutuk’ta veya çeşitli zamanlardaki söylev ve demeçlerinden yukarıdaki algıların yer almadığını görürüz.
O, “Aziz Türk Milleti, Türk Milleti” ve ara sıra “Yurttaşlarım” diye seslenirdi kalabalıklara.
Nutuk’ta “Millet” kelimesi ve millet kelimesinin tamlamaları 272 defa geçmekte iken bir kere ulus kelimesi geçmemektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin umdelerini (ilkelerini) sıralarken altı okla temsil edilen ilkeler şunlardır:
1. ok: Cumhuriyetçilik
2. ok: Halkçılık
3. ok: Milliyetçilik
4. ok: Laiklik
5. ok: Devletçilik
6. ok: İnkılapçılık
Günümüzde bu ilkeleri sayarken, “milliyetçilik” yerine “ulusalcılık”, “inkılapçılık” yerine “devrimcilik” diyenler bu kavramların tıpatıp aynı olduğunu zannetmektedirler.
İşte asıl kokuşma ve kopuşma burada başlıyor.
Türk Milliyetçilerine farklı gözle bakan Atatürkçüler bunlardır. Bunlar, Bozkurt’u öcü görür, “Türk’üm” diyenlere kin kusarlar.
Atatürk’ü kendilerinden başka kimsenin sahiplenmesine tahammülleri yoktur. Ya başkaları “Atatürk’ü onların anladığı gibi anlayıp anlatmazsa” diye ödleri kopmaktadır.
Şimdi Atatürk’ün Milliyetçilikle ilgili sözlerini inceleyelim:
“Ben her şeyden önce bir TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM”.
“Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kişiliğini korumaktır.” (1930)
“Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.” (1932)
Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.”
“Milleti millet yapan düşünce gücünün temelini milliyetçilik teşkil etmektedir. Milliyetçilik, millî benlik, millî birlik, millî ahlâk, millî ekonomi, uygarlık ahlâkı, millî duygu ve insanî duygunun birleşmesinden meydana gelmiştir.”
Bize milliyetçi derler ama biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir. 1920
Milletimiz, kuvvetli karakter, sarsılmaz sistem, ateşli milliyetçilik, iktisadî muvaffakiyetlerden doğup çoğalacak imkânlarla da kuvvetlendirilmelidir. (1924)
“Türkiye Cumhuriyeti sınırları dâhilinde yaşayan, Türk dili ile konuşan Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimseyen her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun Türk’tür, Türk Milliyetçisidir.”
“Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır” (1923)
“Bilelim ki millî benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.” (Nutuk, 15-20 Ekim 1927)
“Milleti millet yapan düşünce gücünün temelini milliyetçilik teşkil etmektedir. Milliyetçilik, millî benlik, millî birlik, millî ahlâk, millî ekonomi, uygarlık ahlâkı, millî duygu ve insanî duygunun birleşmesinden meydana gelmiştir.”
“Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının
tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk’ün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.”
”Türk milletinin milliyetçilik vasfını uyandırmalı, O’na TÜRKÇÜLÜK imanını aşılamalıyız!”
“Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.”
”Gençliğin çalışkan, duyarlı ve MİLLİYETÇİ yetişmesi esas dileklerimizdendir.” (Cumhuriyet gazetesi, 28. 4. 1933)
"Milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avı olurlar."
"Türklerin yaşadıkları her yer misak-i milli hudutları içindedir."
"Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir."
"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, millî ananelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir."
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük isler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
"Taş kırılır, tunç erir ama Türklük ebedidir"
***
Türk Milliyetçilerinin çerçevesindeki ATATÜRK yukarıdaki sözlerin sahibi olan Gazi Mustafa Kemal’dir.
Türk Milliyetçileri Atatürk’ü Başbuğ olarak görür.
Osmanlı Devletini yeniden düzenleyip Türkiye Cumhuriyeti adıyla dünyaya ilan eden, kendisine ATATÜRK soyadını alan bir önderdir Mustafa Kemal.
Bozkurt Atatürk’tür o, çünkü Bozkurt’u öne çıkaran o kadar görsel var ki sosyal medyada. Sadece oraya baksınlar yeter.
Atatürk’ün 57 yıllık ömründe savaşlar, öğrencilik yılları, resmi görevler dışında kalan zamanda kayıtlara göre 3 bin 997 kitap okuduğu biliniyor. Bu, 5 günde bir kitap okuduğu anlamına gelir.
Böyle dopdolu bir adamı anlayabilmek için o kadar kitap okumaya gerek yoktur, yeter ki akıl ve insaf sahibi olunsun.
Yeter ki Atatürk gibi bu milletin evlâdı olmanın gururunu taşısın.