Yeni hükümetin kurulması dışında devlet meselelerinin tamamının rafa kaldırıldığı bu günlerde her girişimin MHP noktasında tıkandığını görüyoruz.
Ya da MHP kurmaylarının yeni hükümetin şekillenmesinde kendine biçtiği rolü görmek istemiyoruz.Bazen tersten okumak bakış açımızı değiştirebilir. Kendince yorumlarda bulunup MHP’nin hükümet kurma çalışmalarını kilitlediğini düşünenler de var MHP ne istiyor diye merak eden de.Meclis Başkanlığı seçimindeki tavrını hep beraber gördük. “Kırmızı çizgilerim var” derken konuya detay katmadığını düşünüyoruz ama MHP kendi tabanına yeterince açıklama yaptı sanıyorum.Gelişmeleri CHP yanlış okumuş olabilir mi?Seçimin akabinde Cumhurbaşkanın daveti üzerine içeriğini açıklamadığı görüşme sonrası Deniz Baykal başkanlığındaki meclis mi yoksa çatı aday diyerek yola çıkan iki partinin adayı olan Ekmelettin İhsanoğlu başkanlığındaki Meclis mi?CHP’nin kendi doğrularının peşinden gitmesi kendince ne kadar normal ise ve bu konuda ısrarında ne kadar haklı ise MHP de o kadar haklıdır. MHP takındığı tavırla meclis başkanlığını altın tepsi ile AKP’ye sunarken ne kadar hatalıysa CHP’de en az o kadar hatta daha fazla hatalıdır.Her yola gelen HDP ise çizgisizliği ile sadece “Şam şeytanlığı” yapmaktadır.Şimdi tersten okuyalım.AKP dışındaki partilerden herhangi birinin genel başkanı her şartta AKP ile koalisyon kurmaya hazır olduğunu söylediğinde AKP tarafından kabul edilmeyeceğini düşünen var mı?CHP tarafından yapılan -başbakanlığı da vermek dâhil- teklifi, MHP geri çeviriyor ise mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır.MHP en keskin çizgilerle PKK’nın siyasi ayağını yani HDP’yi yok sayıyorsa demokratik bir parti olduğu iddiasındaki HDP’ye yapılan bu hakarete(!) rağmen hala her türlü hükümet kurma çalışmasına açığım diyen HDP’nin bir planı vardır.Milletvekili yemin töreninden önce Milli Marşımızı söylemekten çekinen insanlarla, milletvekili yemin töreninde “Türk Milleti” yerine “Türkiye Milleti” diyen yılışık tiplerle nasıl bir ortaklık kurulabilir ki.En basit mesele ve meclise giriş anahtarı olan yemin töreninde bile edepsizliklerine tahammül edilemeyecek tiplerle hangi kritik karar için bir araya gelinebilir.CHP için söylenecek çok şey var aslında. Olmazsa olmazlarına baktığımızda MHP ile aynı çizgide ya da aynı paralelde olduğunu görebiliriz. Tek fark HDP’nin şirin görüntüsüne karşılık vermesidir.CHP’nin anlamak istemediği şey;Yeni hükümet kurulduğunda 13 yıllık AKP tahribatı ile uğraşmanın sadece dört bakan, hediye kol saati, ayakkabı kutuları ve bir acem veledi olmadığını bilmek lazım. Kapalı kapılar ardında pkk meselesi ile ilgili atılan imzaların bizi nereye götüreceğini bilmiyoruz. Bu gün kuzu gibi görünen her yola açık çek verenlerin itleşeceğini göz ardı etmemek gerekiyor. AKP ile kurulacak bir koalisyonda Mısır, Suriye politikalarının çok baş ağrıtacağını unutmamak lazım.Yerlerde sürünen Milli Eğitim politikası, dışına makyaj yapılarak halka yutturulan yanlış sağlık politikalarını, terör örgütleri ile sarmaş dolaş olan Mit teşkilatını düşünmek lazım.“Her şartta hükümet” demek sonu uçurum bir yoldur. Asgari müşterekleri sadece 13 yıllık AKP aymazlığına son vermek olan siyasi partiler çok kısa zamanda duvara toslamaya mahkûmdur.MHP’nin, Cumhurbaşkanının yasal çizgisine çekilmesi gibi utanç veren bir talebi var. Utanç verici diyorum çünkü cumhurbaşkanının her taşın altından çıkması ve yasal zemininde olmaması üçüncü sınıf ülkelerde bile yaşanacak bir durum değildir. Olsa olsa dikta rejimine has bir durumdur.Hükümet kurma çalışmaların tam bir karmaşa gibi göründüğü günlerde, Abdullah Gül’ün gerekirse taşın altına elini koymaktan bahsetmesi güzel ama o taşın altından da Recep Erdoğan’ın çıkma ihtimali yüzde yüzdür.Bayramdan sonra yeni hamleler ile sahnede olacak siyasi partilere kolaylıklar diliyorum.