M.Halistin Kukul
Eğer; Türk Milleti’nin haklarını kimse ihlâl etmez; bu haklara, kimse,
saldırıda/hücûmda/ tecâvûzde bulunmaz; onu, kendinden aşağıda görmez ve ona saygıyla yaklaşır ise, Türk Milleti, hiç kimsenin zerresine dokunmaz. Türk’ün temel mizacı, mayası, ruh kökü budur. Ammâ... Şunu unutmamak gerekir ki, -çünkü, bilhassâ hıristiyan Batı bunu unutmamıştır ve ben de bunu bir kin/intikam kastıyla söylemiyorum, sâdece uyarmak ve tedbirli olmak maksadıyla ifade etmek istiyorum- Batı(lı), Türk’le, bin beş yüz senelik bir mâzînin hesaplaşmasını yapıyor.
Eğer; Türk Milleti’nin haklarını kimse ihlâl etmez; bu haklara, kimse,
saldırıda/hücûmda/ tecâvûzde bulunmaz; onu, kendinden aşağıda görmez ve ona saygıyla yaklaşır ise, Türk Milleti, hiç kimsenin zerresine dokunmaz. Türk’ün temel mizacı, mayası, ruh kökü budur. Ammâ...
Nereye göz atıp temaşâ etsek, Batılı’nın, Atillâ’dan beri, aynı hislerinin terennümüyle karşılaşıyoruz ki, bu vasıf yâni devamlı bir “ intikam hırsı”, onların, umûmî olarak “ içte/şuûraltında saklı”, fakat zaman zaman- ammâ gayrı ihtiyari- dışa vurulmaktadır.
Bu durum, biz Türkler’de asla yoktur, asla da mevcut olamaz. Çünkü Türk, târihinin hiçbir döneminde kindâr ve içten pazarlıklı değildir.
Bu sebepledir ki, “ unutmamak” fiilini kullanışım, sâdece “ tedbir” için gelecek nesillerin “ uyanık bulunmaları”nın zarûretini beyan maksadıyladır.
Ve yine, tarih göstermiştir ki, Türk,nefret edilecek değil, başlara taç yapılması gereken, merhametli bir milletin adı olduğu gibi, zâlimlerin de amansız düşmanıdır... DEVAMI