Şu internet dedikleri şey öyle menem bir şey ki yerinde kullandığınızda insana çağ atlatıp ufkunu açıyor. Ama cahil cühela kişilerin internete yükledikleri bilgiler de insanı zıvanadan çıkartıyor.
Yazımın başlığını okuduğunuzda hayvancılıkla internetin ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim. Alakası var efendim. ben veteriner teknisyeniyim. İki yıldır büyük baş, küçük baş ve kanatlı çiftliklerine gidip çalışmaları yerinde izlemekteyim. Bu arada unuttuğum bilgileri de yerinde görüp, izleyip, çalışmalar yaparak tazeleme fırsatını bulmuş oldum.
Bu ülke bizim
Hayvancılıkla ilgili tuttuğum notları, aksaklıkları devletimizin ilgili makamlarına iletmeye devam edeceğim. Belki yazdıklarım ağır kaçabilir ki zaman zaman bana bakışlariyla yada sözlü olarakda olsa duygu ve düşüncelerini ifade etmekteler... İyi de bu ülke bizim. Eğer tarım ve hayvancılığımız güçlü olsaydı bu ekonimik krizler sert olmazdı. Belki abartıyorsun diyenleriniz olabilir. Buyurun tespitlerimi tartışmaya açayım.
Sizde araştırın haklı mıyım, haksız mıyım sizde görün.
Konya Kadar Olan Hollanda'nın Hayvancılığını Düşünün
1. Ülkemizde hayvancılığı bilen de bilmeyen de yapmaya soyunmuş durumda. Bu çok güzel bir şey. Ancak babadan kalma usülle hayvancılık yapmaya çalışmaktalar. Bilimsel verilere, hayvan popülasyonuna kimsenin itibar ettiği yok. Duyum ve rivayetlerle hayvancılık yapılmaz. Hayvancılık yapacak, çiftlik kuracak kişiler eğitimden geçirildikten sonra izin verilmelidir. Yüz ölçümü Konya kadar olan Hollanda'nın hayvancılık örneği bizi düşündürmelidir.
2. Kimsenin veteriner hekim yada veteriner sağlık teknisyenine itibar ettikleri yok. Ne zaman ki hayvan ölüm döşeğine düşünce veteriner hekim ve veteriner sağlık teknisyeni akıllarına geliyor. O zamanda ölümün suçlusu ilan ediliyorlar.
3. Önüne gelen yem rasyonu hazırlıyor. Çok yem vermek süt verimini artırmaz. Düzensiz yem geçişleri ayak hastalıklarını artırıp süt ve hayvanın canlı beden ağırlığı kaybına neden oluyor.
4. Ülkemizde veteriner hekim ve veteriner sağlık teknisyeni enflasyonu var. Bu kadar fakülte ve okulun açılmasi mesleğin kalitesini düşürüyor. Ayrıca tüm eğitim müfredatları yenilenmeli, eğitimde pratiğe önem verilmeli, ezbercilik terk edilmelidir.
5. İnternetde o kadar bilgi kirliliği var ki onu okuyan veteriner hekimi ve veteriner sağlık teknisyenini adeta imtihan etmeye çalışıyor. Madem bu işi çok biliyorlarlarsa, internetden öğrenmek yetiyorsa devlet küllen herkesi imtihan etsin olmuşken herkese veteriner hekim ve veteriner sağlık teknisyeni diploması verilsin bu iş olsun bitsin. İnanın hayvandan insana bulaşan hastalık olmadığını bana saatlerce ispat etmeye çalışan boş kafalı hayvan sahipleri ile karşılaştım.
6. Çoğu çiftliklerde veteriner hekim ve veteriner sağlık teknisyeni dahi yok. Ya da ciftlik sahiplerinin ben bilirim davranışlarından dolayı kalmak istemiyorlar. Önüne gelen eline enjektör alıp tedavi yapmaktalar. Hastalık teşhisini de kendileri koymaktalar.
7. Hayvancılıkla ilgili ülkemizin geleceğini ilgilendiren kararları hayvancılıktan fazla anlamayanlar tarafından alınmakta olduğuna iyice inanmaya başladım. Mesela büyükşehir belediye kanunları resmen hayvancılığı baltalamak için yürürlüğe konulmuş gibi. Köyler mahalle olunca köylü kümes bile yapamaz duruma düştü. Meralar imara açıldı. Fabrika alanına dönüştü. Mera ıslahı yapılmaz oldu. Hayvancılık dar bir alanda yapılmaya başlandı. Yani bu uygulamalar anlaşılır gibi değil. Bu uygulamalarla resmen kendi kalemize gol atıyoruz. Diğer taraftan yaylacılıkta bitti. İnsanlar yaylalarda üretip şehirde satarlardı.
Şimdi insanlar üretmeden hazır tüketime başladılar. Sorunlar uzayıp gidiyor. Bu gidişin iyi bir gidiş olmadığı aşikardır. Eğer yetkililer kısa zamanda bir şeyler yapmazsa hayvancılıkta bu günümüzü de arayacağımız kanısındayım. Umarım yetkililer basiretli davranır gerekli girişimleri yaparlar. Yoksa bizi daha zor günler bekliyor.