Türkiye, yaşadığı coğrafî konumu itibariyle, dünyanın en önemli ve en zor yerlerinden birinde bulunmaktadır. Tarihi itibariyle hem dinler tarihi açısından hem de milletler tarihi açısından sürekli mücadelelerin olduğu bir coğrafyanın içinde yaşamaktadır. Yer altı ve yer üstü zenginlikleri açısından da dünyanın bütün devletlerinin gözünü diktiği bir yerde bulunmaktadır.
Bir yandan Arap dünyası, öte yandan Kafkaslar’da Ermenistan ile yaşanılan trajikomik gelişmeler, diğer taraftan yakın tarihimizin hasmı olan Yunanlılar, uzak tarihten itibaren mücadelelerle geçen İran, öte taraftan kurulduğu günden beri gözünü hep Anadolu coğrafyasına ve Akdeniz’e diken Rusya, yakın zaman içinde de İngiltere, ABD ve İsrail’in oyunlarıyla Suriye ve şimdiki Irak’ın kuzeyindeki yönetim, Arap Dünyası, Bulgaristan ve Kıbrıs Rum Kesimi… Yaşadığımız coğrafya, hem bereketli bir coğrafya hem de bir o kadar da çetin, yarınının neler getireceği belli olmayan bir uzun ince karanlık bir yola benzemektedir.