Suyun olduğu her yerde üreyebilen lejyoner hastalığı, yaz aylarında klimalar ve suyla çalışan sistemlerde ciddi bir sağlık riski oluşturuyor. Uzmanlar, klima bakımının ihmal edilmemesi ve hijyene dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.
Her Yerde Bulunan Tehlike: Lejyoner Hastalığı Nedir?
Lejyoner hastalığı, özellikle yaz aylarında görülme sıklığı artan, temel olarak akciğerleri etkileyen bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalığın nedeni olan Legionella bakterisi, toprakta ve doğal sularda yaygın olarak bulunabiliyor. Ancak asıl tehlike; banyolar, havuzlar, saunalar, hamamlar, klimalar, jakuziler gibi suyla çalışan soğutma ve ısıtma sistemlerinde bakteri üremesinin çok hızlı gerçekleşebilmesidir.
Gastroenteroloji ve Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer’in verdiği bilgilere göre, lejyoner hastalığı, suyun bulunduğu ve bakımının yeterli yapılmadığı sistemlerde, 25-55 derece arasındaki sıcaklıklarda daha hızlı ürüyor. Özellikle klima kullanılan ortamlarda hijyen eksikliği, bakterinin havaya karışarak solunum yoluyla bulaşmasına neden olabiliyor.
Kimler Daha Fazla Risk Altında?
Lejyoner hastalığı herkesi tehdit etse de bazı gruplar daha yüksek risk altında bulunuyor. Özellikle 50 yaş üzerindekiler, sigara kullananlar, KOAH ve amfizem gibi kronik akciğer hastalığı olanlar, böbrek ve akciğer yetmezliği bulunanlar, kanser tedavisi görenler veya uzun süre kortizon kullanan hastalar daha hassas bir grubu oluşturuyor. Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Özellikle kronik hastalığı olanlar ve ileri yaştakiler, sindirim sistemiyle ilgili bulantı, kusma, ishal gibi belirtiler gösterenler önlemlerini artırmalı” uyarısında bulunuyor.
Belirtiler Neler, Tanı Nasıl Konuluyor?
Lejyoner hastalığı genellikle yüksek ateş, kas ve baş ağrısı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, ishal, bulantı ve kusma gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Hastalığın kuluçka süresi genellikle 2 ila 10 gün arasında değişiyor. Hastalık ilk başta üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlasa da, alt solunum yoluna indiğinde şikayetler ağırlaşabiliyor ve bazen ölümcül zatürreye dönüşebiliyor.
Tanıda ise kan tahlili, idrar tahlili, balgam kültürü, akciğer röntgeni ve tomografisi gibi yöntemler kullanılıyor. Özellikle hızlı ve erken müdahale hayat kurtarıcı olabiliyor.
Klima ve Su Sistemlerinde Hijyen Hayati Öneme Sahip
Uzmanlar, lejyoner hastalığına karşı en önemli korunma yönteminin klima, jakuzi, havuz, hamam gibi suyla çalışan sistemlerin düzenli olarak bakımdan geçirilmesi ve hijyenik tutulması olduğunu vurguluyor. Klimanın bakımı ihmal edildiğinde, su birikintilerinde üreyen Legionella bakterisi havaya karışarak kolaylıkla solunabiliyor.
Sıhhi tesisatlarda temizlik sıklığının artırılması, yaz aylarında özellikle klima filtrelerinin düzenli olarak temizlenmesi ve bakımının yaptırılması enfeksiyonun yayılmasını engellemek açısından büyük önem taşıyor.
Erken Müdahale Hayat Kurtarıyor
Hastalığın bakteri vücuda girdikten sonra genellikle 2-10 gün içinde ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Erken tanı konulmadığında ya da müdahale edilmediğinde ölüm kaçınılmaz olabilir. Lejyoner hastalığı hafif ateşli bir hastalık gibi başlasa da, ilerleyen dönemde ölümcül zatürreye neden olabilen ağır bir enfeksiyona dönüşebilir” diyor.
Ayrıca, bu hastalığın yayılmasını önlemede toplumsal farkındalığın artmasının, özellikle toplu kullanılan alanlarda (otel, havuz, hamam, spor salonları gibi) hijyen uygulamalarının aksatılmamasının büyük rolü var.
Aşı Yok, Temizlik ve Bakım Şart
Lejyoner hastalığına karşı henüz bir aşı bulunmadığı için, korunmanın en etkili yolu kişisel ve toplu hijyen önlemlerine titizlikle uymak. Su tesisatlarının, klimaların, havuzların ve benzeri sistemlerin bakımı asla ihmal edilmemeli, özellikle sıcak yaz aylarında klima bakımlarına ekstra özen gösterilmeli.
Özellikle yaz aylarında daha sık rastlanan lejyoner hastalığından korunmak için klimalar ve suyla çalışan sistemlerde düzenli bakım ve temizlik yaptırmak, hastalığın önüne geçmede en etkili adım olarak öne çıkıyor. Özellikle risk grubunda bulunanların belirtiler konusunda dikkatli olması ve en ufak bir şüphede vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurması hayati önem taşıyor.
haber: Kapsamhaber