Toplumumuzu yakından ilgilendiren
OBEZLİK Problemi biraz kibarcasını yazayım
ŞİŞMANLIK toplumumuzun önemli sorunları arasında yer almaktadır. Zayıflık ve Kabızlıkta önemli problemdir. Bu yazı bir araştırmaya dayanıyor. Araştırmamızı İlk bölümde
OBEZLİK ve
KABIZLIK diğer bölümde de
PREBİYOTİK ve
PROBİYOTİKbakteri ilişkisini yazacağız.Şunu mutlaka söylememiz gerekir; mutlaka bir Gastroenterelog uzmanından, Dahiliye uzmanından ve Diyetisyenden yardım alın. Lütfen bu yazıyı anlayarak okuyun. Mesleğimin
Veteriner Teknisyeni olması nedeniyle konuyu size aktarma da faydası oldu. Zira biz hayvancılıkta da bu problemlerden dolayı verim düşüklüğünü
PREBİYOTİK ve
PROBİYOTİK ürün takviyeleri ile çözüyoruz.
Kadınlar ot toplarken, erkekler avlanıyor
2014 yılında yapılan bir araştırmada,
Tanzanya’da yaşayan kabilelerde
bakteri çeşitliliğin şehirde yaşayan insanlardan fazla olduğu, kadınların bağırsaklarındaki bakterilerin topladıkları lifli bitkileri erkeklerden daha iyi sindirdiği belirlendi. Arada ki tek fark, kadınlar ot toplarken, erkekler avlanıyordu.
Yine 2008-2009 yılında
Venezüella’da yaşayan 12 avcı-toplayıcı kabile mensubundan incebağırsak bakterileri aldılar. Bunların vücudunda antibiyotik aşığı
Amerikalılardan daha çok sayıda bakteri türü olduğunu buldular. Biz onlara ilkel insan derken onlar doğal hayatta yaşadıkları için hastalıklara bizden daha dirençliydi.
"PREBİYOTİK ve PROBİYOTİKLER keşfedildi."
Bu tesadüfî bulgular insanların tükettiği sağlıksız gıdaların bağırsak bakterilerini etkilediği ve onların bakterilerin yanında insanlarında OBEZ olmasına yol açtığı tespit edildi. Bu aşamanın sonunda da PREBİYOTİK ve PROBİYOTİKLER keşfedildi. Bu çalışmaların sonucunda da vücudunuzda ne kadar fazla bakteri türü varsa yeni hastalıklara direnme gücünüz de (
adaptasyon, uyarlanma) o kadar artıyor. Bu bakterilerin hem bağışıklık ve sinir sistemini etkilediği tespit edilmiş oldu. Bu nedenle sağlıklı beslenenlerin sinirleri güçleniyor ve hastalıklara karşı daha dirençli oluyor.
OBEZ Neden Oluyor?
2007 yılında
İnsan Genom Projesi'nin (Human Genome Project, HGP) bir devamı olarak
İnsan Mikrobiyom Projesi (Human Microbiome Project, HMP) başlatıldı. 5 yıl içinde hem insan vücudunda yaşayan bütün mikropların haritasını çıkardılar hem de mikroplarla insan sağlığı arasındaki karmaşık ilişkiyi ortaya koydular. Vücudumuzda ki mikropların belirli şartlar altında bizi depresyona soktuğunu ve OBEZ yaptığı ortaya çıktı. Sağlıklı düzenli beslenme, diyetle ve sporla kilo vermenin bizi depresyondan çıkaracağı da böylelikle ortaya çıktı.
Hastalık Yapan Mikroplar
Saprofit dediğimiz zararsız bakteriler vücudumuzda olduğu kadar her tarafta havada, suda, toprakta her tarafta mevcuttur. Vücudun terazisi bozulduğu an zararlı hale geçmektedir. Bağışıklık açısından mikroplarla, bakterilerle sürekli temas halinde olmak zorundayız.
Hastalık yapan mikropların sayısı insan vücudunu yaşatan mikropların sayısından çok daha azdır. İnsanların hayatta kalabilmesi için sindirim sistemindeki bakterilere ihtiyacı vardır. Onlara saksıda yetiştirdiğimiz çiçekler gibi özenle bakmalıyız.
Diyetle kilo vermek için buna dikkat etmemiz gerekiyor. Bu nedenle uzmanlardan yardım almadan
DİYET yapmak çok tehlikeli.
OBEZ insanlar olduğu gibi vücudun dengesi kaybolunca
OBEZ BAKTERİLERDE ortaya çıkmaktadır.
İnsülin direnci, diyabet gibi hastalıklar bir yana (ki bunların büyük kısmı yine sağlıksız beslenmekle ilgili) yemek bağımlısı, aslında
şeker bağımlısı insanlar diyetle kilo vermekte zorlanıyor. Araştırmalar insanların olduğu gibi bakterilerin de boğazına hakim olamadığını gösteriyor.
Sağlıklı Beslenme
İnsan vücudu tek başına yediklerini sindiremez. Bunun için bağırsaktaki bakterilerin çalışması lazımdır. Nitekim
ishal olmak ne demek? Bağırsaktaki bakterilerin hastalanıp ölmesi ve yediklerimizin sindirilmeden vücuttan atılması, vücudun bağırsak ortamında ki bakteri ortamının değişmesi demektir. Aynı şekilde
KABIZLIK da bakteri ve sağlıklı beslenme ile ilişkidir. Öyleyse sağlıklı beslenme ve DİYET ile bakterilerimizin de gönlünü hoş tutmamız gerekiyor. KABIZLIK ile ilgili konuyu diğer bölümde anlatacağız.
Uzmanlar
laboratuar deneylerinde OBEZ insanların bağırsaklarından aldıkları
OBEZ mikropları, bakterileri farelerin bağırsaklarına yerleştirdiler ve fareler de çok yiyip şişmanlamaya başladı. Ancak, zayıf insanların bağırsaklarından alınan bakterileri transfer edince
hızla kilo verdiler.Anneler bebeklerini emzirdikleri zaman hem bağışıklık sistemini güçlendiren
antikorlar veriyorlar hem de bebekteki bakterileri emziriyorlar; çünkü annenin bakterileri bebeğe ve bebeğin bağırsaklarına geçiyor. Dolayısıyla
annelerin bebeği kendi sütüyle emzirmesi daha sağlıklı olmaktadır. Son zamanlarda
Sağlık Bakanlığı çok güzel bir şey yaptı: Hiç değilse yeni kuşakların bağışıklık sistemi güçlensin,
antibiyotik bağımlısı olmasın diye tüm antibiyotikleri reçeteye bağladı. İyi de yaptılar. Yapılmasının nedeni de Antibiyotikler bağırsaklarda ki bu bakteri ortamını bozmaktadır. Bakterilerin ölümüne neden olmaktadır. Özetle sağlıklı beslenmek için yapay vitamini azaltın, dengeli beslenin, bakterilerinizi iyi besleyin ve elbette antibiyotiklerden uzak durun.
Su Arıtma Cihazlarına Dikkat!
Son zamanlarda size ve evinize gelen, ulaşan satıcılar size
“su arıtma cihazı” satmak isteyebilirler. Bunun için de
pet şişe suyunu bile arıtıp “Bakın içinden ne kadar pis tortu çıktı” derler. Oysa “arı, saf su” vücudun hiçbir işine yaramaz. Şimdi bunun konumuzla ne ilişkisi var diyebilirsiniz! Tersine, dengeli beslenme ve mikrop dengesi için arı sudan uzak durmalıyız.
Avrupa Birliği,
içme suyu için 15 (FS) sertlik derecesini,
Dünya Sağlık Örgütü ise 10 (FS) sertlik derecesini tavsiye etmektedir.
En ideal içme suyu pH değeri ise 7,5 ve 8,5 arasıdır.
Uyun pH derecesi de 0'dan 14'e kadar olan değerleri almaktadır. 0 - 7 arası asidik, 7 nötr ve 7 - 14 arası alkali su olarak adlandırılmaktadır.
Saf suyun pH derecesi 7'dir. Suyun asidik özellik göstermesi içeriğinde fazladan
karbondioksit bulunması, alkali özelliği göstermesi ise fazladan
kalsiyum bikarbonat ve alkali tuzları içerdiği anlamına gelmektedir. Ayrıca içeriğinde
potasyum, kalsiyum ve
magnezyum bulunması suyun asitlik derecesini düşürmektedir. Hafif alkali sular, insan sağlığı açısından daha verimli ve faydalıdır. Az miktarda kalsiyum ve magnezyum içeren sular yumuşak olarak tanımlanır ve içimi oldukça iyidir. Fakat, vücuda yeteri miktarda mineral alınmamasına sebep olur. Saf , arıtılmış sular da tehlike vücudun mineralden yoksun desteklenmesine yol açar.
Sabunlara Dikkat
Yine diğer bir konu
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi bazı
antibakteriyel sabunları da yasakladı. Öncelikle
antibakteriyel sabunların vücut temizliğinde normal sabundan daha etkili olmadığı ortaya çıktı. Ayrıca bazı antibakteriyel sabunlarda kullanılan kimyasal maddelerin vücuda zararlı olduğu tespit edildi.
Dr. Raman ise daha ileri giderek bu sabunlar vücuttaki sağlıklı bakterileri öldürüyor diyor.
Herkesin “genetiği” ve “epigenetiği” ayrı. Bu nedenle herkesin aynı şekilde beslenmesi sağlıklı değil. Gelecekte hem ilaçlar hem beslenme tavsiyeleri kişiye özel olacak. O zamana kadar diyetle kilo vermek istiyorsanız doktor kontrolünde kendinize en uygun formülü seçmeniz gerekiyor.Her durumda
MİKROBİYOM ortamınız, yani
vücudunuzdaki bakteriler ikinci BEYNİNİZDİR. “Depresyondan” ve “obeziteden” uzak durmak için midenizle bağırsaklarınıza iyi bakın.
Diğer bölüm PREBİYOTİK ve PROBİYOTİKLER mutlaka kaçırmayın.Kapsamhaber/ Mustafa Kemal BektaşKAYNAKLAR:Aysun TAŞDEMİR - PROBİYOTİKLER, PREBİYOTİKLER VE SİNBİYOTİKLERDr. Can çiftçi – Diyet: Prebiyotik ve Probiyotik Rehberi Nedir?Dünya Gıda - Probiyotik ve Prebiyotikler nedir? http://www.dunyagida.com.tr/haber/probiyotik-ve-prebiyotikler-nedir/8364