Bir zamanlar Fethullah Gülen’in en yakınlarından biri olan Yeni Akit Yazar Latif Erdoğan, “Paralel Yapı” ensuplarının “seçimde sahtekarlık yapabilir!” diye uyarılarda bulundu.
‘Paralel Suç Örgütü’ olarak nitelendirdiği cemaatin özellikle bağımsızların seçime gireceği bölgelerde sandıklarda hileye başvuracağını belirten Latif Erdoğan dikkatli olunmasını ve kaybedecek bir şeyi kalmayan ‘Örgütün’ bu raddeden sonra her şeyi yapabileceğini yazdı.
Yazar Latif Erdoğan Ceemaat’in MHP’ye sızmaya başaramadığını söylüyor.
“…Halbuki Türkiye siyasi yelpazesinin güçlü bir iktidara ihtiyacı olduğu kadar güçlü bir muhalefete de ihtiyacı var. Bu ihtiyacın sol argümanlarla karşılanması ise artık imkansız. En azından ana muhalefetin sağ partilerden biriyle gerçekleşmesi zaruret. Bu konuma en yakın aday da mevcutlar arasında MHP görünüyor. Bu gerçek, paralel üst akıl tarafından da keşfedildiği içindir ki, AK Parti’nin karşısına MHP ile çıkma stratejisini uygulamayı düşünüyorlar. Ne ki, MHP bu yapıya karşı bütün kapılarını sürmelemiş bulunuyor. Bu sebeple de, MHP’yi sızma yoluyla ele geçirmeleri imkansız. Desteklerini meccani göstererek, taleplerini seçim sonrasına bırakacaklar. MHP’nin ana muhalefete geçmesini ben de yararlı görürüm; fakat işin ne başında ne ortasında ne de sonunda paralel örgütle hiçbir angajmana girilmemesi şartıyla..”
Latif Erdoğan’ın Cemaatle ilgili yazdıklarına bakılırsa Cemaat, AKP’nin gözünü korkutmuş. Bu kadar çekinmelerinin sebebi seçimlere yönelik AKP’nin formüllerini cemaatin bilmesi veya çözmüş olması mı?
Milliyetçi Hareket Partisi Latif Erdoğan’ın belirttiği üzere Cemaati ‘Parelel Devlet’ veya anlatıldığı gibi bir ‘örgüt’ veya ‘çete’ olarak mı görüyor?
MHP, Türkiye Cumhuriyetine, devletine, paralel olabilecek, yıkmaya veya zayıf düşürmeye yönelebilecek hiçbir örgüt veya cemaatle iş birliği içine girmeyeceği gibi, hiç birinin elinde oyuncakta olmayacaktır. Kaldı ki? MHP, cemaati söylendiği gibi bir örgüt veya paralel görmemektedir.
AKP'ye göre devletin bekasının teminatı olan Ülkücüler de "devlet içinde örgütlenmiş ve mücadele edilmesi gereken örgütlerden birisi"
Daha önceleri yaptıkları Çalışma kapsamında, devlet içindeki bütün cemaatler, “Paralel Devlet Yapılanması” olarak nitelendirilirken sadece aralarında fraksiyon farkı olduğu kaydedildi. Örneğin, Gülen Cemaati’nin adı PDY-PÖ olarak belirlenirken, İskenderpaşa cemaatine PDY-İÖ adı verildi. Yine bu çerçevede, devlet içinde yapılanan tüm cemaat tarzı birlikteliklerle topyekün mücadele edilmesi öngörüldü. Ve bu karar, MGK’nın bildirisinde “legal görünümlü illegal yapılarla mücadele” olarak kamuoyuna açıklandı.
Kırmızı Kitap’ta en son 2010 yılında değişiklik yapılmış ve bu değişiklik ile irtica ile mücadele kitaptan çıkarılmıştı. İrtica ile mücadele bu kez kitaba, “paralel devlet yapılanması” olarak girdiği iddia edilmişti.
Devlet içinde güçlü olan kadroları bulunan örgütlerle ilgili yapılan çalışmada, her iki gruba ait kişilerin sayısının fazla olduğu görüldü. Bunun üzerine, söz konusu gruplar da “Paralel Devlet Yapılanması” olarak kabul edildi. Yani, cemaatler, ülkücüler ve masonlar, “legal görünümlü illegal” yapılar olarak tek çatı altında toplanmış oldu.
Latif Erdoğan’ın Cemaatin seçime yönelik hileye başvuracağı sözü üzerine diyecek tek bir şey var: “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.”
Garabey/kapsamhaber
‘Paralel Suç Örgütü’ olarak nitelendirdiği cemaatin özellikle bağımsızların seçime gireceği bölgelerde sandıklarda hileye başvuracağını belirten Latif Erdoğan dikkatli olunmasını ve kaybedecek bir şeyi kalmayan ‘Örgütün’ bu raddeden sonra her şeyi yapabileceğini yazdı.
Yazar Latif Erdoğan Ceemaat’in MHP’ye sızmaya başaramadığını söylüyor.
“…Halbuki Türkiye siyasi yelpazesinin güçlü bir iktidara ihtiyacı olduğu kadar güçlü bir muhalefete de ihtiyacı var. Bu ihtiyacın sol argümanlarla karşılanması ise artık imkansız. En azından ana muhalefetin sağ partilerden biriyle gerçekleşmesi zaruret. Bu konuma en yakın aday da mevcutlar arasında MHP görünüyor. Bu gerçek, paralel üst akıl tarafından da keşfedildiği içindir ki, AK Parti’nin karşısına MHP ile çıkma stratejisini uygulamayı düşünüyorlar. Ne ki, MHP bu yapıya karşı bütün kapılarını sürmelemiş bulunuyor. Bu sebeple de, MHP’yi sızma yoluyla ele geçirmeleri imkansız. Desteklerini meccani göstererek, taleplerini seçim sonrasına bırakacaklar. MHP’nin ana muhalefete geçmesini ben de yararlı görürüm; fakat işin ne başında ne ortasında ne de sonunda paralel örgütle hiçbir angajmana girilmemesi şartıyla..”
Latif Erdoğan’ın Cemaatle ilgili yazdıklarına bakılırsa Cemaat, AKP’nin gözünü korkutmuş. Bu kadar çekinmelerinin sebebi seçimlere yönelik AKP’nin formüllerini cemaatin bilmesi veya çözmüş olması mı?
Milliyetçi Hareket Partisi Latif Erdoğan’ın belirttiği üzere Cemaati ‘Parelel Devlet’ veya anlatıldığı gibi bir ‘örgüt’ veya ‘çete’ olarak mı görüyor?
MHP, Türkiye Cumhuriyetine, devletine, paralel olabilecek, yıkmaya veya zayıf düşürmeye yönelebilecek hiçbir örgüt veya cemaatle iş birliği içine girmeyeceği gibi, hiç birinin elinde oyuncakta olmayacaktır. Kaldı ki? MHP, cemaati söylendiği gibi bir örgüt veya paralel görmemektedir.
AKP'ye göre devletin bekasının teminatı olan Ülkücüler de "devlet içinde örgütlenmiş ve mücadele edilmesi gereken örgütlerden birisi"
Daha önceleri yaptıkları Çalışma kapsamında, devlet içindeki bütün cemaatler, “Paralel Devlet Yapılanması” olarak nitelendirilirken sadece aralarında fraksiyon farkı olduğu kaydedildi. Örneğin, Gülen Cemaati’nin adı PDY-PÖ olarak belirlenirken, İskenderpaşa cemaatine PDY-İÖ adı verildi. Yine bu çerçevede, devlet içinde yapılanan tüm cemaat tarzı birlikteliklerle topyekün mücadele edilmesi öngörüldü. Ve bu karar, MGK’nın bildirisinde “legal görünümlü illegal yapılarla mücadele” olarak kamuoyuna açıklandı.
Kırmızı Kitap’ta en son 2010 yılında değişiklik yapılmış ve bu değişiklik ile irtica ile mücadele kitaptan çıkarılmıştı. İrtica ile mücadele bu kez kitaba, “paralel devlet yapılanması” olarak girdiği iddia edilmişti.
Devlet içinde güçlü olan kadroları bulunan örgütlerle ilgili yapılan çalışmada, her iki gruba ait kişilerin sayısının fazla olduğu görüldü. Bunun üzerine, söz konusu gruplar da “Paralel Devlet Yapılanması” olarak kabul edildi. Yani, cemaatler, ülkücüler ve masonlar, “legal görünümlü illegal” yapılar olarak tek çatı altında toplanmış oldu.
Latif Erdoğan’ın Cemaatin seçime yönelik hileye başvuracağı sözü üzerine diyecek tek bir şey var: “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.”
Garabey/kapsamhaber