21. yüzyılda devletler sadece ekonomik çıkarlar ve geleneksel savaş yöntemleriyle değil, aynı zamanda kültürel diplomasi ve yumuşak güç unsurlarıyla da uluslararası arenada söz sahibi olmaya çalışıyor. Ancak silahların gölgesi büyüdükçe kültürel çalışmalar, barışın ve istikrarın sağlanamadığı ortamlarda etkisini yitiriyor mu?
Yumuşak Güç Sadece Barış Ortamında Anlam Kazanıyor
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Kültür Enstitüsü Direktör Yardımcısı Dr. Ahmet Akalın, günümüzde devletlerin sanat, spor, eğitim, dil, mimari gibi kültürel unsurlar ve siyasi değerlerle küresel kamuoyunun kalbine ulaşmaya çalıştığını ifade etti. Dr. Akalın, yumuşak güç kavramının 1990’lı yıllarda Joseph Nye tarafından uluslararası ilişkiler literatürüne kazandırıldığını, ancak yumuşak gücün asıl etkisinin ancak barış, istikrar ve karşılıklı güven ortamında ortaya çıkabileceğini vurguladı.
EİT Kültür Enstitüsü: Bölgesel Dayanışmanın Kültürel Taşıyıcısı
Türkiye, Pakistan ve İran’ın öncülüğünde kurulan ve bugün dokuz üyesi bulunan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, ekonomik kalkınma kadar kültürel diplomasiyle de öne çıkıyor. Teşkilat bünyesinde faaliyet gösteren Kültür Enstitüsü, ortak tarih ve değerlere dayalı projelerle bölgesel bağları güçlendirmeyi hedefliyor. Dr. Akalın, EİT ülkelerinin zengin kültürel ve sosyal mirasına işaret ederek, kültürel diplomasinin bu coğrafyada potansiyelinin büyük olduğunu belirtti.
Dezenformasyon ve Sert Güç, Yumuşak Gücü Zayıflatıyor
Dr. Akalın, EİT ülkelerinin son dönemde uluslararası medyada yayılan dezenformasyon, manipülasyon ve oryantalist yaklaşımların hedefi olduğunu vurguladı. Ayrıca bölgede artan sert güç unsurlarının ve askeri müdahalelerin de kültürel istikrarı sarstığını belirtti. Özellikle Hindistan’ın Pakistan’a, İsrail’in ve ABD’nin İran’a yönelik saldırılarının yalnızca siyasi ve ekonomik dengeleri değil, kültürel bağları da olumsuz etkilediğine dikkat çekti. ABD’nin diplomasiye fırsat tanımadan askeri müdahalelere yönelmesinin, yumuşak gücün etkisini azalttığını söyledi.
Yumuşak Güç İçin Tutarlı Dış Politika Şart
Dr. Akalın, yumuşak gücün etkili olabilmesi için uluslararası söylem ve eylemlerin tutarlı olması gerektiğini ifade etti: “Dış politikada tutarlılık, yumuşak gücün sacayaklarından biridir. Kültürel çalışmalar ancak barışçıl ve istikrarlı bir zeminde filizlenebilir.”
Kültürel Mirası Korumak Siyasi Bir Sorumluluk
Dr. Akalın, kültürel mirasın korunmasının ve tanıtılmasının günümüzde sadece estetik bir kaygı değil, aynı zamanda siyasal ve toplumsal bir sorumluluk haline geldiğini belirtti. EİT Kültür Enstitüsü’nün bu alanda kültürel diplomasinin enstrümanlarını kullandığını, ancak bölgedeki istikrar sağlanmadan bu çabaların karşılık bulmakta zorlandığını vurguladı.
Barış Olmazsa Melodiler Sessizliğe Karışır
Dr. Akalın, barış ve istikrarın kültürel bağların güçlenmesi ve yumuşak gücün etkili olabilmesi için vazgeçilmez olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Yumuşak güç, insan ruhuna dokunan ince bir melodidir; ancak savaşın gölgesinde bu melodi sessizliğe karışır. Savaşın gölgesi bir kez düştü mü, ne melodiler yankı bulur ne de kitaplar açılır. Kültürel diplomasi bir tercihten çok bir sorumluluktur. Barış ortamı, diplomasiye inanç ve tutarlı dış politika her zamankinden daha hayati.”
Haber: Kapsamhaber