KAPSAMHABER/Murat GEDİK- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu sürpriz bir çıkış yaparak yanında yeni kabinesinden bir kaç yardımcısıyla merhum Alparslan Türkeş Bey´in kabrini ziyaret etti. Hiç beklenmedik bir çıkıştı bu, ezelden beri ülkücülere kini olan bir zihniyetin orada bulunmasının bir seçim çıkışı olduğu ise kimsede soru işareti bırakmadı. Türkiye siyasetinin nasıl bir çukura düştüğünün bir kanıtı daha böylece gözler önüne serilmiş oldu. Ayrıyeten siyasi iradenin yapılacak olan erken seçimde tek hedefinin MHP olduğu açıkca belirtilmiş oldu, anlaşılan kaset saldırıları tutmadı ve bu sefer bu yol denenmekte. Gerçi kaset olayı nasıl ters teptiyse bu olayında ters tepeceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
***
Başbuğ Alparslan Türkeş yeni vefat etmedi, ta 1997’da Hakk’ın rahmetine kavuştu. Ne ilginçtir ki bırakın arkasından rahmet okumayı, ona iftira atmaktan hiç kaçınmayanlar onsekiz sene sonra onu ziyarete gittiler. Yakında ülkücüleri eşrefi mahlukattan saymayan Cumhurbaşkanımız da Beştepe’ye kabir ziyaretine giderse şaşmamak lazım. O Cumhurbaşkanı ki başta Başbuğ Türkeş olmak üzere ülkücülere ne iftiralar atmıştı; Fatih’a bilmezler, eli kanlı katiller, kafataşçılar sadece bir kaç örnek. Ve Allah şahit bugünki siyasi irade için PKK ülkücülerden çok çok kabul görmektedir. Senelerce PKK’nın her şeyine “evet” deyip, MHP’nin “yolsuzluklar araştırılsın” gibi koalisyon için dört şartının kabul edilmemesi bunun en belirgin örneğidir. Daha 7 Haziran seçimleri öncesi bir mitinginde Başbakan Davutoğlu’nun “Menderes asılırken neredeydin ey MeHaPe demesini.” bir kenara atmamak lazım. O tarihlerde MHP yoktu ama Davutoğlu’nun neyi kastettiğini anlayanlar çok iyi anlamışlardı.
Bu arada Başbuğ Türkeş Beştepe’ye defnedileceği zaman birileri buna çok karşı çıkmıştı, kimdi bunlar acaba? Ona o yeri layık görmeyenler olmuştu hani.
Şu da kabul edilmeli ki Alparslan Türkeş çok büyük bir adamdı, hasımları dahi seneler de geçse onun ayağına gelmeye mecbur kalıyor, varsın seçim yatırımı olsun, tıpış tıpış geliyorlar.
***
Yandaş medya bu ziyareti öyle ballandıra ballandıra verdi ki görüntüleri görünce “aha pokercilerin” işi ne bu ziyarette diye düşündüm. Siyah gözlüklü takım elbiseli adamlar mezar yokuşunu çıkarken sanki bir şeyler saklarcasına siyah gözlükler takmışlardı. Pokerciler masa başında siyah gözlük takarlarmış ki rakip gözlerimizden bir şeyler sezmesin diye. Bunlar da gözlükleri herhalde gözlerinin içinin gülmemesini belirtmemek için takmışlar diye insanı düşünceye verdiler. Hele bir de gece klübü kapıcıları gibi mezarın etrafında sap gibi durmaları ne kadar samimiyetsiz olduklarının belirtilerindendir. Ve Başbuğu ziyarette bile korkularından bir koruma ordusu eksik değildi. YAZININ DEVAMI
***
Başbuğ Alparslan Türkeş yeni vefat etmedi, ta 1997’da Hakk’ın rahmetine kavuştu. Ne ilginçtir ki bırakın arkasından rahmet okumayı, ona iftira atmaktan hiç kaçınmayanlar onsekiz sene sonra onu ziyarete gittiler. Yakında ülkücüleri eşrefi mahlukattan saymayan Cumhurbaşkanımız da Beştepe’ye kabir ziyaretine giderse şaşmamak lazım. O Cumhurbaşkanı ki başta Başbuğ Türkeş olmak üzere ülkücülere ne iftiralar atmıştı; Fatih’a bilmezler, eli kanlı katiller, kafataşçılar sadece bir kaç örnek. Ve Allah şahit bugünki siyasi irade için PKK ülkücülerden çok çok kabul görmektedir. Senelerce PKK’nın her şeyine “evet” deyip, MHP’nin “yolsuzluklar araştırılsın” gibi koalisyon için dört şartının kabul edilmemesi bunun en belirgin örneğidir. Daha 7 Haziran seçimleri öncesi bir mitinginde Başbakan Davutoğlu’nun “Menderes asılırken neredeydin ey MeHaPe demesini.” bir kenara atmamak lazım. O tarihlerde MHP yoktu ama Davutoğlu’nun neyi kastettiğini anlayanlar çok iyi anlamışlardı.
Bu arada Başbuğ Türkeş Beştepe’ye defnedileceği zaman birileri buna çok karşı çıkmıştı, kimdi bunlar acaba? Ona o yeri layık görmeyenler olmuştu hani.
Şu da kabul edilmeli ki Alparslan Türkeş çok büyük bir adamdı, hasımları dahi seneler de geçse onun ayağına gelmeye mecbur kalıyor, varsın seçim yatırımı olsun, tıpış tıpış geliyorlar.
***
Yandaş medya bu ziyareti öyle ballandıra ballandıra verdi ki görüntüleri görünce “aha pokercilerin” işi ne bu ziyarette diye düşündüm. Siyah gözlüklü takım elbiseli adamlar mezar yokuşunu çıkarken sanki bir şeyler saklarcasına siyah gözlükler takmışlardı. Pokerciler masa başında siyah gözlük takarlarmış ki rakip gözlerimizden bir şeyler sezmesin diye. Bunlar da gözlükleri herhalde gözlerinin içinin gülmemesini belirtmemek için takmışlar diye insanı düşünceye verdiler. Hele bir de gece klübü kapıcıları gibi mezarın etrafında sap gibi durmaları ne kadar samimiyetsiz olduklarının belirtilerindendir. Ve Başbuğu ziyarette bile korkularından bir koruma ordusu eksik değildi. YAZININ DEVAMI