Av.Hilâl Gültepe, içine sığmayan çığlığına yol vermiş, duygularını dile getirmiş paylaşımında; suskunluğunu bozmuş haykırmış adeta içindeki biriktirdiklerini. Bir tarihi ve o tarih içerisinde yaşadıklarını, gördüklerini, hissettiklerini kendisini en iyi anlayacak olanlarla paylaşmış Hilal Gültepe...Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinin eski genel müdürü Necati Gültepe'nin kızı Av.Hilâl Gültepe, Ülkücüleri anlatmış yazısında. Eskiden ülkücülerin tamamını, tanıdığı ağabeyleri, amcaları, baba dostları gibi sandığını ve hepsini bu yüzden çok ama çok sevip saygı duyduğunu belirten Hilal Gültepe, "Meğer ülkücülük eskidenmiş... Dobraydılar, merttiler, canayakın, babacan, yardımsever, nazik, yiğit ve gözüpekdiler. " ifadelerine yer verdiği yazısında şunları söylüyor:
"Çırpınırdın Karadeniz" duymaya görsünler gözleri dolardı o kocaman kocaman adamların.Sesleri titrerdi. Ayağa fırlar, yüreklerini ellerine alır, ciğerlerini dağlar gibi gür sesleriyle eşlik ederlerdi hep bir ağızdan.Severlerdi birbirlerini, hem de çok severlerdi. Arkadaşdılar, kardeşdiler, gardaştılar. Kadınlar da vardı o zamanlar bacıları, asenaları, gökçeleri vardı.;
İftira edilmeyen, çamur atılmayan, herkesin arkadaşlarını, bacılarını, gökçelerini başlarının üstünde Tanrı dağının doruklarında tuttukları zamanlar.
2.Osmanlı Fermanları
3.Osmanlı Devleti ile Kafkasya-Türkistan-Kınm Hanlıkları Arasındaki Münasebetler
4.Azerbaycan ile Osmanlı Devleti Arasındaki Münasebetlere Dair Arşiv Vesikaları
5.Arşiv Belgelerine Göre Kafkasya ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi
6.Mührün Gücü
7.Türk Mitolojisi
8.Kızılelmanın İzinde
Sonradan "ülkücü bıyığı" olduğunu öğrendim
Bir kısmı rahmet-i rahmana kavuştu. Bir kısmı yaşıyor Allah uzun ömürler versin. "Yeğenim" dediklerinde şöyle kocaman omuzlarından tutup sarılasım gelirdi ki, birçoğuna dayanamayıp "aslan amcam" diye atlamışlığım vardır.Güvenilirdiler; Sırtınızı korkmadan yaslayacağınız dağ gibi adamlardı hepsi.Güleryüzlüydüler, güldüklerinde ay gibi olurdu gözleri kısık kısık.Şakacıydılar; Denk gelince takılmadan edemezlerdi. Türlü zulümlerden, sürgünlerden, işkencelerden çıkmış idam sehpalarında yargılanmışlardı ama hayatı da ellerinde tuttukları kehribar tesbihe dizmişlerdi.Küçüktüm o zamanlar, hepsi babamın bıyıkları gibi, o filmlerde gördüğüm Hun askerlerinin bıyıkları gibi sarkık bıyıklıydılar. Sonradan "ülkücü bıyığı" olduğunu öğrendim.Severlerdi birbirlerini, hem de çok severlerdi
Hepsi delifişekti; Türkü severlerdi güzel Türküler dinlerlerdi. Türküler söylerlerdi. Onlardan öğrendim Türküleri sevmeyi."Çırpınırdın Karadeniz" duymaya görsünler gözleri dolardı o kocaman kocaman adamların.Sesleri titrerdi. Ayağa fırlar, yüreklerini ellerine alır, ciğerlerini dağlar gibi gür sesleriyle eşlik ederlerdi hep bir ağızdan.Severlerdi birbirlerini, hem de çok severlerdi. Arkadaşdılar, kardeşdiler, gardaştılar. Kadınlar da vardı o zamanlar bacıları, asenaları, gökçeleri vardı.;
İftira edilmeyen, çamur atılmayan, herkesin arkadaşlarını, bacılarını, gökçelerini başlarının üstünde Tanrı dağının doruklarında tuttukları zamanlar.
Tanrı Dağının eteklerinde Türküler söylüyorlar...
Kirlenmeyen bir zamanda tanıdım ben onları. Allah uzun ömürler versin içlerinde hayatta olanlar var. Kimsenin onlara dil uzatamadığı ve kimseye dil uzatmadıkları zamanlar. Kimse dil uzatmadı ve kimseye dil uzatmadılar. İyi ki tanımışım onları vefat edenler ve hayatta olanlar. Bir kısmı doru bir atın terkisinde koyup gitti bizi. Biliyorum Tanrı Dağının eteklerinde o gür sesleriyle Türküler söylüyorlar.Şimdi Meraklardayım,
Bu tezgah kuranlar, iftira atanlar, çamur atanlar, yaltaklananlar, Koltuk için namusa dil uzatanlar, Koltuk uğruna namussuzluğa sessiz kalanlar, tarafsızım diyenler, bu rezil kepaze adamlar, utanmadan "Ülkücü" kelimesini ağızlarına alanlar, yüreklerinde değil ağızlarında sakız yapanlar, bunlar o zamanlar yoktular. İyi ki de yoktular. Bunlar hangi çukurdan çıktı da o tertemiz maziyi kirletmeye namzet oldular. Kim bunlar?Necati Gültepe Kimdir?
1951 yılında Erzincan'da doğan Necati Gültepe, İlk ve orta eğitimini Erzincan'da tamamladı. 1975 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun olan Gültepe, 1971'de İstanbul İl Halk Kütüphanesi'nde devlet memurluğuna başladı. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde uzman olan Necati Gültepe,İstanbul Vakıflar Bölge Kültür ve Arşiv Müdürlüğü yaptı ve 1990 yılında Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı'na atandı. Bu kurumda Genel Müdür Yardımcılığında bulundu.Muhtelif süreli yayınlarda neşredilen bir çok araştırmaları olan Necati Gültepe'nin eserleri şöyle:1.Ebussuud2.Osmanlı Fermanları
3.Osmanlı Devleti ile Kafkasya-Türkistan-Kınm Hanlıkları Arasındaki Münasebetler
4.Azerbaycan ile Osmanlı Devleti Arasındaki Münasebetlere Dair Arşiv Vesikaları
5.Arşiv Belgelerine Göre Kafkasya ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi
6.Mührün Gücü
7.Türk Mitolojisi
8.Kızılelmanın İzinde