İmamlar (Müftülük görevlileri) mi, Dedeler mi? Katolik papazlar mı?
Açıklıyayım izin verin.
Fransa’da görevliyken bir Dede’miz ziyarete geldi. Hâl-hatır sormalar, karşılıklı güzel temennilerden sonra Diyanet’in görevlendirdiği O. Nuri Çekim (Allah rahmet etsin) Hocamıza sordu:
-Hoca Efendi, buradaki Alevî vatandaşlarımızın nikâhını ben kıyıyorum. Şu duaları okuyorum, noksanımız var mı, diyerek özenle katlanmış Lâtin harfleriyle yazılı, muhtemelen Arapça-Türkçe karışık tek sayfalık bir metni açıp uzattı.
Böyle bir soru beklemeyen Hocamız metni alıp dikkatlice okudu…
-Dini nikâh işin tören ve dua kısmıdır. Allah razı olsun, anlam olarak bizim yaptığımızdan pek farklı değil, deyince Ali Dede mutlu oldu, teşekkür edip gitti.
Sonra işin muzipliği bana düştü:
-Hocam, senin kıydığın nikâhların pek tutmadığı rivayetleri destan oldu. Dedemize sorsaydık, onda durum nasıl?... Nikahları hep ona mı kıydırtsak?...
-Koçum, keramet nikâh kıyanda değil… Damatlar çürük çıktı, ben ne edeyim?...
***
Yeni kanunla resmi nikâh işlemleri müftülüklere verilecekmiş.
Önce söyleyeceklerimiz az geri kalsın, şu istatistik bilgilerini bir görelim:
(TÜİK) Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'de 2004’te 91 bin 22 olan boşanan çift sayısı 10 yılda yaklaşık % 38 artışla 2013’te 125 bin 305’e yükselmiş.
2004-2013 döneminde 1 milyon 75 bin 765 çift boşanmış.
2013 yılsonunda 2004’e göre evlenmeler % 2,5 azalmıştır.
TÜİK’in 2011’de yaptığı araştırmaya göre, boşanma sebepleri arasında geçimsizlik % 96,70’dir.
Uzmanlar, gelir seviyesi ile boşanma kararı alınması arasında doğrudan bir ilişki olduğuna dikkat çekiyor.
Demek ki evli çiftlerin huzuruna kıyanlar nikâh memurları değil, başkalarıdır. İnsanların ekonomisinden ve huzurundan sorumlu olanlar NİKÂH MEMURLARI değildir.
Çiftlerin nikâhını kıyanlar değişse ekonomik darboğazlar, görmemişlik, kültür yozlaşması, lüks düşkünlüğü… ortadan kalacak mı?
Gündem “Cambaza bak cambaza programı” sanki.
Birisi bu kanun değişikliğini haklılık gerekçesini bana üç cümleyle anlatamaz, ikna edemezse yaptığı iş doğru değildir.
***
Yeni katıldığı partide kalıcı olduğunu bildirmek isteyen ithal politikacı:
_Bizim … Partisiyle beraberliğimiz “Katolik Nikâhı gibi olacak” diye garanti veriyor. (Gerçi, “gibi” ile aslı bir olmuyor. Katolik olmayanın siyaseten bile kalıcı nikâhı olmuyor…muş…)
Boşanmaların artması sosyal bir arıza değil midir?
Bu konuda bilim adamlarına kulak verilmez mi?
Bu toplumda en dindarlar, en güvenilir görevliler müftülük görevlileri midir?
Bunun garantisi var mıdır?
Bundan sonra boşanmalarda azalma olmayacaksa nikâhı kimin kıydığının ne önemi var?
Damatlar veya gelinler çürük çıktıktan, evlilik kurumunu yürütecek ekonomik, sosyal, kültürel donanımı olmadıktan sonra nikâhı kim kıyarsa kıysın, ne fark edecek sanki?...
Sahi Ali Dede’nin kıydığı nikâhlarda boşanma oranı nedir acaba?...