Gazetecilik ve Araştırmacılık kutsiyeti mühim olan alanlardan biridir. Vazife gereği; meşale görevini icra eder. Kitlelere etik bir şekilde doğruyu anlatma ve ivedilikle ulaştırma gayeleri mevcuttur. Eleştiri yaparken bile çizgiyi ve had sınırını aşmadan doğru bir şekilde etik bir şekilde yapılır. Bir kelamım vardır benim ”Kalemler Çekildi” bu sözü mesela fitne tohumu ekmek için; Fitne kılıcı çekildi diye idrak edenler mevcut. Yazar ya da gazeteci veya şair kısacası topluma faydalı bilgiler kazandırmaya çalışanların ya da olumsuz durumları yine toplumun faydası için duyurmakla vazifelidir.
MİLLİ OLMAYAN MİLLİYETÇİLER
Köşe yazarları her türlü eli kalem tutan, kimisi meslek haline getiren, kimi de şahsım gibi gönüllü bir gaye güdenlerdir. Buraya kadar olan süreçte bu mesleki alandakilerin yapması ve yapmaması gereken etik hususlardan bahsettik. Şimdi de Milliyetçi Ülkücü diye geçinen kendilerini muhalif diye tanıtan lakin muhalifliği geçerek tamamen fitne kazanının suyunu kaynatma vazifeleri olan, Milli Olmayan Milliyetçilerden bahsetmek istiyorum. Milliyetçilik tasvip edilmeyen tutuma baş kaldırmak demektir. Amenna bu hususta kimse kalkıp milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın. Elhamdülillah Türk Milliyetçiliğinin gerekliliklerinden haberdarım. Lakin Türk Milliyetçiliği fitne ehilleriyle bir arada olmak mıdır ? Yoksa eleştirirken bile had bilerek inandığı değerleri gözeterek hareket etmek midir.
YAZAR DEMEK...
Birilerinin tek derdi Milliyetçi Ülkücü Hareket olmuş. Haber yapalım da Milliyetçi Ülkücü hareket adına ne kadar fitne çıkarsak, ne kadar haklarında asılsız haberler varsa yapsak kârdır gayretindeler. Habercilik ve yazarlık ahlakında bu var mıdır? Hatırlamazlar belki ama çoğu habercilik veya yazarlığa Milliyetçi Ülkücü Hareketin sayesinde başladı. Ama şimdi bunu elbette inkar edeceklerdir. Emekleyen bir bebeğin elinden tutup yürümeyi öğretenlere sonrasında yapılan ihanet neyse bugün o emekleyen yazarlara Ülkücü Hareketin verdiği destek sonrası ihanet aynıdır. Yazar demek de açıkçası kalemiyle cihat eden; kıymetli yazarlarımıza karşı yapılan saygısızlık olabilir affola lakin bu kalemşörler had çizgilerini alt üst etmiş bir vaziyettir.
Sırf Ülkücü Hareketi kendince kötülemek için girdiği o çirkef kan kokan yazılarıyla Komünist ve Emperyalist bütün düşüncelerin ardındaki putları sevindirdiklerinden habersiz değillerdir herhalde. Milliyetçi Ülkücü Harekete düşmanlık yapmak için PKK nın sevinçlerini ayyuka çıkardıklarının da farkındadırlar herhâlde. Kişisel çıkarları ters düşünce, o mürekkep yerine kanalizasyon kanalını aratmayan kelamlar da, kalemler de bir utanç vesikasıdır.
İşin en acı hususu şudur “Biz Halen Türkeşçiyiz, Biz Ülkücüyüz, Biz Çok çile çektik, Biz bu dava için nelere katlandık, ipten döndük yine yılmadık” gibi edebi ve mübalağalı lakin zerre kadar sözleriyle eylemleri arasında bir ilişki olmayan aksine tezatlık hakim olan beyler; Amacınız Ülkücü Hareketi eleştirmek değil, sizin gayeniz; vakti zamanında sözde kimi zaman yumruklarla kimi zaman sözel olarak savaştığınız Ülkücü hareketin karşısında ki bütün güruhlara ve zümrelere sevinç çığlıkları yaşatmaktır.
ONLAR HİÇ BİR ZAMAN TÜRK MİLLİYETÇİSİ OLAMAZ
Seçim zamanında eğer aday ile alakalı menfaatine ilişkin durumu varsa o zaman o adayı çıkarır Gökkubbeye. Eğer ki menfaatine uygun değilse ters düştüyse o zaman alır o zehir saçan kalemi eline başlar karalamaya. Kaşından girer ayakkabı numarasından çıkar. Kötülemek için her türlü iftira yollarını dener. Sonra bunun da adı yazar olur. Kimi zaman şair olur, kimi zaman araştırmacı olur. Türk milliyetçiliği ruhunu idrak edemeyen ne olursa olsun istediği her şeye sahip olabilir. Ama hiç bir zaman Türk Milliyetçisi olamaz.
Türk milliyetçiliğinde koltuk derdi tasası ve tabanı yanmış köpek misali feryat eden bir olgu mevcut değildir. Sabrı ve azimle mücadele etmeyi gerektiren bir kudretli tesistir.
Ülkücü harekete kuduz köpek misali saldıranlar, yazılarıyla kasılanlar Ülkücü hareketin karşısında olan putperestleri neden yazmaz oldu? Dikkat ederseniz bunların kalemi sadece ve sadece Milliyetçi Ülkücü Hareketin karşısında fitne için var öte yanda başka bir vaziyet için kesinlikle yerlerinden kıpırdamazlar.
Habercilik anlayışı bu değildir. Körü körüne bir yaklaşım hiç değildir. Kelamların da kalemlerin de vardır elbet bir hesabı. Zannedilmesin ki unutuluyor. Ülkücülerin zihni geniştir ve hafızası iyidir. Kalemlerini silah eyleyip bize doğrultanlar elbet bu devran dönecek.
En büyük silah fikir
En büyük fikir TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİDİR