TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli Temsilcisi Sema KOPAL'ın yaptığı yazılı basın açıklaması şöyle: Gıda fiyatlarında Nisan ayında da devam eden rekor artış gıdada tağşişleri arttırıyor, halk sağlığını tehdit ediyor! Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Nisan ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri açıklandı.TÜİK verilerine göre Nisan ayında yıllık enflasyon yüzde 19,50 olurken, gıdada son bir yıldaki fiyat artışı yüzde 32’yle rekor seviyeye ulaştı. Bu da son 15 yılın en yüksek gıda enflasyonuna ulaşıldığı anlamına geliyor. İşlenmemiş gıda enflasyonu yüzde 45,7, taze sebze-meyve enflasyonu yüzde 74 olarak kaydedildi. Yıllık oranda en yüksek fiyat artışı sebze kaleminde gerçekleşti, sebze fiyatları yüzde 96,3 oranında arttı.Meyve fiyatları yüzde 30 arttı. Yıllık enflasyon yüzde 19,5 olarak gerçekleşirken, aylık enflasyon oranı da bir önceki aya göre yüzde 1,69 artış gösterdi. TÜİK sepetinde yer alan 418 maddeden 294’ünün fiyatı arttı. Kuru soğanın fiyatı sadece 1 ay içinde yüzde 31,5, patatesin yüzde 23,2, domatesin yüzde 21 oranında arttıPeki gıda fiyatlarındaki bu önlenemez yükselişin, rekor artışların sebebi nedir? Birkaçı dışında neredeyse bütün tarım-hayvancılık ürünlerinde ve
bunların üretimi için gereken girdilerde dışa bağımlı, yanlış gıda, tarım ve hayvancılık politikaları. Çiftçi açısından ithal girdilerdeki maliyetler çok ciddi boyutlara tırmandı. Hem hayvancılıkta hem de tarımda arpadan mazota, gübreden tohuma, üretimde kullanılan birçok girdideki fiyat artışları elbette tüketiciye yüksek gıda fiyatları olarak yansıyor.TÜFE verilerinde olduğu gibi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) de Nisan ayında aylık % 2,98, yıllık % 30,12 oranında arttı. Yani üretici girdilerinin yıllık artış oranında da ciddi artışlar oldu. Enerjideki yıllık artış yüzde 52,3, ara malında ise yüzde 34,7 olarak açıklandı. Gördüğümüz gibi, bir zamanlar tarımsal ürünler ihraç eden, Avrupa’nın manavı ve kasabı olarak nitelendirilen bir ülkeyken dışa bağımlı gıda, tarım ve hayvancılık politikaları yüzünden işler tersine döndü. İthalata bağımlı bir ülke haline getirildik.Üreticimiz üretemez, halkımız yerli ürünler tüketemez ve gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar yüzünden çocuklarımız sağlıklı beslenemez hale geldi. Gıda fiyatlarındaki artış, sağlıklı ve güvenli gıdaların yerini tağşiş gıdaların doldurmasına, halkımızın daha ucuz olduğu için kaynağını sorgulamadan taklit gıdalara yönelmesine sebep oluyor.Bu durum da halk sağlığı için ciddi bir tehlike doğuruyor. Ayrıca gıda fiyatlarındaki artış, hammaddede dışa bağımlılık ve dolar euro’nun yükselerek hammadde girdi fiyatlarının yükselmesi, gıda üretimi yapan işletmelerin bir bir kapanmasına, bu işletmelerde çalışan gıda mühendisleri dahil yüzlerce çalışanın işsizlik cehennemine atılmasına sebep oluyor. Ülkemizde gıda mühendisleriyle birlikte 91 bin işsiz mühendis bulunuyor. İthalata bağımlı gıda, tarım ve hayvancılık politikaları yüzünden gıda fiyatlarının her geçen gün daha da arttığı bugünlerde 100 bin ton ayçiçeği tohumunun sıfır gümrükle ithal edileceğini öğreniyoruz.Resmi Gazete’nin 3 Mayıs 2019 tarihli sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 100 bin ton ayçiçeği tohumu sıfır gümrükle ithal edilebilecek. Tarife kontenjanı kapsamında sıfır gümrükle ithal edilecek 100 bin ton ayçiçeği tohumu için son ithalat tarihi 30 Haziran olarak belirlendi. Peki, bizim ayçiçeği tohumuna mı ihtiyacımız var? Basın organlarında çıkan haberlerde ayçiçeği üreticileri, piyasada yeterli miktarda ürün olduğunu, ithalata gerek olmadığını ve Temmuz’da Türkiye’de ayçiçeği hasadının başlayacağını belirterek: “Alınan karar çok yanlış ve üreticiye ciddi zarar verir. Bir kaç firmaya yarar sağlayacak olan bu karar, yerli üretimi olumsuz etkiler. Bu karar alınırken Trakyabirlik başta olmak üzere sektörde kimsenin görüşü alınmadı. Çiftçi yüksek girdi fiyatlarına rağmen üretim yapmak için çaba gösterirken, hasat öncesinde sıfır gümrükle ithalat yapmak ayçiçeği çiftçisine “üretme” demektir.Çiftçi hasat edecek ürününe iyi bir fiyat beklerken ithalatla düşük fiyat oluşması için birileri çaba gösteriyor. Sanayici 100 bin ton tohum ithal ederek hasat dönemine girecek. Fiyatı düşürecek. Çünkü elinde ithal ürün olacak.” diyorlar. Üreticilerin de belittiği gibi, tam da hasat öncesi 100 bin ton sıfır gümrükle ayçiçeği ithalatına izin verilmesi, üreticinin ürettiği ürünün fiyatını düşürecek. İthalat yine üreticiye-köylüye-çiftçiye zarar verecek. Halkımızı yeterli kontrollerin yapılıp yapılmadığı, sağlıklı ve güvenli olup olmadığı belirsiz ithal ayçiçek tohumundan üretilmiş ayçiçek yağı vb. ürünlere mahkûm edecek. Gıda fiyatlarında Nisan ayında da devam eden rekor düzeydeki artışın yegâne sebebi başta da söylediğimiz gibi dışa bağımlı gıda, tarım ve hayvancılık politikalarıdır. Bu politikalardan vazgeçilmediği sürece gıda fiyatlarındaki artışın önlenebilmesi mümkün görünmemektedir.
bunların üretimi için gereken girdilerde dışa bağımlı, yanlış gıda, tarım ve hayvancılık politikaları. Çiftçi açısından ithal girdilerdeki maliyetler çok ciddi boyutlara tırmandı. Hem hayvancılıkta hem de tarımda arpadan mazota, gübreden tohuma, üretimde kullanılan birçok girdideki fiyat artışları elbette tüketiciye yüksek gıda fiyatları olarak yansıyor.TÜFE verilerinde olduğu gibi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) de Nisan ayında aylık % 2,98, yıllık % 30,12 oranında arttı. Yani üretici girdilerinin yıllık artış oranında da ciddi artışlar oldu. Enerjideki yıllık artış yüzde 52,3, ara malında ise yüzde 34,7 olarak açıklandı. Gördüğümüz gibi, bir zamanlar tarımsal ürünler ihraç eden, Avrupa’nın manavı ve kasabı olarak nitelendirilen bir ülkeyken dışa bağımlı gıda, tarım ve hayvancılık politikaları yüzünden işler tersine döndü. İthalata bağımlı bir ülke haline getirildik.Üreticimiz üretemez, halkımız yerli ürünler tüketemez ve gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar yüzünden çocuklarımız sağlıklı beslenemez hale geldi. Gıda fiyatlarındaki artış, sağlıklı ve güvenli gıdaların yerini tağşiş gıdaların doldurmasına, halkımızın daha ucuz olduğu için kaynağını sorgulamadan taklit gıdalara yönelmesine sebep oluyor.Bu durum da halk sağlığı için ciddi bir tehlike doğuruyor. Ayrıca gıda fiyatlarındaki artış, hammaddede dışa bağımlılık ve dolar euro’nun yükselerek hammadde girdi fiyatlarının yükselmesi, gıda üretimi yapan işletmelerin bir bir kapanmasına, bu işletmelerde çalışan gıda mühendisleri dahil yüzlerce çalışanın işsizlik cehennemine atılmasına sebep oluyor. Ülkemizde gıda mühendisleriyle birlikte 91 bin işsiz mühendis bulunuyor. İthalata bağımlı gıda, tarım ve hayvancılık politikaları yüzünden gıda fiyatlarının her geçen gün daha da arttığı bugünlerde 100 bin ton ayçiçeği tohumunun sıfır gümrükle ithal edileceğini öğreniyoruz.Resmi Gazete’nin 3 Mayıs 2019 tarihli sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 100 bin ton ayçiçeği tohumu sıfır gümrükle ithal edilebilecek. Tarife kontenjanı kapsamında sıfır gümrükle ithal edilecek 100 bin ton ayçiçeği tohumu için son ithalat tarihi 30 Haziran olarak belirlendi. Peki, bizim ayçiçeği tohumuna mı ihtiyacımız var? Basın organlarında çıkan haberlerde ayçiçeği üreticileri, piyasada yeterli miktarda ürün olduğunu, ithalata gerek olmadığını ve Temmuz’da Türkiye’de ayçiçeği hasadının başlayacağını belirterek: “Alınan karar çok yanlış ve üreticiye ciddi zarar verir. Bir kaç firmaya yarar sağlayacak olan bu karar, yerli üretimi olumsuz etkiler. Bu karar alınırken Trakyabirlik başta olmak üzere sektörde kimsenin görüşü alınmadı. Çiftçi yüksek girdi fiyatlarına rağmen üretim yapmak için çaba gösterirken, hasat öncesinde sıfır gümrükle ithalat yapmak ayçiçeği çiftçisine “üretme” demektir.Çiftçi hasat edecek ürününe iyi bir fiyat beklerken ithalatla düşük fiyat oluşması için birileri çaba gösteriyor. Sanayici 100 bin ton tohum ithal ederek hasat dönemine girecek. Fiyatı düşürecek. Çünkü elinde ithal ürün olacak.” diyorlar. Üreticilerin de belittiği gibi, tam da hasat öncesi 100 bin ton sıfır gümrükle ayçiçeği ithalatına izin verilmesi, üreticinin ürettiği ürünün fiyatını düşürecek. İthalat yine üreticiye-köylüye-çiftçiye zarar verecek. Halkımızı yeterli kontrollerin yapılıp yapılmadığı, sağlıklı ve güvenli olup olmadığı belirsiz ithal ayçiçek tohumundan üretilmiş ayçiçek yağı vb. ürünlere mahkûm edecek. Gıda fiyatlarında Nisan ayında da devam eden rekor düzeydeki artışın yegâne sebebi başta da söylediğimiz gibi dışa bağımlı gıda, tarım ve hayvancılık politikalarıdır. Bu politikalardan vazgeçilmediği sürece gıda fiyatlarındaki artışın önlenebilmesi mümkün görünmemektedir.