Soykırım bir insanlık suçudur. Ancak "Soykırım nedir?" sorusunun cevabı her ne kadar net olsa da hala tartışılmaktadır.Soykırım, tarihinin en ciddi ve en kompleks konularından birisi olmaya bugünde devam ediyor.
SOYKIRIM NEDİR?
Soykırım en genel kapsamıyla, Bir ırkın, bir etnik grubun sistemli bir şekilde yok edilmesini ifade eder. Hukuki olarak soykırım,
Nazi Almanyası'nın Yahudilere karşı yürüttüğü yok etme kampanyalarına duyulan tepkinin somut bir ifadesi olarak, 1948'de Rapheal Lemkin'in önerisiyle Birleşmiş Milletler Soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması sözleşmesi ile hukuki olarak değerlendirmeye alınmıştır.soykırımın ikinci maddesinde kapsamı,
'ulusal, ırksal, etnik ve dini bir gruba mensup kişileri, sırf o gruba mensup oldukları için yok etme niyetiyle yapılan eylemler' olarak ifade edilmiştir.
Türkiye bu sözleşmeye 1950 yılında taraf olmuştur. Horowitz'e göre, soykırım, bir devletin veya bürokratik bir devletin suçsuz insanları örgütlü ve sistematik bir şekilde yok etmesidir. Ancak, pek çok insanın ölümüyle sonuçlanan tüm katliamlar, soykırım demek değildir.Soykırım dendiği zaman aklımıza gelenlere yüzeysel olarak bakıldığında,
Nazilerin, Yahudilere karşı 5-6 milyon Yahudinin katliamı 3 milyondan fazla
Sovyet savaş tutsağının yok edilmesi, birer milyondan fazla Polonya ve Yugoslavya sivil halkının öldürülmesi, 200.bin civarında
Çingene ve 70.000 özürlü insanın öldürülmesi soykırım olarak görülmüştür.Diğer yandan Birleşmiş Milletler'in sözleşmesi olmasına rağmen soykırım olarak görülen, Fransızlar 1954-1962 yılları arasında Cezayir'de en az 1 milyon Cezayirliyi katledilmesi, 1965-1966 yıllarında
Endonezya ordusunun bir milyon komünisti ve ailelerini öldürmesi, 1975-1979 yılları arasında
Kamboçya'da Kızıl Kmerlerin 1.7 milyon Kamboçyalı'yı katletmesi, 1994'de Ruanda'da 500.000
Tutsi, Hutular tarafından öldürülmesi ve
1991'den sonra Bosna-Hersek ile Kosova'da binlerce Müslüman Sırpların vahşetine maruz kalması birer soykırım olarak değerlendirilmiştir.Birleşmiş Milletler, 1948’de Soykırım Suçunu Önleme ve Cezalandırma Anlaşması’nda soykırımı resmen bir uluslararası insanlık suçu olarak tanımıştır. “millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubu kısmen veya tamamen imha maksadıyla” işlenen eylemler soykırım unsuru sayılmıştır: İşte bu anlaşmanın 5 beş kategorisi şöyle:
- Gruba mensup olanların öldürülmesi
- Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi
- Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarını kastten değiştirmek
- Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak
- Gruba mensup çocukların zorla bir başka gruba nakletmek
Ermeni Meselesi
Ermeni Meselesi’nde Türkiye'nin soykırım yaptığını yazan çizenler yurt dışında bunun propogandasını yapanlar doğruları saptırmakta Türkiye'ye lekelemeye çalışmaktadır. Gerçekler çok açık bir şekilde ortada iken uluslararası platformlarda Türkiye'ye karşı karalama kampanyasının yürütülmesi Türk düşmanlığından başka bir şey değildir.
Peki, 1915’te neden binlerce Ermeni ve Türk öldü?
1915 tarihinde Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeniler, Taşnak ve Hıncak adlı çeteler oluşturdular. Doğu Anadolu’daki Türk köylerini bastılar. Türk köylerinde yaşayan Türkleri katlettiler. Ermeni isyancıların hedefi 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ve Almanlara karşı savaşan İngiliz, Fransız, Arap ve Rus askerlerine yardım etmekti. Ruslar ve Fransızlar Ermenileri, Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine “Büyük Ermenistan” adlı bir devlet kuracaklarının vaadini vermişti.İşte bundan dolayı Ermeniler osmanlıya karşı ayaklanarak bir çoğu Türk ve Kürt olmak üzere 523.000 Osmanlı vatandaşını katletmiştir.osmanlılar özellikle Talat Paşa bu olayların durmasını istiyordu. Doğu Anadolu’daki Ermenileri Osmanlının vilayeti olan Suriye’ye tehcir etme kararı verdi. Diğer taraftan Osmanlılar Doğu Anadolu’daki Sarıkamış’ta Ruslara karşı savaşıyordu. Suriye’ye düzenlenen Ermeni tehciri düzenli şekilde gerçekleşmesi mümkün olmadı.Yorgunluk, hastalık, sıcaklık ve açlık nedeniyle ermenilerin bir çoğu ölmüştü. Ölen ermeni sayısı abertıldığı gibi değildi Bazı insanlar 1.5 ve 2 milyon arasında Ermeni öldüğünü iddia etse de Zaten 1914’te (yani bu olaylardan tam bir yıl önce) Osmanlı nufüs idaresine göre yaklaşık 1.3 milyon Osmanlı vatandaşı ermeni vardı. Ancak, Justin McCarthy, Bernard Lewis ve Andrew Mango gibi ünlü tarihçilerin “Birinci Dünya Savaşı’nda (yani Ermeni tehciri dahil) en fazla 300.000 Ermeni ölmüştür” sözleri gerçeğe yakındır.Osmanlı tarafından Ermeniler içen Bir katliam veya soykırım emri olmamıştır. öyle olsaydı Osmanlılar diğer vilayetlerde yaşayan Ermenilere karşı da aynı uygulamaları yapardı.Türkiye 'de hala 100.000 Ermeni kökenli Türk vatandaşı yaşamaktadır.Ermenilerin dini lideri (Ermeni Patriği) bile 1453’ten beri İstanbul’da oturmaktadır.Ermeni Patriği’nin Türkiye’de yüzden fazla Ermeni kilise ve okulu vardır. Bunun dışında Osmanlı döneminde 29 paşa, 22 bakan, 33 milletvekili, 7 büyükelçi, 11 başkonsolos Ermeni yüksek devlet görevlerinde bulundu.
Türklerin Ermenilere karşı katliam gibi insanlık dışı bir suçu işlemediği gibi her zaman Ermenilerin huzur içinde yaşamaları için ellerinden geleni yapmış ve hatta devletin en yüksek organlarında da çalışmalarını da sağlamıştır.Birinci Dünya Savaşı’nda Doğu Anadolu’da Doğu Cephe’de Ruslara yardım eden ve 523.000 Osmanlı’yı katleden Ermeni isyancı Taşnak ve Hıncak üyelerini bile katletmeyen Osmanlılar, onları sadece Suriye’ye tehcir etmiştir. Herşeye rağmen daha yakın bir tarihte ermeni çeteleri boş durmamış,1973 yılında ASALA terör örgütü kurup yüzden fazla Türk elçisi oldürmüştür.Ahmet Cevat: “Çırpınırdın Karadeniz / Bakıp Türk’ün bayrağına / Ah ölmeden bir görseydim / Düşebilsem toprağına’’ şiirinin şairi Kafkas ordusunun Bakü’ye girişi, Azerbaycan Türklüğünü Ermeni ve Rus soykırımlarından kurtarması üzerine yazılmıştır.Genel olarak bakıldığında, Türkler tarih sahnesine çıktıkları ilk dönemlerden bu yana hep soykırımlara, kıyımlara ve katliamlara uğradı. Soykırım, katliam, işkence ve sürgünlerin katlanarak çoğaldı. Soykırım, Türklerin iliklerine, kemiklerine, hücrelerine kadar işlemiştir.
Türklerin, Batı’da Viyana, Doğu’da ise Kafkaslardan çekilmeye başladığı dönemden itibaren,her bölgede sürgün, katliam ve soykırımlara uğradığı açık bir şekilde ortada bulunmaktadır. Viyana’da, Mora’da, Tripoliçe’de, Kırım’da, Hocalı’da, Doğu Türkistan’da, Kerkük’te kıyımlara uğrayan hep Müslüman Türklerdir. Son ikiyüzyıllık tarihe bakıldığında bu çok açık olarak görülmektedir.20. yüzyılda dünyada 170 milyon insan katledildi. Katledilen bu insan nüfusunun nüfusunun 110 milyonu yani üçte ikisi Komünist rejimin kurbanları olarak tespit edildi. 110 milyon insanın üçte ikisi yani 60 milyondan fazlası Türktür. Türkistan’da hemen hemen her evde birinci derece bir yakınını bu yüzyıl içerisindeki trajedilere kurban veren Türk soylu birine rastlayabilirsiniz. Zaten Türklere yapılan soykırımlar, kıyımlar, asimilasyon çalışmaları bugünde dünyanın gözü önündedevam etmektedir. Uyguristan’da, Kırım’da, Azerbaycan’da, Ortadoğu’da Türk kıyımı, kırımı ve asimilasyon çalışmaları olanca şiddeti ile devam ediyor.