'Gurur; kendini beğenme, büyüklük taslama, boş şeylere övünme, benlik, enâniyet, kibir, azamet" (Bknz: Misalli Büyük Türkçe Sözlük, İlhan Ayverdi, Kubbealtı Lugatı, İstanbul 2011, Sf. 441) karşılıklarında, Arapça 'dan dilimize giren bir kelimedir.
Gurur duymak ise; aynı sözlükte, 'sosyolojik bir mânâ kaymasıyla'; "iftihâr etmek, göğsü kabarmak" olarak târif buluyor.
"Gurur duymak" buyken, "gurura kapılmak", onunla tamâmen zıt bir mânâ taşıyarak "kibirlenmek, ululanmak" oluyor. Tabiî ki, böbürlenmek, havalanmak, hava atmak ve tafra atmak gibi mânâları da bulunmaktadır. Bu 'mânâ kayması'nın sebebini çözmek elbette ki, zordur. Düşünmek lâzım!..Bilhassa "gurur duyma" hakkında!..
İlk mânâdan yola çıkarak, acaba; "Ben, senin, kendini beğenme'nden, büyüklük taslama'ndan, boş şeylere övünme'nden, benlik'inden, enâniyet'inden, kibir'inden, azamet'inden", "iftihâr ediyorum, göğsüm kabarıyor" mu denmek istenmiştir, o da, bilinmez!..
Şaşırmayınız!..Bizim, dilimiz Türkçe üzerinde en az düşünenlerden olduğumuzu hatırlayarak, sosyoloji ilmimizin bunun üzerinde düşünebilecek takati olmadığını da biliniz.
Son zamanların bir s(ı)loganı var: "Türkiye sesinle gurur duyuyor!" diye.
Bakıyorum da, "Anneler Günü" denilen dapdaracık zamanda, şehit evlâtlarının mezarları başında, gözü yaşlı -gönlü mahzûn anneler duâ okurlarken...Az ötesinde, "Türkiye seninle gurur duyuyor!" alkışları, çığlıklar yaşanıyor!.
İkisi de aynı memlekette...Aynı zamanda...Sanırsınız ki, şehit olanlar başkasının çocukları... Her gün, bir şehre birkaç şehit cenâzesi geliyor...
Tek tesellî: "Şehitler ölmez, vatan bölünmez!.." YAZININ DEVAMI
Gurur duymak ise; aynı sözlükte, 'sosyolojik bir mânâ kaymasıyla'; "iftihâr etmek, göğsü kabarmak" olarak târif buluyor.
"Gurur duymak" buyken, "gurura kapılmak", onunla tamâmen zıt bir mânâ taşıyarak "kibirlenmek, ululanmak" oluyor. Tabiî ki, böbürlenmek, havalanmak, hava atmak ve tafra atmak gibi mânâları da bulunmaktadır. Bu 'mânâ kayması'nın sebebini çözmek elbette ki, zordur. Düşünmek lâzım!..Bilhassa "gurur duyma" hakkında!..
İlk mânâdan yola çıkarak, acaba; "Ben, senin, kendini beğenme'nden, büyüklük taslama'ndan, boş şeylere övünme'nden, benlik'inden, enâniyet'inden, kibir'inden, azamet'inden", "iftihâr ediyorum, göğsüm kabarıyor" mu denmek istenmiştir, o da, bilinmez!..
Şaşırmayınız!..Bizim, dilimiz Türkçe üzerinde en az düşünenlerden olduğumuzu hatırlayarak, sosyoloji ilmimizin bunun üzerinde düşünebilecek takati olmadığını da biliniz.
Son zamanların bir s(ı)loganı var: "Türkiye sesinle gurur duyuyor!" diye.
Bakıyorum da, "Anneler Günü" denilen dapdaracık zamanda, şehit evlâtlarının mezarları başında, gözü yaşlı -gönlü mahzûn anneler duâ okurlarken...Az ötesinde, "Türkiye seninle gurur duyuyor!" alkışları, çığlıklar yaşanıyor!.
İkisi de aynı memlekette...Aynı zamanda...Sanırsınız ki, şehit olanlar başkasının çocukları... Her gün, bir şehre birkaç şehit cenâzesi geliyor...
Tek tesellî: "Şehitler ölmez, vatan bölünmez!.." YAZININ DEVAMI