Türk tarihinde her zaman önemli bir yerde olan atlar Türklerin vazgeçilmez ve hayati önem taşıyan bir mevkii de yer bulmuştur. Tüm dünyada olduğu gibi Türklerde de at çeşitli amaçlar için kullanmıştır. Araştırmamızın başlığı CANİK ATI NEDİR? olduğu için bu atın özelliklerini açıklamadan önce kısaca Türkiye'de ki at ırklarına göz gezdirelim.
Türkiye'de At Irkları Nedir?
Hala günümüz Türkiyesi'nde,
Alaca,
Anadolu Yerli,
Ayvacık Midillisi,
Canik,
Çukurova, Çamardı Kulası,
Doğu Anadolu,
Hınısın Kolıkısası,
Karacabey,
Karakaçan,
Malakan,
Nonyus,
Trakya,
Türk Arap,
Türk İngiliz ve
Uzunyayla At ırkları bulunur. Bu ırklardan bir çoğu yok olma tehdidi altındadır. Yapılan araştırmalarda, Ayvacık Midillisi, Canik, Çukurova, Hınısın Kolukısası ve Malakan atları GMBA bünyesinde koruma altına alınmıştır.
Cumhuriye Dönemin ve yakın tarihimize kadar olan At Nüfusu Şöyle:
1928 : 491,0001940 : 898,0001950 : 1,140,0001960: 1,312,0001970 : 1,110,0001980 : 807,0001990 : 545,0002000 : 309,0002009 : 179,855
CANİK ATI NEDİR?
Canik at ıcinsi, Orta Karadeniz’de Canik Dağları yöresinde çok eskiden beri yaşamaktadır. 93 Harbi ardından Kafkasya’dan gelen bir çok Çerkez asıllı insan Osmanlı’ya sığındı. Deniz yolu ile gelen bir çok insan Samsun ve çevre limanlarda karaya çıktı.
Canik atı'nın kanına bir kısım
Çerkez atı kanı da karıştığı kabul edilmektedir. İhsan Abidin’in 1928 tarihinde bildirdiğine göre,
cidago yüksekliği genellikle 140-145 cm, ön incik çevresi 17-18 cm arasında bulunuyor. İbrahim Yarkın ise, 1953 yılında cidago yüksekliğini 135 cm, ön incik çevresini 17 cm olarak ifade etmiştir. Baş orta büyüklükte ve etlidir. Alın geniş, profil düz, boyun kısa ve cidago belirgindir. Sağrı meyilli, bacaklar kuvvetli, bilekler dik, tırnaklar sağlam, amudiyet düzgün ifade ediliyor. Donları genellikle doru ve tonlarıdır. Dağlık arazide rahat yürüyüşlü, rahvana yürüyüşe alışık, sinirli mizaçlı ve idare edilmesinin zor olduğu anlatılıyor.
Canik Atı'nın Özelliği Nedir?
Canik atları Samsun ovalarında sürü olarak serbest yetiştirilmektedir. Bu sürüler genelde 200-500 arasındadır. Yürüyüşleri rahvan olduğundan eskiden İstanbul arabacılan bu asabi, çevik ve kuvvetli hayvanlan tercih ediyordu. Bu atların her renkte olabileceği belirtilirken diğer taraftan en fazla doru renk olduğu belirtilir. Canik atların baş orta büyüklüktedir ve etlidir. Alın geniştir. Profıl düzdür. Boyun düz ve kısadır. Bacakdan kuvvetli, amudiyeleri muntazamdır. Bilekler dikçe, tırnakarı çok sağlamdır. incik çevresi 17-18 cm.'dir. Canik atları'nın Yükseklikleri 141-145 cm. civanndadır.
Türklerde At
Türkler at sırtında ülkeler fethetmiş, onun üzerinde amansız cenkler vermiş ve büyük zaferler kazanmıştır. Savaşta olduğu gibi barışta da Türkler, atlarından bir an olsun ayrılmamışlardır. Sulh ve sükun günlerinde eğlencesine, oyunlarına kadar sokmuş ve atına her zaman çok büyük önem ve değer vermiştir. Türkün at, avrat, silah inancı da bunun en belirgin kanıtıdır.Çocuklarını erken yaşta ata binmeye alıştıran Türklerin, üç yaşından sonra, çocuklarını büyük koyunlara bindirdikleri, sekiz yaşında at sırtında gezdirmeye başladıkları belirtilir. On iki yaşına gelen çocukların ise mükemmel binici olurlardı. Günümüzde çocukların atçılık oynamak istediklerinde, sopayı at gibi kullanmaları, büyüklerin sırtına ata biner gibi oturup oyun oynamaları bu kültürün yansımasıdır.
Türklerde At Kültürü
Tarihçi E. Marcell, Hunlarla ilgili yazdığı bir eserinde şu ifadelere yer vermektedir: “Türkler süvari savaşında, şimşek gibi hızlı olan atlarının üzerinde, mıhlı gibi dururlar, yaşantılarını at üzerinde geçirirler. Toplantılarını at üzerinde yaparlar, at üzerinde yerler, içerler, hatta uyku ihtiyaçlarını bile atlarının boyunlarına doğru uzanarak giderirlerdi. Biniciliğe daha küçük yaşlarda alışmış olan gençler yaya yürümeyi adeta onur kırıklığı olarak karşılardı.”Orhun Kitabeleri, Türklerin biniciliğe verdikleri önemi anlatan hikayeler, şiirler ve anlatımları oldukça fazladır. Türkler sürüleri ile geçinir, atın etini yer, sütünü içer, derisini kullanırdı. Sürülerini koyun, keçi, at, deve, öküzler oluştururdu. Eski Türklerde kadın ve çocuklar da binici idiler. Kaşgarlı Mahmut atın ne kadar önemli olduğunu şu ifadelerle göstermiştir; 'Türk’ün atı kanadıdır.'’ 'Bu kanat, Türkleri dünyaya hâkim kılan atlardır.Türk tarihine bakıldığında Atlar ile ilgili yazılacak o kadar çok şeyler vardır ki, At Türkler de evin bireyi gibidir. At Türklerin olmazsa olmazıdır.
At İle il gili Bazı güzel sözler
At Türk'ün kanadıdır.Türkler sanki at üzerinde doğmuşlardır, yerde yürümesini bilmezler.Bizans İmparatoru Herakleitos Türk'ler, at üstündeyken attığı oku yüzük deliğinden geçirecek kadar nişancıyken, diğer milletler çapulculuk ve yağmacılıkla yetiniyordu.Kız ya da erkek fark etmeksizin Türkler çocuklarına at binmeyi, yay çekmeyi ve kılıç kullanmayı öğretiyorlardı.Gökte ay nasıl bir süsse, Türk için de at öyle bir süstürKılınçlar bilensin akın var Çin'e Yiğitler at sürer düşman içine; Tarihe hükmeden bir ses duyulur: Vur! TÜRKLÜK aşkına vur!At; Türk, Moğol ve Altay halk kültüründe, halk inançlarında ve mitolojilerinde kutlu hayvandır.Bir çivi bir nalı, bir nal bir tırnağı, bir tırnak bir ayağı, bir ayak bir atı, bir at bir kumandanı, bir kumandan bir vatanı mahvedebilir...Tarihi çevir; nal sesi, kısrak sesi bunlar, Delmiş Roma'nın kalbini mızrak gibi Hunlar! Göktürkler, Uygurlar, Oğuzlar, Peçenekler... Türk'ün yüce tarihine binbir zafer ekler.