“Midye kabuklarıyla resif yapılabilir mi?” sorusuyla yola çıkan endüstriyel tasarımcı Nermin Sena Özger, Çiğli Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen “Atıkları Kaptık, Resif Yaptık” seminerinde, atıkların nasıl ekolojik projelere dönüştürülebileceğini, bu süreçte deniz yaşamına nasıl katkı sunduklarını anlattı.
Yapay Resifler Ekosistemi Nasıl Koruyor?
Özger, ilk yapay resifi Seferihisar Sığacık’ta 15 metre derinliğe yerleştirdiklerini ve yapının deniz koşullarına karşı dayanıklı olduğunu belirtti. Bu resiflerin, istilacı aslan balıkları gibi ekosistemi tehdit eden türlere karşı koruma sağladığını ifade etti. Aslan balıklarının yerli türlerin yumurtalarını tüketerek çoğaldığını ve ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Özger, yapay resiflerle bu dengenin korunabileceğini söyledi.
Midye Kabuğundan Sıfır Atık Projesine
Pandemi döneminde evsel atıklardan kompost üretimi yaparken midye kabuklarının bu sürece dahil edilemediğini fark eden Özger, bu atıkları değerlendirmek için çarpıcı bir çözüm geliştirdi. Midye kabuklarının çimento ile benzer bileşenler içerdiğine dikkat çeken Özger, Türkiye’de her ay yaklaşık 40 ton midye kabuğunun çöpe gittiğini ancak şu anda yalnızca 1 tonunun değerlendirilebildiğini açıkladı.
Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Katkı Hedefi
Özger, projelerinin sadece çevreye değil, aynı zamanda yerel ekonomiye de katkı sağlayabileceğini dile getirdi. Türkiye’de midye kabuklarından yapay resif üreten ilk ekip olduklarını belirten Özger, bu yapıları su altı müzesine dönüştürerek bölgeye yılda 500 bin dalgıcın çekilebileceğini, bunun da otel, kafe ve turizm işletmeleri için büyük bir ekonomik fırsat oluşturabileceğini söyledi. “Tek amacımız hem doğaya hem insana hizmet etmek” ifadelerini kullandı.
Haber: Kapsamhaber