Cumhuriyet, bugüne kadar; bir sülâlenin, bir boyun, bir kavmin veya maddî veya mânevî bir takım kabûlleri barındırıp vasıta yapan tahakkümcü zümrelerin değil, " cumhûr"un, kendi kendisini idâresi olarak tarif bulmuştur.
Pek çok yerde; millet tarafından seçilen meclise (parlamentoya) dayanan, ve başında, cumhurbaşkanının bulunduğu siyâsî bir sistem olarak da îzâh edilmiştir.
Dünyâdaki umûmî uygulamalara baktığımızda görürüz ki; herkesin bu kelimeden yâni "cumhuriyet"ten anladığı ve anladığını tatbiki çok farklıdır. Şöyle ki: YAZININ DEVAMI