Sömürülen değerler aşınsa da zaman içinde en çok aşınıp paçavraya dönen sömürücülerin kendileridir.
Mevlana, en çok sömürülen değerlerden biridir. Mevleviliğin seremonisi olan Semâ başta olmak üzere Mevlana siyasi ve ticari amaçlarla kullanılıyor. Kebapçısı, köftecisi, hamamı, seyahat şirketi gibi adlarla ticaret yapılıyor Mevlana adıyla.
Defile, sünnet, konserler, turizm haftası ve çeşitli balolarda açık havada, sahnelerde, havaalanında bile ticari, siyasi amaçlarla Semâ gösterileri yapılmaktadır…
Batıda “Turne (dönen) Derviş” olarak bilinen Mevlana’nın adı bizde turne siyasetçi, turne sanatçı, turne tüccarlara dönüştü.
Sosyal medyada özünü söze dökenler, değersiz ifadelerini pekiştirmek isteyenler bile imza olarak Mevlana’yı seçmektedirler.
Corona dolayısıyla bu yıl pek verimsiz geçti Şeb-i Arus törenleri.
İstanbul BB, Evrensel Mevlana Âşıkları Vakfı (EMAV) diye kıytırık bir vakfa Şeb-i Arus töreni yaptırıp “Turne Siyaseti” icra etti.
Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlenen 747. Şeb-i Arus töreninde kadınlarla erkekler birlikte sema yaparken Kur'an-ı Kerim, teşrik tekbiri ve Naat-ı Şerif, Türkçe okundu. Ne var ki gecenin adı “Mevlevî mukabelesi” ydi.
Aslı, “Mevlevî Ayini” olan Semâ, 8 asırdır yerleşmiş sıkı kuralları olan dini bir ibadet (ritüel) dir.
Türkçe ezan olur mu?
Yaparsanız olur.
1950 öncesinde namaz çağrısı Türkçe Ezanla yapılmaktadır. Aslı kesinlikle yasaktır. O günlerin birinde Terme ilçesinden bulabildiği mısırı Perşembe ilçesinin bir köyüne at sırtında nakleden İsmail dayı ve oğlu, ay ışığında yola çıkarlar.
Gecenin bir vaktinde, tam engebeli bir yokuşu tırmanırlarken ay tutulması gerçekleşir. Bizde ay tutulmalarında ezan okunması bir gelenektir. İsmail dayı, oğluna seslenir:
-Oğlum çabuk ezan oku!
Çocuk ikilemde kalır ve sorar:
-Baba, yeni ezan mı eski ezan mı okuyayım? Cevap şudur:
-Ulan gecenin bu vaktinde öpeyim yeni ezanı, çabuk eski ezanı oku!...
***
Öztürk Yılmaz CHP’li bir milletvekilidir. “Ezan Türkçe olmalıdır” dedi diye CHP’den ihraç edilmiştir.
Bu perhize lâhana turşusu fayda mı eder, zarar mı verir düşünün. Ezanın Türkçe okunmasını istemek çok büyük bir suç mudur?
Öztürk Yılmaz’a isnat ettiğiniz Türkçe ezan okunması düşüncesi ile sizin yaptığınızı karşılaştırın şimdi bakalım… O, düşüncesini açıklamış, partiden atılmış, siz, bizzat icra ettiniz… Sizi nereden atmalı?...
Kur'an-ı Kerimi, teşrik tekbiri ve Naat-ı Şerif’i Türkçe okuttunuz diyelim, Şeb-i Arus ve Mevlevî mukabelesi terimleri niye Türkçeleştirilmedi? O toplulukta bu terimlerin anlamını bilen var mı acaba?
“Hepimiz Atatürk’üz” adlı bir sitede şöyle bir karikatür görmüştüm:
Kılıçdaroğlu yumruk yaptığı sol elinin üstüne sağ avucuyla patlatıyor şaplağı ve “O kadar imam hatip okulu açtınız ama en iyi imamı ben çıkardım” diyor.
Kastettiği imam, Ekrem İmamoğlu.
Aynı İmamoğlu, seçim öncesi gazetecileri takar peşine girer camiye, mikrofondan Kuran’ı aslından tilavet eder ama bu, dini siyasete alet etme, seçim malzemesi sayılmaz. Aynısını başkası yapsa ortalığı kan götürecek duruma gelirdi Türkiye.
Kemalciğimin imamı, Mevlana’yı siyasetine alet edip Kur'an-ı Kerim, teşrik tekbiri ve Naat-ı Şerif’in Türkçe okunmasına vesile olmuşsun madem, o zaman seçim öncesi Kuran-ı Kerim’i niçin Türkçe okumadın?
Yemez mi?... Bence de yemez. Kuran-ı Kerim’i Türkçe okusaydın da görseydik…
Ezan, Kuran Türkçe okunsa sanki beş vakit namazı camide kılacak itikadınız varmış gibi bir çaba içindesiniz. Gülüp duruyoruz efendim, siz böyle devam edin…
Yıllardır camilerden uzak durdunuz. Rahmetli babanızın cenaze namazını bile bize kıldırttınız. Vakit namazında caminin avlusunda sigaranızı tellendirdiniz, ardından abdestsiz bir şekilde yanı başımızda cenaze namazına durdunuz.
Sahi aklıma geldi. Yakında, “Türkçe dualarla namaz kılınır mı” diye soracaksınız en iyi İmamınıza, o da şöyle diyecek:
-Abdestsiz kılarsanız bal gibi olur…
Az kalsın unutuyordum, semazenler arasında kadınlara da yer vermişsiniz. Bu gerekli konu, 750 yıldır kimsenin aklına gelmemiş de siz ne güzel akıl etmişsiniz…
Sakın Sema ayinine kadınların çok yakıştığını söylüyorum zannetmeyin, size çok yakışan, her millî ve manevî konuyu cıvıtmanızdır.
Kadın konusu uzmanlık alanınız zaten. Bu konuda tepeden tırnağa ne kadar mahir olduğunuz adliye dosyalarında sabittir efendim.
Kutluyorum Şeb-i Arus’unuzu (!?!).