Tilkiler, ormanda ne varsa yemiş bitirmişti. Bir süre sonra acıkmışlar ama ormanda yiyecek hiçbir şey yokmuş. Yaşlı bir tilki yiyecek bulmak için bir kurnazlık düşündü. Doğruca filin yanına gitti.
“Bizim bir kralımız vardı,” dedi. “Bunadı, şımardı, bizden olmayacak şeyler istemeye başladı. Biz de kendimize yeni bir kral seçmeye karar verdik. Arkadaşlarım bu iş için sizi uygun buldular. Beni de elçi olarak yolladılar. Ne dersiniz, Kralımız olur musunuz? Eğer olursanız bir dediğinizi iki etmez, buyruklarınızı can baş üzere yerine getiririz. İyi bir yaşam da sağlarız sana. Haydi, memleketimize buyurun.”
Fil bu teklifi kabul etti. Yola koyuldular. Tilki fili bataklığa sürükledi. Fil çok geçmeden boğazına kadar çamura battı. Fil bataklığa saplanınca tilki ona dönerek:
“Kralım, ne yapmamı istersiniz” diye sordu.
“Beni buradan çıkarmanı emrediyorum.” dedi.
Tilki gülerek:
“Hortumunla kuyruğuma yapış, ben seni hemen çekip çıkarırım.” dedi.
Fil:
Kuyruğunla beni bataklıktan çekip çıkarabileceğini mi sanıyorsun?” diye sordu.
Tilki cevap olarak:
Öyleyse neden olmayacak bir şey istiyorsunuz benden?” dedi. “Ben size demedim miydi, bundan önceki kralımızda hep olmayacak şeyler istediği için kovduk diye?”
Yukarıdaki masalı ben anlatmıyorum, Tolstoy’a aittir. Söyledikleri her lidere ve yerel seçimler öncesinde her lider adayına ders olacak niteliktedir. Türk siyasi tarihinin hemen hemen her döneminde karşılaştığımız, sıradan sayılabilecek bir hadise. Sadece bizim değil dünya siyasi tarihinde de bolca örneklendirilebilecek bir hadisedir. Lider, peşinde ezici bir çoğunluk görür, ülkenin dinamiklerini bazen gönüllü bazen zorla arkasına alır. Hızlı yükseliş baş döndürücü olur. Sonra acı son görünür. Panik başlar. Yakın çevresi ve devamında kendisi ile çelişir. Destekleyen ezici çoğunluğun, bazen fert fert bazen fevc fevc arkasından ayrıldığını görür.
Çok hızlı çıktığı basamaklardan dolayı şizofren bir kişilik olur. Kendisine güven veren, arkandayız mesajı verenlerin “bu iş seninle olmuyor” sözü çılgına çevirir.
Çok acıdır ki başbakan bugün son kozlarını oynuyor. Bugün bozmaya çalıştığı oyunun bir zamanlar başkahramanı olduğunu bilmek onu yıpratıyor.
Bu saatten sonra ne olur derseniz, ya partinin başında kalır ilk seçimlerde büyük bir oy kaybına uğrar, muhalefet partisi olarak hayatına devam eder ya da parti içerisinde başka birine görevi teslim ederek inzivaya çekilir. Kanaatim odur ki, partiyi başka bir ele Bülent’ten aldığını başka bir Bülent’e teslim edecek. Bekleyelim görelim.
Verimli topraklarda, kaliteli tohumlar kullanmak gerekiyor. Hasat edilen mahsul uygun değirmenlerde işlenmeli, yoğrulmalı. Hamur mayalanmak için bekletilmeli, doğru ısıda doğru sürede pişirilmeli. Bu ekmek için de insan için de böyle. Allah, yönetme kabiliyeti olan, vatan ve millet için canını vermeye hazır liderlerle yola devam etmeyi nasip etsin, satılmış kula köle olacak ucubelerden korusun.