Bu gün tüm yazdığım yazılardan çok farklı delice bir yazı yazmayı kafama koydum..
Halkımızda bir panik var, evlerimize 65 yaş demeden neredeyse hepimiz kapatıldık. Anne ve babamıza 3 metre öteden istediği ekmeği veriyoruz. Gözümüz aydın. Nur topu gibi bir çocuğumuz olmuş gibiyiz. Mutlumuyuz acaba !!
Televizyonlarda düzinelerce konuk boy boy rol keserek zaten kroke olmuş halkımızı yay gibi gererek senaryodan senaryoya sokuyorlar. Sanki etüt merkezindeyiz.
Seçmece senaryo bunlar :
* Derin devlet..
* Bu arada corona türküsü çıkmış. Aşık ozan Gülden..
* Abdullah Çiftçi efendi A.B.D savaşa hazırlanıyormuş. Hedefte Türkiye ve İran var diyor..
* Davula tokmağı bir öyle bir böyle vuran Fatih Portakal açmış ağzını yummuş gözünü "Böyle devlet yönetilmez" diye..
* O da ne? Alibeyköy'de coronadan 32 cenazenin kaldırıldığı iddia ediliyormuş !!
Uzuyor gidiyor; yaz yaz bitmiyor. Nereden buluyorlar bu kadar senaryoyu merak ettim.
Gülümsemek istiyorum Dünya'ya ruhum sıkıldı.
Tembihler de ardı ardına geliyor:
* Belediye otobüsüne binme!
* Asansöre binme!
* Eldiven, maske tak!
* Çarşıya gitme, sokağa çıkma!
* Yaşamak istiyorum. Gelince üstünü çıkart, duşunu al!!
Ne oluyoruz ya resmen depresyona girdik...
Birde ne göreyim. 100 milyarlık paketle biz halka yardım yerine sabır dileyen sayın devlet başkanımız 7 maaşını bağış yapmış! Evlerde hapis gibi yaşayan, işini kaybetmiş halkımıza yardım edilmesi gerekirken halktan bağış yapması isteniyor! İyide sayin devlet başkanım benim maaşım öyle olsa birini bir sene yerim 6 sını yeminle seve seve bağış yaparım !!
Sanki bir rüyada gibiyim. Acaba kıyamet koptuda bizmi uyuyoruz!
Şu Abdullah Çiftçi denen adam bizi bıktırdı. "O özgürlük heykeli yıkılacak, şeytanın bilmem neyi dikilecek, kuklanın alnında 666 yazılıymış.... Bıktırdı bizleri senaryolarıyla.
Siz hiç 4 saniye ile hayata tutundunuz mu? Ben onu tam iki kez yaşadim işte. İnanın halkımızı depresyona soktular!
Diyeceksiniz ki corona enfeksiyonunu hafife mi alıyorsun?
Hayır hafife almıyorum. İşin ciddiyetinin farkındayım. İki yazımı da corona üstüne yazdım. Ama toplum bu kadar da gerilmemeli...
Yüce Rabbim Dünya'da iken bana varlık içinde yokluğu, hiçliği öğretti. Yani ölümden korkmuyorum. En azından yüce Rabbim bana sorarsa "Kulum bana ne getirdin diye" derse "sana sevgini getirdim" diye göğsümü gere gere söylerim. Onu tüm varidat ve ihtişamlarıyla başı gökte olup, gururjndan bir selamı almıyanlar, söyleyemiyecekler düşünsün diyorum !! ....
Bize ait milli ve dini değerlerimizden ne kaldı bir düşünelim. Onu bunu hayranlıkla algı yaratıp övmeyelim. Aklımız varsa geleceğimiz çocuklarımızı egitelim, okutalım..
Hiç bir kimse Türk milletinden daha büyük değildir. Halkımı ve topraklarımızı seviyorum.
Saygılarımla