Seni, aylardan beri zâten unutmadık!.. Dediler ki, bu görünmez belâ, aranızda dolaşır, sakın ona bulaşmayın... O, size değil; siz, ona bulaşmayacaksınız!.. Doğrusu bu!..
Dediler ki, fizikî mesâfeniz olacak; dediler ki, maske takacaksınız ve dediler ki, ellerinizi de iyice yıkayacaksınız!..
Sanki, bunları yapmak, eskiden meşrû idi!..
Sokak sokak değil, burnunuzun ucunda bir şarhoş kaatil dolaşıyor...kollayın kendinizi!..
Kime söylendi, kim iknâ edici bir tavırla söyledi ve kimin umurunda!..
“Kollayın kendinizi” diye kime söyleniyor!..
P(i)lajları serbest bırakacaksınız; ve herkes, gözgöze, dizdize, omuz omuza, sırt sırta, kucak kucağa... gezip-tozacak!..
Dumanlı - dumansız kahvehânelerde millet burun buruna...
Sokaklar, el ele, ağız ağıza, diş dişe dopdolu..
Maskeler... baş üstünde, bilekte, dirsekte, çene altında...
Mesâfe mi dediniz?
Maske mi dediniz?
Ellerden zâten kimsenin haberi yok... Merdiven korkulukları, asansör düğmeleri, kapı mandalları... tut tutabildiğin kadar!..
İlk zamanlar, girilen her mekânda kolonya ikrâmı yapılırdı... Demek ki, masraf çok!.. Zâten dolar da aldı başını gidiyor!.. Demek ki, boşalan kolonya şişeleri dolamıyor!..
Söz dolmaktan açılmışken, şu ‘dolmuş’ları da yazmalıyım!.. Gerçi, diyeceksiniz ki, bilmeyen mi var!.. Olsun!..
P(i)lâjları da biliyorlar, düğünleri de, merdiven korkuluklarını, marketleri de...
Pazaryerlerindeki ‘yakın mesâfe’ ve para alış-verişlerini de biliyorlar!.. Cuma namazı câmiye girişlerde değil, çıkış’taki ‘yakın mesâfe’ dikkatsizliğini de!..
Bir de şu var: Okullar da açılacakMIŞ!..Hangi tedbirle açılacak, bilmek hakkımızdır!..
Bir buçuk ay kadar önce, bir teklifte bulunmuş ve kendimce çâre üretmiştim. Demiştim ki:
“Millî Eğitim Bakanı, yakın bir zaman önce, ders kitaplarının sayısının çok fazla olduğunu söylemişti. Yâni; bir çocuk, onbeş civarında kitapla muhatap oluyor, bu sayıyı azaltmamız gerektiğini ifade etmişti. Peki, bu hususta ne yapıldı veya yapılacak, hiçbir emâre yok.
Belki de yeni kitaplar hazırlanacak, bilemeyiz!..Bize, meçhûl!..
Bir ara, “pilot eğitim fakülteleri” açmaktan da söz edilmişti. Ne oldu? O da, bize karanlık!..
Şimdilerde, koronavirüse sığınmak işin en kolayı!..
Bir defa; defalarca sözünü ettiğim şu ‘hantal’ ve ‘ bozuk Türkçeli’ ders kitaplarından hangi sınıflarda hangilerinin eleneceğinin kararı verilmeli(ydi)... Sonra; mevcut kitaplarda, konu bütünlüğünü bozmadan, teferruat sayfaları birer birer iptal edilmeli(ydi)... Bu sırada da, sâde, anlaşılır bir dil ile, konuşulan Türkçe’yle, yeni kitap hazırlığı p(i)lânlanmalı(ydı)...
(...) Muhakkaktır ki, sağlık, en mühim mes’elemizdir. Mevcut koronavirüs şartlarında, kitaplar üzerinde yapılacak böyle (âcil) bir düzenlemeyle, günde dörder saat ve haftada 5x4= 20 saatlik bir p(u)rogramla ikili öğretime geçilebilir. Ayrıca; 30’ar kişilik sınıflar, 15’erli olarak tanzim edilebilir ve sağlık denetiminin de muntazam bir şekilde temini mümkün olabilir.
Böyle bir uygulama, ‘yüzyüze’ öğretim için en geçerli olanıdır.
Yâni: Kitap sayısını azaltmak, ana yapıyı bozmadan konuları azaltmak, haftalık ders yükünü indirmek ve ikili öğretimle, öğrenci sayısı yarıya indirilmiş sınıflarda öğrenimi devam ettirmek çok mümkündür.
“Evden/uzaktan öğrenim”in, çok da bir işe yaramadığı, sanırın ki, anlaşılmıştır.
Ne yapıp yapıp, ‘yüzyüze öğrenim’ sağlanmalıdır. Teklifimizle; öğretmen istihdamı da kolaylaşmış olacaktır. Kaldı ki, uygulamada en büyük sıkıntıyı öğretmenler çekecektir, bu sebeple, yeni kadrolar da açılmalıdır.
Hiçbir öğrenim tarzı, ‘yüzyüze öğrenim’den faydalı değildir, olamaz.
Çocuklarımızı ve gençlerimizi maalesef iyi yetiştiremiyoruz. Hepsini ‘sınıf geçiriyoruz’ ve onlara, istenilen kadarını veremediğimiz gibi; bir de, p(i)sikolojilerini bozarak, onları ümitsizliğe sevkediyoruz.
“En verimli yatırımın insana yapılan yatırım olduğunu” ne yazık ki, hâlâ kavrayabilmiş değiliz.”
(Bknz. M. Halistin Kukul, Millî Eğitimde Hedefsizlik, Wwwkapsamhaber.com-10 Temmuz 2020-21.27)
Sağlık Bakanı, bütün ciddiyetiyle mes’elelerin üzerine gitmeye çalışıyor. Şahsen, ben, tıp doktorlarına husûsî bir saygı duyarım. Çok çetin bir tahsil ve meslek hayatları vardır. Ancak...
Sanıyorum ki, kendini aşan durumlar bulunuyor. Yapabileceği bu kadardır!..
“Bilim Kurulu Üyeleri”ne söylenecek söz yoktur!.. Bilgi, ciddiyet, gayret, fedâkârlık, hepsi onlarda!..
Millî Eğitim Bakanlığı, mevcut tedbirsiz şartlarda, bırakınız öğrencileri koruma altına almayı, öğretmenlerini bile öğretmenler odasında oturtacak yer bulamaz.
‘Deneyelim görelim’ usûlü, koronavirüs gibi bir belâ için uygulanmamalıdır.
Bunun nesini deneyeceksiniz? O zaman, biz de, ister istemez, “Hadi, deneyin de görelim!” demekten başka bir şey diyemeyiz!..
Hoşgeldin yeni koronavirüs!..
Gözünüz aydın 65 üstüler, 75’likler, 85’likler, 90’lıklar... bu kış, yine içerdesiniz, bilesiniz!..