Yıl 1932 Rodos doğumlu çok çalışkan birisi olan pratisyen hekim Dr. Reşit Galip 2,5 yıllık Milli Eğitim Bakanlığı yapar. 1nci dünya savaşına gönüllü katılır. Çatalca ve Kafkasya cephelerinde savaşır.1917'de tıbbiyeyi bitirir. Sakarya savaşından sonra Sağlık Bakanlığı Hıfz-ı Sıhha Daire Başkanlığına getirilir. 1923'de ATATÜRK tarafından millet vekilliğine aday gösterilir. 1925 ara seçimlerinde General İzzettin Çalışlar'ın istifa etmesi üzerine Aydın millet vekili oldu..
Şeyh Sait isyanı sırasında Ali Çetinkaya başkanlığında ki Ankara İstiklal Mahkemesinde üye olarak görev yapar. 1927'de görevi sona erer. 1930-31'de ATATÜRK ile yurt içi gezilerine katılır. Halk evlerinin kurulmasınds etkin rol oynar. 1932'de Dolmabahçe'de Cumhurbaşkanının sofrasında bulunduğu gece Milli Eğitim Bakanı Esat Beyi eleştirmesi ile ATATÜRK ile de çatışmasına neden olmuş, çok geçmeden Esat Beyin istifa etmesi ile Dr. Reşit Galip Milli Eğitim Bakanı olur. Cumhuriyetin 10 ncu yılında 23 Nisan 1933'de yazdığu andı çocuklarına okutur ve sonrasında ATATÜRK'ün onayına sunulur. ATATÜRK 'ün onayı sonucu andımız okunmaya başlanır. 1933'de ezanın türkçeleştirilmesinde de etkin rol oynadığı söylenir. 5 Mart 1934'de Dr. Reşit Galip zatürreden ölür.
EVET REŞİT GALİP'İ TANIDIK... GELELİM ANDIMIZA :
Türküm, doğruyum, çalışkanım Şimdi itiraz edilecek bunun neresinde ne var ! Devam edelim... Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimizi saymak Hala itiraz edeniniz var mı? Devam edelim... Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Yurdunu milletini kimse sevmesin mi? Var mı ? hala itiraz eden ? Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir... En sonunda, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE diye biter
1972'de Resmi Gazete de "Ey bu günümüzü sağlayan ulu ATATÜRK... Eklenir ve yine NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE diye biter.. 1997'de de "Ey büyük ATATÜRK. ...... diye baş kısmı değiştirilir. Ve yine NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE olarak biter...
Her tarafını okuyorum. İlkokula başladığımdan beridir de okudum. Neresinde ırkçılık var anlamadım. Ne Kominist ne de Faşist oldum. Ben bir ÜLKÜCÜYÜM, aynı zamanda bir öğretmen çocuğuyum. Babamda bu andımızı her sabah okudu. O da ne ırkçı oldu nede Kominist-Faşist oldu.
Dünya'ya bakıyorum. 1892'den bu yana Amerika'da Cumhuriyete, "A.B.D. bayrağına sadakat" içerikli yemin edilir. Kanada ve İngiltere'de ve "Tanrı Kraliçe'yi korusun" içerikli yemin edilir. Diğer ülkelerde de buna benzer ritüeller mevcuttur. Bir insan "Andımız"'dan ve içinde ki "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" sözünden dolayı nasıl rahatsızlık duyar, yada ırkçı olunur anlamış değilim.
TÜRK'üz arkadaş. Ben Kafkas Çerkeziyim. Kürdü, Lazı, Çerkezi, Tatarı, Boşnağı... Toptan hepimiz TÜRK değil miyiz ? Bundan neden ve kim rahatsızlık duyar?
Bu yazıyı yazmak için Dr. Reşit Galip'in biyografisini okuyuncaya kadar "ANDIMIZ"'a neden tepki verildiğini anlıyamamıştım. Biyografisine göz attığımda Dr. Reşit Galip'in yazdığı "ANDIMIZ"'a neden tepki verildiğini anladım sanırım. Umarım yanlış anlamışımdır.
İnsanların görüşleri ne olursa olsun bu millete,vatana hizmet ettiğinden dolayı hepsinden Allah razı olsun. Eğer herkes irdelenirse gün geldiğinde irdeleyenlerin de irdelenebileceği unutulmamalıdır.
ATATÜRK'ün isminden ya da "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" sözünden kim rahatsızlık duyabilir? Çocuklarımızın bu bilinçle yetiştirilmesi kimleri ve neden rahatsız eder ! Anlamıyorum.... Her şeye rağmen ,"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" diyorum.
Saygılarımla
Mustafa Kemal Bektaş