Tüm Kanatlılarda görülebilen bu hastalık, bulaşıcı ve son derece ölümcül olup bir üreticinin tüm üretimini tehdit edip ve hatta o yılki tüm yavruların kaybına neden olabilir.
Kara Nokta Sendromu, özellikle İspinozlarda ve Kanarya'da, muhabbet kuşlarında, diğer kanatlı türlerinde üreme başarısızlığının ana nedenlerinden biridir. Hastalık, yaşamın ilk haftasında yenidoğanların ölümüyle kendini gösterir, ancak bazen yumurta sağlıklı taşıyıcı anneler tarafından enfekte olarak bırakılır veya özellikle tohum, talaş veya kum gibi uygun olmayan yüzeylere yerleştirilirse depolama sırasında enfekte olur. Yumurtlama sırasında zaten enfekte olan yumurtalar, embriyonik ölüm nedeniyle genellikle yumurtadan çıkmaz, ancak yumurtadan çıktıklarında civciv yaşamın ilk haftasında ölebilir.
En sık görülen semptomatik form, kendisini esas olarak doğumda gösterir veya onu takip eden ilk saatlerde ortaya çıkar. Doğumda yarkaların hala yetersiz bir bağışıklık sistemi vardır ve bu nedenle, yalnızca bakteriyel nitelikte değil, genellikle ebeveynleri tarafından ilk ipuçlarıyla onlara bulaşan daha büyük bir enfeksiyon riskine maruz kalırlar. Diğer kontaminasyon kaynakları tohumlar, püre, filizlenmiş tohumlar, yuva vb.dir
Siyah Nokta Sendromunun ana klinik belirtisi, civcivin karın yüzünde, göğüs kemiğinin altında ve sağ tarafında görünen küçük siyah bir noktanın varlığıdır.
Dışarıdan görülebilen bu küçük siyah nokta, safra kesesinin artan hacminden kaynaklanır ve genellikle bakteriyel enfeksiyon belirtisidir. Avustralyalı yazarlar, özellikle yetişkin kanaryalarda bazen karın merkezinde görülen hepatik noktayı da kara nokta terimiyle tanımlarlar. Kara nokta teriminin bu ikinci anlamı, karaciğer hacmindeki bir artışı gösterir ve gıda zehirlenmesinden (Aspergillus spp.), İlaçlardan veya Atoksoplazmoz veya hepatik neoformasyonlar gibi çok sık görülen diğer hastalıklardan kaynaklanabilir. Bununla birlikte, civcivlerde, bu organın yetişkinlikte aynısına kıyasla daha büyük göreceli boyutu nedeniyle, ince karın duvarından karaciğeri bir an için görmek normaldir.
OLUŞUMU
Bu hastalığın başlıca nedeni Mykoplasma denilen tek hücreli bakterilerdir. Bu bakteriler genelde kuşlarda yerleşiktir. Sağlıklı kuşlarda, kanatlılarda pek problem olmazlar. Ancak bir Coli basili veya kronik nezle enfeksiyonun da zayıflayan bağışıklık sisteminden yararlanarak ciddi sinüzit ve solunum yolu enfeksiyonlarına yol açarlar. Aynı zamanda dişi kuşun yumurtalıklarını istila eden bu bakteriler buradan yumurtaya geçip oluşan embriyonun karaciğer ve safra kesesine ağır hasar verirler. Bu yavrular, şayet daha yumurta içinde ölmeden, dünyaya gelirlerse, alt karın bölgelerinin sağ tarafında bir koyu renkli nokta şeklinde oluşum görülür. Bu hasta safra kesesinin koyulaşmış salgısının kan yolu ile taşınamayıp deride depolanmasıdır. Bazan bu leke ile dünyaya gelen yavrularda 7 gün sonra siyah benin kaybolduğu görülür ve yavru normal gelişimini tamamlar. Ama ne yazık ki genelde bu yavruların çok büyük bir bölümünde bu siyah lekeler büyümeye devam edip 10-12 gün içinde tüm gövdeyi kaplar ve sağlıklı görünen yavrular çok ani bir şekilde ölürler. Diğer bir farklı durumda ise tamamen sağlıklı büyüyen yavrularda aniden başlayan solunum problemi ve akabindeki 2 saat içinde gelen ölüm yine bu hastalığın belirtilerindendir.
Yavrunun sağ bacağının yanında siyah lekeler görülür, yavru da gözlemlenen en önemli hadise yavrunun gelişememesi cılız kalmasıdır.
Bazan yavru 3 ila 10 gün yaşayabilir. Çok azı kurtulabilir. Anne ve Baba ne kadar yavruyu beslese de yavruda gelişim bozukluğu devam eder.
Yavru öldüğünde karnındaki bu siyah leke patlar, mosmor bir renge bürünür. Şayet damızlıklarınızdan aldığınız yavrularınız ciğer lekeli çıkıyorsa, o kanatlıları tedavi etmeden üretimde kullanmayız, o kanatlılar hastalıkla bulaşıktır.
Kür tedavisi yapılan damızlıklarda bu hastalığın önüne geçilebilir, fakat yine de bağışıklığın düştüğü veya bulaşık kuşlarla veya bakteri ile temas halinde hemen bu hastalık tekrarlayabilir.
Özellikle Haziran ve Temmuz sıcağında ve çok nemli ortamlarda (Karadeniz Bölgesi) çokça görülebilmektedir.
MYCOPLAZMA NEDİR?
Mikoplazma hücre duvarı bulunmayan bir bakteri cinsidir. Bir hücre duvarı olmadığı için hücre duvarı sentezini engelleyerek etki eden penisilin veya diğer beta-laktam antibiyotikler gibi çok yaygın kullanılan antibiyotiklerden etkilenmezler
BULAŞMA :
Mykoplazmalar hava, su, dışkı ve temas yolu ile bulaşırlar. Isı değişikleri kuraklık ve dezenfektanlara karşı dirençsizdirler.
TEDAVİ:
Bu hastalıkla doğan yavruların kurtarılması, Karaciğerlerinin oluşumda hasar gördüğünden, genellikle mümkün olmamaktadır. Ancak damızlık kuşlara, kanatlılara yumurtlamadan 4 hafta önce bir antibiyotik tedavisi uygulandığında bakterilerin yumurtaya geçmeleri engellenip sağlıklı yavruların oluşması sağlanabilmektedir
Ayrıca bu hastalıktan şüphe edilen kümeslerin çok iyi dezenfekte edilmesi de zorunludur.
Tedavisinde ;
- Greenvet Micro: 1 kg mamaya 30-40 Gr haftalık olarak verilir.
- Tylosin: 1litre suya 3 gr karıştırılarak 5 gün süre ile (her gün taze karıştırılmalıdır) verilir
- Tylan: 1litre suya 1ml karıştırılarak 5 gün süre ile verilir.
- Symtay :1 lt suya 1 silme çay kaşığı karıştırılıp hergün taze 3-5 gün suluktan verilir.
Antibiyotikten sonra Multivitamin ve aminoasit takviyesi gerekir.
3.gün; son olarak ta 3 gün probiyotik ve elektrolitik takviyesi yapılmalıdır.
Bu arada antibiyotik tedavisi boyunca ve belki birkaç gün daha sürekli dezenfeksiyon yapılmalıdır. Dezenfeksiyon ihmal edilir veya eksik yapılırsa tedaviden sonuç alınamaması çok yüksek ihtimaldir. Çünkü ortamdaki bakteriler yeniden bulaşacak ve hastalık tekrarlayacaktır.
Yavrularda tedavi de yine ayni dozlarda karıştırılmış tylan - su karışımı yavrunun ağzına damlalıkla günde sabah-akşam 2 defa damlatmakla verilirse 1-2 gün içinde yavrunun iyileşmesinde başarı sağlanabilmektedir.
Son yıllarda Koksidilerin de bu hastalığı tetiklediği şüphesi oluştuğundan Antibiyotik tedavisinden bir hafta sonra suya antikoksidiyal ilaç karıştırıldıktan sonra 3 gün süre ile verilmesinde fayda olduğu görüşü bulunmaktadır.
Bu hastalık son derece bulaşıcı olduğundan kümesteki ve yakınındaki tüm kuşların (sağlıklı görünseler bile) aynı anda topluca ilaç tedavisine dahil edilmeleri hayati önem taşımaktadır. Hatta yavrulu çiftlerinde yavruları ile beraberce beklemeden gecikmeden tedavi edilmeleri uygun olacaktır.
Yetiştiriciler özellikle yavru döneminde birçok sorunla karşılaşırlar. Muhakkak ki bazı yetiştiriciler için kuluçka döneminin verimsiz geçmesi ve yavru ölümleri problem teşkil eder ve moral bozukluğuna neden olur.
Bazen yavruların taşlıkları dolu olduğu halde ertesi gün ölü olarak karşımıza çıktığı görülür. Bunun nedeni siyah nokta dediğimiz hastalıktır. Çoğu zaman karaciğerdeki ve sindirim sistemindeki problemlere bağlı olur bu ölümler.
Bu siyah noktalardan ne anlamamız gerekir? Siyah nokta yavru kuşların karnının sağ alt kısmında, karaciğerin üzerinde sağda safra kesesi bölgesine yerleşir. Farklı et renginde karın bölgesinde belirir. Bu noktanın büyüklüğü farklı farklı olabilir. Yavru hayvanlarda dış düzeyde ortaya çıkan bu siyah nokta sonradan sarı renge döner.
Sarıya dönmesi bir organ bozulması meydana geldiğinin işaretidir. Maalesef bu hastalığa yakalanan yavru kuşların, kanatlıların büyük bir bölümünün ölüme aday olduğu belirlenmiştir. Nadiren bazı kuşlarda, kanatlılarda siyah noktanın tedavi edilmeden kaybolduğu ve 7 gün içinde eski normal haline döndüğü görülmüştür. Fakat hastalığa yakalanan kanatlıların daha az geliştiği tespit edilmiştir. Bazen yumurta içinde de siyah nokta hastalığı sebebi ile ölümler olmaktadır. Bu hastalık solunum zorluğuna neden olur ve soluk alma zorlaştıktan sonra birkaç saat içinde yavru ölür. Siyah nokta kanaryaların yanı sıra güvercinlerde de görülür.
Yumurta içindeki ölümlerin ve yavru halindeyken ölümün nedeni elbette ki bağışıklık sisteminin zayıf olmasıdır.
Siyah noktanın safra kesesi olduğuna dair görüşler vardır. Tanımlanırken sadece karaciğerde olarak değil, karaciğerin sağ tarafında ve pul pul olarak anlatılır.
Hastalık oluşmasına neden olan unsurlar yetersiz bağışıklık, stresli ortam, hijyenik yetersizlik, sert iklim değişikliği, negatif etki yapan çevresel faktörler ( Çok düşük veya çok yüksek nemli ortam) aşırı toz, çok kalabalık kümes ve başka virüslerin çok yoğun olması.
Bu hastalıkla veya şüphesiyle karşı karşıya iseniz, mutlaka bir veteriner ile irtibat kurun ve onun tavsiyelerine uyunuz. Kullanılan ilaçların uzman birinin elinden olması daha etkili olacaktır.
“Kırmızı faktör” olarak adlandırılan kanarya ırkları, gıdaya boya verilmesi nedeniyle bu tür semptomlara daha yatkındır. Aslında, lipofilik olan boya, karaciğer ve subcutis dahil olmak üzere yağın olduğu yerde biriktirilir.
Kara Nokta'nın en sık görülen bakteriyel nedenleri arasında kesinlikle "kolibasiloz" denen şeyden sorumlu olan Escherichia coli mikropları vardır. Aslında, Finches'te bağırsak bakteri florası neredeyse sadece Gram + bakterilerden ve Gram bakterilerinin varlığından oluşur - hemen hemen her zaman etkilenen bakterilere, bağışıklık sisteminin etkinlik durumuna, kuşların seçici seviyesi, vb. İspinozlarda, kolibasilloz sıklıkla septisemiktir ve E. coli bakterisini bağırsakla ilgisi olmayan organlardan da izole etmek nadir değildir. En sık görülen ekstraintestinal lokalizasyonlar arasında dalak, karaciğer ve beyin bulunur.
Civcivlerin Kara Nokta sendromunda temel olarak iki ana form vardır: doğuştan ve edinilmiş:
Konjenital formda, gençler zaten siyah nokta ile doğarlar ve tedavi edilmezlerse 2-6 gün içinde ölürler.
Bununla birlikte, edinilmiş formda, yavrulara ilk ipuçları anne tarafından bulaşır ve klasik siyah nokta doğumdan 1-2 gün sonra ortaya çıkar. Bu durumda dişi, sağlıklı bir Escherichia coli (veya diğer E.coli-lyke bakterileri) taşıyıcısıdır, onu guatrda barındırır ve işaretle kusar.
Üreticilerimize bol kazançlar dilerim.
KAYNAKLAR :
1. CHICKEN COMB SPOT DISEASE -
By M.B. Lachlei
2. BLACK SPOT - By. Dr. Rob MARSHAL
3. Black proventriculus in Cobb 500 broiler breeders -
Alireza Talebi, Amir Tukmechi, [...], and Sorayya Mahmudi
4. KANARYA VE MUHABBET KUŞLARINDA SİYAH BENEK HASTALIĞI - Vet. Hekim Ahmet MERT
5. Mikoplazma (Kara Benek) Hastalığı - Ayhan OTÇUOĞLU