Sayın Veliler,
Yine bir eğitim-öğretim yılının başındayız.
Bir neslin asıl görevi, kendisinden sonraki nesli hazırlamaktır.
Artık “eti senin, kemiği benim” şeklinde bir eğitim anlayışı yok.
“Bir elin nesi var, iki elin sesi var” sözü bile yetersiz çocuklarımızı yarına hazırlamakta. Aile başta olmak üzere, okul, çevre, sosyal medya, TV’ler çocuklarımızı yönlendiriyor…
Ailelere büyük sorumluluk düşüyor günümüzde.
Sorumluluğunun bilincinde olmakla geleceğimize hazırlarız çocuklarımızı.
Günümüzde çocuğu olmak ona sahip çıkmaktan çok kolay.
Çocuk, bakımı, korunması, yetiştirilmesi ailelere emanet edilmiş çok kutlu varlıktır.
Çocuklar ailemizin, semtimizin, ülkemizin, milletimizin ve insanlık ailesinin en değerli varlıklarıdır. Onlar için ne yapsak azdır.
Okullar açılırken bir eğitimci olarak duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istedim. Lütfen ukalalık, bilmişlik ettiğimi düşünmeyiniz.
Bu ülkenin bir ferdi, eğitimci, baba, dede olmanın sorumluluğuyla yapıyorum bunu…
Önce şuna inanın:
*Okula çocuklarınız gidiyor, unutmayın.
*Asla çocuğunuzun rolünü üstlenmeyin. “Okulumuza başladık. Karnemizi aldık. Teşekkür, takdir belgemizi aldık vs. gibi paylaşımlar beklemiyorum geçen yıllardaki gibi…
Bunu yapmayınız. Okula başlayan, karne, teşekkür, takdir…kırık not alan bizim çocuklarımızdır ve hepsi de çok değerlidir.
*Çocuklarınıza, aldıkları not kadar değer vermeyiniz. Not, değer ölçüsü olmamalı asla. Okulda öğrendiğimiz bilgilerin ne kadarını hayatımızda kullanıyoruz, bir düşünün…
*Değerler eğitimi notu önemlidir her yaştaki insan için...
*İnsan ilişkileri, tutumluluk, sosyal etkinliklerde görev alma, yardımseverlik, doğruluk ve iyilik duygusu (merhamet) çevreye duyarlılık, birlikte başarma, sorumluluk alma… bakımından fark oluşturmasına önem veriniz çocuklarınızın.
*Çocuklarınızın yakın akraba ve komşu çocuklarıyla zaman zaman bir arada olmasına, programlı aile içi ziyaretlere katılmasına fırsat hazırlayın.
*Çocuklarınızın müzmin yalnızlık, bilgisayar, internet, TV, telefon mahkûmu olmaması için çok dikkatli olunuz, onlarla arkadaşlığın tadını çıkarınız lütfen.
*Ödevlerini (projelerini, ne ise) öğretmen size değil çocuğunuza veriyor. Siz sadece yol gösterici olun.
*Başarılarını maddi ödüllerle kutlamak, her yerde aldıkları notları anlatıp alkışlatmak onlara zarar verir. Kırık notları için teşvik edici, yüreklendirici davranınız.
*Gününü programlamış, zamanın önemini kavramış çocukları olmak ne büyük nimettir.
*Spor, sanat (resim, müzik, tiyatro, satranç) gibi dinlendirici, eğlendirici ve eğitici etkinliklere katılmasını teşvik ediniz.
*Programlarınızın bazılarını çocuklarınızın sosyal etkinlikleriyle birleştirmeye, onların eğitici etkinliklerini takip etmeye ayırınız.
*Zamana uyma, tutumlu olma, dilini güzel sözlere alıştırma, nezaket, yardımseverlik, insan ilişkileri konusunda lütfen yaparak-yaşayarak onlara örnek olunuz.
*Çocuklar sözden çok davranışlarımızdan etkilenir. Yapılmasını istemediğiniz bir davranışı siz de yapmayınız. Yapılması insanı yüceltecek davranışları abartmadan, riyaya kaçmadan, yaptıklarınızı övünç meselesi yapmadan gerçekleştiriniz ki çocuklarınız sizdeki ciddiyete hayran olsun.
*İşlerinizi ciddiyetle yapar, devamlı mızmızlanmaz, böbürlenmezseniz şunlar olur:
Çöpçüyseniz çocuğunuz arkadaşlarına “Bu parkı temizleyen adam benim babam” diye gururla bahsederken sizden, zengin, amir, memursanız “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” “HİÇLENMESİNE” düşmez çocuklarınız sizin yüzünüzden.
Bütün ana babalara, öğretmenlere ve aziz çocuklarımıza anlattığımız ölçüler içerisinde çok başarılı bir eğitim-öğretim yılı geçirmelerini diliyorum.