Ülkücü Hareket Alparslan Türkeş (BAŞBUĞ) tarafından şekillendirilmiştir. Merhum Türkeş, Türk dünyasının başbuğ olarak adlandırdığı yüz yılın en büyük lideri olmuştur.Oğuz Han’dan bugüne kadar Türk milletinin yetiştirmiş olduğu bütün liderler parlak yıldızlar misali bu millete ışık olmuşlar, Türk milletine dolayısıyla ülkücü harekete de hizmet etmişlerdir. Bugünkü Ülkücü Hareketin şekillendirilmesinin öncüsü ise Başbuğ Alparslan Türkeş’tir. Başbuğumuz, şahsiyetçiliği destekleyen demokrasi prensibiyle kendini Türk hisseden ve Türk milletinin gelişmesine hizmet etmeyi şerefli bir görev sayan herkesi şefkatle kucaklamıştır. O, ihanet ve kahpeliklere uğranıldığı zaman bile, çetin şartlarda, tek başına kaldığı zamanlarda dahi asla ümitsizliğe düşmeden, büyük bir şevkle davanın yükünü omuzlarına alabilme ihtirasını kendinde bulmuştur. Istıraplar, yalnızlıklar onu daha çok kamçılamıştır. O bir Hareket, Aşk, Karakter Adamıydı. O Türk milletinin yetiştirmiş olduğu son başbuğuydu.Başbuğumuz, Türk milliyetçiliğini siyasi, kültürel ve sosyolojik olarak kurumlaştırmış bu haline de ülkücülük adını vermiştir. Ülkücülüğün temeli, İslam inancı ile Türk milletinin sahip olduğu milli, manevi, kültürel ve tarihi değerler manzumesinden oluşmaktadır.Ülkücüler, Türk milletinin varlık teminatıdır. Ülkücülerin varlığı toplumumuz için bir saadettir. Bu saadet, Türk milletinin ahlakta, maneviyatta, insanlık duygularında yüksek seviyede bulunması, yaşaması ve ilimde, teknikte dünyanın en ileri gitmiş varlığı haline gelmesi ve ekonomik açıdan kalkınmış, tarımını modern tekniğe göre geliştirmiş ve modern sanayi kurmuş, refahlı bir toplum haline gelmesi, Türk toplumu için bir Türk Milliyetçisinin düşüneceği ülkünün esaslarından mühim bir kısmını teşkil ettiğinden ileri gelmektedir.Bunların yanı sıra Türk milletinin lütuf dilenmeyecek konuma gelmesi, kendi bağımsız gücüyle ayakta durabilmesi ve varlığını koruyabilmesi kısaca bir dünya devleti olup sözünü dünyanın her yerinde saydırabilmesi lider ülke Türkiye ve lider millet ülküsüne ulaşma arzusu da ülkücülerin yegâne ülküsüdür. Milletlerin kölelikten, emperyalist güçlerin buyruğu altında yaşamaktan kurtulması; kişilere hürriyet, milletlere istiklal prensibini de benimsemiş olduğumuz davamız genel hatlarıyla belirttiğimiz gibi hem milli ülkülere hem de insani ülkülere sahiptir.Ülkücülük bir gönül işidir. Gönül verenlerle hizmet edilir, çıkar beklemeden o saf duygularla bağlananlarla, karakterli, inançlı insanlarla bu davaya sahip çıkılır. Seyyid Ahmet Arvasi hocamızın tarifiyle: Ülkücü, Aşk adamıdır.Bu Aşk dediğimiz kavram, ilahi aşktan yola çıkarak doğan ve insan mevcudiyetinden kaynaklanan maddiyata değil; tamamıyla maneviyata ve kutsal kavramlara duyulan tam teslimiyettir. Yani bu değerlere karşı kalben hissedilen özlem, hasret, sadakat, fedakârlık bütünüyle olgunlaştırılmış müthiş bir kavramdır ki aşamayacağı veya aştıramayacağı, yapamayacağı veya yaptıramayacağı hiçbir engel ve durum olmaz, olamaz. Bağımsızlık ateşiyle yanan, esaret zincirini koparan ve milli davaları esas kılan imkânsızlıklar içinde imkân oluşturan o ‘güç’ Aşkın ta kendisidir.- Peygamber Efendimizin (SAV) ümmetine duyduğu şefkattir, aşk…- Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’a özlemidir, aşk…- Kürşad’ın kırk çerisiyle birlikte Türk budununu yok olmaktan kurtaran cesaretidir, aşk…- Türk ırkının bağımsızlığına bağımlılığıdır, aşk…- Ülkü denince, atan nabzın; çarpan kalbin adıdır, aşk…- Başbuğun bozkurtlarına gösterdiği yoldur, aşk…- Mevlana’nın Yaradan’a yönelip, sema ile coşmasıdır, aşk…- Bayrak için dökülen kandır, aşk…- Canından,
malından ve tüm sevdiklerinden geçip de cephede göğüs göğse çarpışarak şehadete erişebilmektir, aşk…- Vatan için çıkılan yolda taş üstüne taş koyarken duyulan hazzın adıdır, aşk…- Kişilerin yaşayıp da gün gelince unutulan masalı değil, dünyanın unutmadığı zaferlerin tesciliyetidir, aşk…Aşk, kelimelerle anlatılacak kadar kısa, her insanın da yaşayabileceği kadar basit değildir. Türk- İslam tarihine mührünü vurmuş Tüm Başbuğların yaşamış olduğu aşka bakarak ülkücülüğe yüklemiş olduğumuz manayı hissetmek ve yaşatmak ‘Genç Arkadaşlar’ın elinde ve unutulmasın ki; Aşkı yaşatacak ülkücülerin de yüreğinin yandığı gibi dünyayı yakacak asaleti vardır. Selam ve dua ile . . .
Burak Aşıkoğlu
malından ve tüm sevdiklerinden geçip de cephede göğüs göğse çarpışarak şehadete erişebilmektir, aşk…- Vatan için çıkılan yolda taş üstüne taş koyarken duyulan hazzın adıdır, aşk…- Kişilerin yaşayıp da gün gelince unutulan masalı değil, dünyanın unutmadığı zaferlerin tesciliyetidir, aşk…Aşk, kelimelerle anlatılacak kadar kısa, her insanın da yaşayabileceği kadar basit değildir. Türk- İslam tarihine mührünü vurmuş Tüm Başbuğların yaşamış olduğu aşka bakarak ülkücülüğe yüklemiş olduğumuz manayı hissetmek ve yaşatmak ‘Genç Arkadaşlar’ın elinde ve unutulmasın ki; Aşkı yaşatacak ülkücülerin de yüreğinin yandığı gibi dünyayı yakacak asaleti vardır. Selam ve dua ile . . .
Burak Aşıkoğlu