PKK militanları, yandaşları Doğu ve Güneydoğu illerini savaş alanına çeviriyor. Hendekler kazılıyor. Devletin işlerini yürütmekle görevli kurumların başındaki insanlar özerklik ilan ediyor.
Vatandaşların can güvenliği tamamen ortadan kalkmış durumda.
Asker, polis şehit ediliyor. Toplu katliamlar yapılıyor. PKK ve yandaş örgütler, Hükümetin tavizler üstüne tavizler verdiği dönemlerde Devletin tüm imkanlarını kullanarak yer altına döşedikleri bombaları ve mayınları patlatıyor.
Yollar kesiliyor, kimlik kontrolleri yapılıyor.Devlet görevlileri dağlara kaçırılıyor. PKK örgütü tarafından evler basılıyor, hesap soruluyor, yargılamalar yapılıyor ve infazlar gerçekleştiriliyor. Filhakika Devlet PKK’nın hakim olduğu bölgelere adımını atamıyor veya sessiz kalıyor. Daha sayabileceğimiz o kadar çok Devletimizi hiçe sayan durum var ki bunları anlatmakla bitiremeyiz.Siz kalmışsınız sıkıyönetime ‘hayır’ kampanyaları sıralıyorsunuz. Yahu insanlar ölüyor. Teröristler Devlete kafa tutuyor ve özerklik ilan ediliyor siz hala hangi kafayı taşıyorsunuz da sıkıyönetime hayır diyorsunuz?
Devletimiz uygun gördüğü şekilde güvenliği sağlamalıdır. Normal hiyerarşik düzende bu sağlanamıyorsa ve güvenlik kuvvetlerimiz kayıp veriyor ve vatandaşlarda bundan zarar görüyorsa elbette bir temizlik yapılmalıdır. Bunun için Bölgede ki vatandaşın can güvenliği sağlanana kadar, o bölgelerdeki bomba ve mayınlar, tuzak ve engeller ortadan kaldırılana kadar sıkı bir yönetim devam ettirilmelidir.HDP yürüyor. Rahmetli Demirel’in ifadesiyle yollar yürümekle aşılmaz; bırakın yürüsünler. Açlık grevine gideceğini söyleyerek tehditte bulunan bir takım devlete kafa tutanlarda var. Milletin çokta umurundaydı senin açlık grevin. Bir şehidimin ayağının altında ki toz dahi olamayan insanlar kendini nrerede görüyor, nasıl değerlendiriyor anlam vermek çok zor.Bazı aydınlar ve sanatçılar hop oturup hop kalkıyorlar; demokrasi, insan hakları falan filan… bunların hepsi boş laf. Can güvenliğimin olmadığı yerde, bombaların patladığı, güvenlik güçlerinin tarandığı yerde, suçsuz günahsız insanların katledildiği yerde, Vatanımızın bir parçasında özerklik ilan edildiği yerde siz neyin kafasını taşıyorsunuz.Bir çağrı yapmanız gerekiyorsa ve sıkıyorsa çıkın meydanlara, yürüyün terör bölgelerine doğru; PKK’ya ‘DURUN’deyin. Bölgedeki huzursuzluğu bozan devlet veya güvenlik güçleri değildir. Devlet o bölgelere huzur getirmek için sokaklarda, caddelerde sesizlik istiyor. Güven ve huzur ortamının sağlandığı taktirde en kısa zaman içinde her şeyin normale döneceğini sanıyorum.
İsa yardımcı
Vatandaşların can güvenliği tamamen ortadan kalkmış durumda.
Asker, polis şehit ediliyor. Toplu katliamlar yapılıyor. PKK ve yandaş örgütler, Hükümetin tavizler üstüne tavizler verdiği dönemlerde Devletin tüm imkanlarını kullanarak yer altına döşedikleri bombaları ve mayınları patlatıyor.
Yollar kesiliyor, kimlik kontrolleri yapılıyor.Devlet görevlileri dağlara kaçırılıyor. PKK örgütü tarafından evler basılıyor, hesap soruluyor, yargılamalar yapılıyor ve infazlar gerçekleştiriliyor. Filhakika Devlet PKK’nın hakim olduğu bölgelere adımını atamıyor veya sessiz kalıyor. Daha sayabileceğimiz o kadar çok Devletimizi hiçe sayan durum var ki bunları anlatmakla bitiremeyiz.Siz kalmışsınız sıkıyönetime ‘hayır’ kampanyaları sıralıyorsunuz. Yahu insanlar ölüyor. Teröristler Devlete kafa tutuyor ve özerklik ilan ediliyor siz hala hangi kafayı taşıyorsunuz da sıkıyönetime hayır diyorsunuz?
Devletimiz uygun gördüğü şekilde güvenliği sağlamalıdır. Normal hiyerarşik düzende bu sağlanamıyorsa ve güvenlik kuvvetlerimiz kayıp veriyor ve vatandaşlarda bundan zarar görüyorsa elbette bir temizlik yapılmalıdır. Bunun için Bölgede ki vatandaşın can güvenliği sağlanana kadar, o bölgelerdeki bomba ve mayınlar, tuzak ve engeller ortadan kaldırılana kadar sıkı bir yönetim devam ettirilmelidir.HDP yürüyor. Rahmetli Demirel’in ifadesiyle yollar yürümekle aşılmaz; bırakın yürüsünler. Açlık grevine gideceğini söyleyerek tehditte bulunan bir takım devlete kafa tutanlarda var. Milletin çokta umurundaydı senin açlık grevin. Bir şehidimin ayağının altında ki toz dahi olamayan insanlar kendini nrerede görüyor, nasıl değerlendiriyor anlam vermek çok zor.Bazı aydınlar ve sanatçılar hop oturup hop kalkıyorlar; demokrasi, insan hakları falan filan… bunların hepsi boş laf. Can güvenliğimin olmadığı yerde, bombaların patladığı, güvenlik güçlerinin tarandığı yerde, suçsuz günahsız insanların katledildiği yerde, Vatanımızın bir parçasında özerklik ilan edildiği yerde siz neyin kafasını taşıyorsunuz.Bir çağrı yapmanız gerekiyorsa ve sıkıyorsa çıkın meydanlara, yürüyün terör bölgelerine doğru; PKK’ya ‘DURUN’deyin. Bölgedeki huzursuzluğu bozan devlet veya güvenlik güçleri değildir. Devlet o bölgelere huzur getirmek için sokaklarda, caddelerde sesizlik istiyor. Güven ve huzur ortamının sağlandığı taktirde en kısa zaman içinde her şeyin normale döneceğini sanıyorum.
İsa yardımcı