En son mezun olduğu okul, Aksaray Yüksek Ticaret Okuludur. 1969-1982 yılları arasında futbol oynadı, binlerce Türk genci gibi amatör olarak.
11 Ağustos 2004 tarihinde “Ben de Gürcü’yüm, ailemiz Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir” dedi. 2007 yılında NTV’de katıldığı bir programda Türk olduğunu da söylemiştir. Yani detaylı bir araştırma yapmadan milliyeti hakkında net bir şey söylemek mümkün değil, çelişkili sözlerinden her ikisinin de olmaması durumu da çıkarılabilir. Çocukluk yıllarında limonata ve simit sattığını söylüyor, satıcılığa yani ticaret hayatına aşinalığı çocukluk yıllarına dayanmaktadır.
Her ne kadar Türk kelimesini köpüklü bir ağız ile telaffuz etse de gençlik yıllarında Milli Türk Talebe Birliğine girdiğini biliyoruz.
Siyasi kariyerindeki dönüm noktası, 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde yüzde 25 oy oranı alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oluşudur. Belediye Başkanı adaylığı için, Refah Partisi Genel Merkezi o dönem Ali Coşkun’u aday göstermek istemiş fakat RP İstanbul İl Teşkilatı, R.Tayyip Erdoğan'da ısrarcı olmuş, Genel Merkez adaylık süresinin dolmasına bir gün kala onay verince Erdoğan son anda aday gösterilmiştir.
Başkanlık dönemine ilişkin olarak 18 dosyadan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde dava açıldı. Bunlardan bazıları Akbil, İsfalt, İstaç ve İdo davalarıdır. Bu davalar, milletvekili olduğunda dokunulmazlığı süresince donduruldu. Yani Cumhurbaşkanı olursa davalar mahşere kalacak.
12 Aralık 1997'de Siirt’te topluluğa konuşma yaptığı bir miting sırasında Ziya Gökalp’in 1912 yılında Balkan Savaşı için yazdığı Asker Duası’nın değiştirilmiş bir sürümünü okudu. Orduyu öven dizeyi söylemeden, yerine eklediği mısraları okuduğu ve konuşmasının devamında "her devrin Firavun ve Nemrutları olduğunu bunun karşısına çıkacak Musa ve İbrahimlerin engelleri aşarak pislik dolu yolları temizleyeceğini" söylemesi nedeniyle Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandı. Suyun hangi yakasında durduğunu yeni yeni anlıyoruz.
21 Nisan 1998 tarihinde mahkeme, sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesinden “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlediği kararını verdi. İstanbul Belediye Başkanlığını bırakarak 26 Mart 1999 günü Pınarhisar Cezaevine girdi ve 24 Temmuz 1999 günü ceza süresini tamamlayarak hapisten çıktı. Hapis yattığı günlerden ders alarak yıllar sonra milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklar altına aldığını söyledi.
AKP kurulurken kendisi hapis hayatı yaşıyordu, bin türlü siyasi oyunla hem milletvekili oldu hem de partinin başına geçti. Şimdi anlıyoruz ki o kadar ayak oyunu boşuna değildi birileri kendisinin buralara kadar geleceğini biliyordu.
Şimdi de Cumhurbaşkanı adayı. İlkokulun müzevir çocuğu gibi “yargının içinde paralel savcı var” diyen daha sonra “ben onu bir avukattan duydum” diyerek, hukuka guguk kuşu muamelesi yapan, siyasi ahlak fakiri Mehmet Ali Şahin tarafından, 1 Temmuz 2014 günü, AKP’li bütün milletvekillerinin imzası alınarak Cumhurbaşkanı adaylarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu açıkladı.
Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık dönemi boyunca Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tarafından düzenlenen Bağdat’ta 36 mutabakat zaptı ve çalışma protokolü imzaladı. Protokol içeriği güvenlik, enerji, petrol, elektrik, su, sağlık, ticaret, çevre, ulaşım, konut, inşaat, tarım, eğitim, yüksek öğrenim ve savunma sektörlerini içermektedir. Irak'ın kuzey bölgesi ile ılımanlaşan ilişkiler sonrası Erbil'de bir Türk üniversitesi ve Musul'da bir Türk konsolosluğu açılmıştır.
Şimdi Irak’ın çok acil, güvenlik, enerji, elektrik, su, sağlık, ulaşım, konut, tarım ve eğitime ihtiyacı var. Türk üniversitesinde teröristler cirit atıyor. Konsolosluk binası, İşid serserilerine karargah oldu. Konsolosluk personelinden haber yok, hala rehine durumundalar.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, ailesi ve eşlik eden heyetle birlikte, 13 Eylül 2011 tarihinde ilk ziyaret yeri Mısır oldu. Devamında Mısır’da ihtilal oldu. İkinci ve üçüncü ziyaret yerleri Tunus ve Libya. Bastığı yerde ot bitmedi.
Erdoğan İsrail'in sahip olduğu nükleer tesisleri "bölgesel barış için ana tehdit" olarak tanımladı ve UAEK denetimi altına girmesi için çağrıda bulundu. Erdoğan "açık hava hapishanesi" olarak tanımladığı Gazze'nin bu durumu için İsrail'i suçlu bulduğunu açıklamıştır. Fakat İsrail’le ticari işbirliğinde hiçbir zaman geri adım atmadı. Ziraat, Vakıf ve Halk Bankasındaki İsrail sermayesini bilseniz dudağınız uçuklar.
14 Ocak 2000 tarihinde Avustralya'nın Melbourne şehrinde yayın yapan SBS radyosuna verdiği mülakatta kendisini Abdullah Öcalan ile karşılaştıran bir kişiye "Sayın Öcalan şu an, düşüncelerinin değil, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor” şeklinde cevap verdi. Şehitlerimizden "kelle" diye söz etmesi ve Öcalan'a "sayın" demesi nedeniyle eleştirildi.
Erdoğan'ın, 7 Şubat 2006 tarihinde yayınlanan mal varlığında; banka hesaplarında 1.361.290 TL parası olduğu, haricinde, 120.000 dolar alacağı olduğu açıklanmıştır. O yıllarda Bilal Erdoğan başkasının yardımlarıyla okuyordu. Daha sonra 3 Milyon kuruluş sermayeli denizcilik şirketi piyasaya çıktı. 12 Eylül 2007 tarihinde açıklanan mal beyanında ise, Arnavutköy ve Güneysu’daki arsalarının haricinde, banka hesaplarında 1 milyon 803 bin 854 TL ile 9 bin 890 euro, alacaklarının ise 312 bin 500 TL olduğu açıklanmıştır. Tayyip Erdoğan'ın, 1 Mart 2010 tarihinde Başbakanlık Basın Merkezi internet sitesinde yayınlanan yeni mal beyanına göre Erdoğan'ın banka hesaplarında 2 milyon 366 bin 109 TL’si, haricinde 500 bin TL tutarında alacağı bulunduğu bildirilmiştir. 6 Haziran 2011 tarihli mal beyanında Güneysu'da 10 bin TL maliyetli arsa, banka hesaplarında toplam 3.390.384 TL, 25.000 £, 199.867 $ menkul değer ve 500 bin TL alacak yer almıştır.
Başbakanlığı boyunca birçok ödül almıştır. Amerikan Yahudi Komitesi’nden Cesaret karakteri ödülü, Kızılay’dan, Üstün İnsani Hizmet Nişanı, Rumi Forum tarafından Barış ve Diyalog Ödülü, Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği tarafından Köprüleri İnşa Etmek ödülü, Crans Montana Forumu tarafından Barış, Özgürlük ve Demokrasi" ödülü, Libya’dan Kaddafi İnsan Hakları Ödülü. Gülmek yok yola devam.
HALİHAZIRDA HAKKINDA DOKUNULMAZLIĞINDAN DOLAYI ELLENMEYEN BİR SÜRÜ DOSYA VARKEN, 17 ARALIK DÖRTLÜSÜ HAKKINDA MECLİS KOMİSYONUNDAN BİR KARAR ÇIKMAMIŞKEN VE ÖZELLİKLE TÜM YOLSUZLUK DOSYALARININ İÇERİĞİ PARA İLE İLGİLİYKEN, HALA “CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ” DİYORSANIZ, HAYRINI GÖRÜN.